Yusuf ÖZCAN

SEYYAH

Tarih boyunca çok it salyasını akıttı bu topraklar için

Suriye Vatandaşlık Bürosu yetkilisi;
Ahmed-i Şerifi’in:”Bu ensar-muhacir muhabbeti saçma bir hal aldı. Kimse kendi evinde muhacir değildir. Bu topraklar tarihte Arap’tı, şimdi Arap, gelecekte de Arap olacak!”şeklindeki şerefsizce açıklamasına,”Bas geri, ite bak yattığı yere bak”.İstiklalinize, istikbalinize, aşınıza, eşinize, uzun lafın kısası namusunuza sahip çıkın önce” diyerek başlayalım kubuza.

İki kurşun yemiş, birisi sol dirseğinin hemen üstünden, diğeri ise koltuk altından girip kürek kemiğine zarar vermeden sırtını enlemesine parçalayarak çıkmıştı. Yaralı kolunu kaldırırken acı çektiğini göstermemeye çalışıyor, o yanına yaslanamıyordu. Kendi ifadesiyle birkaç santim daha aşağıya isabet etmiş olsaydı eğer, kaçınılmaz sondu.
Oğlunun talihsiz haberini aldığında birden bire yaşlanıp beli bükülen annesi, sargılarını düzeltmeye çalışırken gözyaşlarını tutamıyor, dudaklarından şükür duaları eksik olmuyor, şehit analarına sabırlar diliyordu. Babası ise boynunu bir tarafa eğerken, içsızısını öfkesiyle karıştırıp derin derin soluklanıyordu.
Vatan hainlerince vurulan yeğenim Ömer’in eve geldiğini öğrenir öğrenmez bayramda ziyaretine gittim. Kahraman gazi kendi ıstırabını hiçe sayarken sadece şahadet mertebesine eren komutanı için gözleri buğulanıyor ve “intikamını almaz, kanı yerde kalırsa gözlerim açık gider” diyordu. Şehit binbaşısının yiğitliğini anlatırken sanki şahin kesiliyordu. ”Bu vatanı üç buçuk çapulcuya, soyu bozuklara mı bırakacağız?”deyip kükreyerek ekliyordu: 
“Her karışı kanla karılan, başkomutan Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet, Allah’ın izniyle dünya durdukça yaşayacaktır” sözlerini söylerken bakışları çakmak çakmak duvarlarda geziniyordu. Üzüntüsü ise dedelerimizin birlikte savunarak vatan yaptığı bu toprakları, şimdi dış düşmanlarımız ve içerdeki hainlere kanarak onlara peşkeş çekmek isteyen cibilliyetsizlerin adınaydı. Teselli için kendisine bir mesel anlattım: 
“İki it karşı konağa devamlı ürürlermiş. Biri havlamaya başlayınca peşinden öbürü de eşlik edermiş. Niye birlikte uluyorsunuz diye sorulduğunda: “ bize bırakılan miras gereği birbirimize yardım ederiz, ta ezelden beri böylesi davranış biçimi yaşam kaynağımız olmuştur” diye cevap verirlermiş hep. Ara sıra aşağılardan kötü, uyuz bir köpeğin çenilemesi duyulunca, “bu neci, ne yapmaya çalışıyor?” sorusuna,”o boşu boşuna havlıyor” derlermiş.
Evet, tarih boyunca çok it salyasını akıttı bu topraklar için. Şimdi olduğu gibi o zamanlar da bir çanak yala, önüne atılmış kemiğe kanan bir sürü çomar kuyruk salladı ama güçleri yetmedi ve yetmeyecek de…
Gazilerimize Mevla’dan sıhhat, metanet, ailelerine sabır ve aziz şehitlerimize rahmet diliyorum.

Yan sanayi

Kin geğirir nefret kusar
Elden alır buyruk bunlar
Tarihini sorsam susar
Yan sanayi uyruk bunlar

Cani cellât en mümtazı
Çok gösterir mutat azı
Avcının ardında tazı
Kıça bağlı kuyruk bunlar

Sırtını dışarı dayar
Hainliği mubah sayar
Mağralarada görür ayar
Cıvatası sıyrık bunlar

Petrol tütün silah esrar
Kaçağında eder israr
Yanında masumdur sansar
Hasbahçede ayrık bunlar

Ev edeli nice dağı
Uçkurunun tutmaz bağı
Kurumaz donun ağı
Çenetleri ayrık bunlar

Tanımayıp Bayrak Kuran
Özcan’ıma düşman her an
Çaput çekip devlet kuran
El gülüncü tuyruk bunlar

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ