Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

E.K.E.

Haberi, Hürriyet Çukurova’da (6 Nisan 2016) okudum. “BU DA OLDU!” manşetinin üstünde “Evde Kalmış Erkekler Eylem Yaptı” açıklama tümcesi var. Başlıktaki EKE’nin açılımı “Evde kalmış erkekler” oluyor. Manşet haberi dört kare fotoğrafla görselleştirilmiş. Üç kare fotoğraf manşette, bir kare de haberin ayrıntısının yer aldığı üçüncü sayfada yer almış.

Manşet haberin ilgi çekici fotoğraflarında 50 civarında kadınlı erkekli bir grup yürüyor. Kadınlar orta yaş ve yaşlılık sınırında. Genç kızlar yok. Gençlerin hepsi erkek. Öndeki genç, bayrak taşıyor. Öteki gençlerin elinde pankartlar...

Genç erkeklerin amacı, seslerini Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a duyurmak. Bu gayeyle inmişler meydan yerine. Anaları, babaları ve destekleyenleri de yanlarında.

Mehmet Doğaner geçmiş haberi. Erdemli’nin Üzümlü köyü gençleri evlenecek kız bulamamaktan şikayetçi. Gençler mi sadece? Köyün en yaşlısı Zeynep Öztürk diyor ki: “Biz artık çocuklarımızı evlendiremez hale geldik. Gençlerimiz bekar geziyor. Çocuk sesi duyamaz olduk.”

Muhtar Mustafa Başbilen Üzümlü’de 9 yıldır düğün olmadığını söylüyor. Köy nüfusunun yıldan yıla azaldığından yakınıyor.

Ben en çok gençlerin taşıdığı pankartlardaki ifadelere odaklandım. Hem gülümseten hem de ilgi çeken ifadeler yer almış pankartlarda. Ebu’l Hayr’ın Mevlana’ya mal edilen sözü “Ne olursan ol yinede gel..!” şeklinde yazılmış. İki yanlışı var. Birincisi de bağlacı ayrı yazılmalıydı (yine de). İkincisi ünlem işaretinden sonra iki nokta konulabilir (!..). Aynı yanlış “Mevzu derin ustam..!” da da yapılmış.

Babayiğitler, “Usta sözümüz söz en az 5 çocuk” demişler pankartın birinde. Anasını bulsalar da... “Usta” ve “Ustam” kelimeleriyle kime hitap ettikleri belli. Hele beş çocuk vaadi!

Bir başka Pankartta da “E.K.E KÖYܔ ibaresi dikkat çekiyor. “Evde Kalmış Erkekler Köyü”nün kısaltılmış ifadesi...

Bizim Oğulcuk’ta ”Eke” diye yaşından önce olgunlaşmış yeni yetmelere derler. “Ekeşmiş” tabiri de aynı kökten türemedir. Doğal ki başlıkta yer alan “EKE” yle bir ilgisi yok. Var mı yoksa? Yok canım!.. Haber konusu EKE için olsa olsa tohuma kaçmış veya erkek kurusu demek daha doğru olur.

Yazım yanlışlarını önemsemeli. Bu dilimize, kendimize saygının gereğidir. Süleyman Nazif kendisine hakaret eden, küfürlü bir mektup alır. Yazım yanlışlarıyla dolu bir mektup. Cevap yazar. Der ki: “Hakaret dolu sözleriniz, ettiğiniz küfürler kişiliğinizi yansıtır. Kem söz sahibinindir. Bunları hoş karşılarım. Ancak mektubunuzda yaptığınız imlâ yanlışlarını affedemem.”

Aziz dostlar, konuşurken ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı. Yazarken de ellerimiz nasıl yazdığını bilmeli.

Zira imlâsı bozuk bir yazı, zor durumda bırakır bizi...
OKUR YORUMLARI
Mustafa Topaloğlu
12.04.2016 12:27:00

Abdulkadir Bey, aziz dostum!Yorumunuz "E.K.E."yi tamamlamış.Konuyu bir başka bakış açısıyla işlemişsiniz. Teşekkürler ediyorum. Hakikaten mevzu derin...Ekranlardaki canlı evlendirme programlarının (realite şov) bu derece ilgi görmesi tesadüf değil.Belli yaştan sonra dul ve yalnız kalanlara yanar içim. Hiçbir yere sığamayan kendi yalnızlıklarıyla baş başa kalanlara. Ne kadar zordur! Allah yardımcıları ola. Yüce Tanrı başımızı, kurulu düzenimizi bozmaya.

Serbest Kürsü'deki iletileri okudum. İmlâsız, özensiz ifadeler...Yüreğim burkuldu.
"Varak-ı mihr-i vefayı kim okur, kim dinler?" diyor ya şair. İşte biz yazıp biz okuyoruz. Biz bize yeteriz.
Bilmukabele sevgi ve selamlar. Sağlıcakla kalınız efendim.

ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
11.04.2016 12:45:00

Değerli Mustafa Bey ‘ciğim, E.K.E evde kalmış erkekler yazınız ilgimi çekti. Hakikaten son yıllarda evde kalan erkek ve hanım sayısında çok büyük artış var. Evde kalanlar iki türlü, hatta dört. Yaşlanıp da eşini kaybedip bir daha evlenemeyenler. Bunlar en zor durumda olanlar. Böyle benden 5-6 yaş büyük çok sevdiğim iki ağabeyim var. Birisi Aydın da öbürü Erdek’te bir eş bulup ta evlenemiyorlar. Bundan sanırım dört beş yıl önce eşi vefat ettiği için dul kalmış Yozgatlı yaşlı birinin videosunu yayınlamışlardı. “Devlet dul karılara maaş bağladı hiç biri evlenmek istemiyor” diye şikâyet ediyordu. Birde evlenip te maddi manevi sıkıntılar nedeniyle çaresiz kalıp anlaşarak ayrılanlar var. Bunların hali de yürek burkturucu. Oldu iki, üçüncü zaten malum. Üniversite bitirmekle kalmayıp mastır ve üstünü yaptıkları halde iş bulamayan bu yüzden de evlenip yuva kuramayanlar. Dördüncüye gelince, bunlarda iyi kötü iş bulup da evlenmeye cesaret edemeyenler. Bizim gençliğimizde erkekler için evlenme çağı 30 idi. Şimdi kızlar otuzu geçtiler yine evlenmiyorlar. Cumhurun başı da üç diye tutturmuştu ama evlenen olmayınca elde var sıfır oluyor. Yazınızı bitirirken de şöyle diyorsunuz; “Aziz dostlar, konuşurken ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı. Yazarken de ellerimiz nasıl yazdığını bilmeli. Zira imlâsı bozuk bir yazı, zor durumda bırakır bizi... Bu cümleyi okuyunca hatırıma gazetenin serbest kürsü köşesine gönderilen bir mesaj geldi. O mesaj orada duruyor. Sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Sağlıkla kalınız.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ