Dursun ERKILIÇ

KILIÇ YARASI

ÖLÜ (DİRİ) SOYUCULAR!

Mevzu, her ne kadar ‘ölü’ gibi görünse de ‘diri’! Rahmet dileğim ölülere, sözüm dirilere…

“Ölüyü diriyi öptün gözünü bize mi diktin” denilerek tepki gösterilen tip, belki de anlatacaklarımın ürünü tipolojidir…

Kabul edelim ki dünya çok değişti. İnsanların birbirine acıma duygusu köreldi. Diriyken sömürdükleri insanların geride bıraktıklarına da musallat olan utanmazlar, mezar soyucu nebbaşları aratır oldu!

 

‘NE DEMEK’ DERSENİZ?

 

 “Ölü soyucu ne demek” diye merak edebilirsiniz…

Araştırırken, “Servetini ölülerden sağlayan kişi” diye bir tanımla karşılaşabilirsiniz…

Doğaldır!

Dahası, “Kendini savunamayacak durumdaki cesedin üzerindekileri çalan kimse” tarifi de çıkabilir karşınıza…

Normaldir!

Ancak kastettiklerim nebbaşlardan farklı…

Çünkü…

Nebbaşlar; yoksulluğun ve dahi açlığın mezara dadandırdığı insanlar olabilir; ki; bu halleriyle insanımsı ölü soyuculardan ayrışırlar…

Fakat…

Ölü soyucular, ölüyü soymaya ölü diriyken başlar…

İşi kolaylaştıran ölü; diriyken; soyucusuna öylesine nazik davranır ki; ölü soyucunun ab-ı hayat kaynağı olur. Ölü soyucu, diri öldüğünde geride kalan acılı dirilere göz dikme cesaretini o kaynaktan emdiği sudan alır!

 

KORKAKTIRLAR…

 

Ölü soyuculara ‘ölü soyucu’ dediğime bakmayın; ölüden korkar onlar!

Asıl maharetleri ölüleri değil dirileri soymaktır…

‘Ölü soyucu’ dediklerim, soydukları diri öldüğünde, bir de ‘diri soyucu’ unvanını almak için ölünün geride bıraktığı dirilere yönelir…

Dedim ya ölü soyucular korkaktır; ölüden korkarlar…

Bu yüzden, diriyken soydukları ölünün acıya gark ettiği dirilere yönelirler. Bu yöneliş sıradan değildir. Büründükleri kisve ölünün dirilerini sarsacak kerte göz alıcı kumaştan dikildiği için gözbağcı olmaları zor değildir. Bir ‘dud-i muannid’ gibi sütreleşen kisvenin içinden sıyrılırlar günü gelince. Merhum ya da merhumenin kabrinde ‘huzurla’ yatması için yapılması gerekenleri bir ‘kitabe-i seng-i mezar’ yaftasına dönüştürüp soyacakları dirinin boynuna asarlar ve derler ki: Merhumun huzur içinde yatmasını istiyorsanız borcunu ödeyin!

 

UTANMAZDIRLAR…

 

Ölünün geride bıraktığı diriler, ölülerine yanarken, bir diri soyucunun tutuşturacağı başka ateşin içine düşeceğinden habersizdir…

Ölünün yakını diriler, ölü soyucunun ölüyü diriyken soyduğundan habersiz, kendilerini soymaya yönelik planlarını önce anlamaz; anladıklarındaysa; anlamadıkları şeyleri anlamaya çalıştıkları halin yorgunluğu ile ya tansiyonları yükselir ya da şekerleri düşer / çıkar…

 

FESUPHANALLAH!

 

Diyeceğimi dediğimi sanmayım! Diyeceğim çok ama dediğim diyeceklerimin çeyreği…

Zorlamayın, demek istemiyorum!

Demek istiyorum ki:

 

Ölü soyana nebbaş desem nebbaş bozulur

Nebbaş diriyi soymaz, soyan varsa üzülür

Dediğimi tam desem yüz bin yazı yazılır

Yazdırmıyom arkadaş kendi yazsın soyucu

 

Diriler, soyucularının kendileri öldükten sonra geride bıraktığı dirilerine yöneleceğini bilemez ama hatırlanmak her faninin umududur.

 

O ZAMAN…

 

Türk dünyasının büyük şairi Şehriyar’ın bendenize ilk dizesinde hem büyükbabam Haydar’ı hem de kayınbabam (Y)ıldırım’ı hatırlatan o muhteşem, “Heydar Baba'ya Selam” şiirinin ilk dörtlüğünü aktarmak istiyorum:

 

Heyder Baba, ıldırımlar şakanda,

Seller, sular şakkıldayıb akanda,

Kızlar ona saf bağlayıb bakanda,

Selâm olsun şevkatize, elize,

Menim de bir adım gelsin dilize.

 

ADI DİLE GELECEK BİRİ

 

Çok eleştirildin, zor sevdiğin için az sevildin, arkandan çok konuşuldu ama yardımların ve yaptıklarınla adın unutulmayacak, lüzumu halinde dile gelecektir Mehmet Burhan Yıldırım. Yozgat’a ve Trabitz’e anıtın dikilse yeridir! Oma ile Ena olsa bu işe el atardı…

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ