Yusuf ÖZCAN

SEYYAH

İntizar dediğin bir etek taştır

“Kartal kanadını tartanı bilir/Kırlangıç siyeci çörteni bilir/Güvercin sığırcık can telaşında/Akbaba sofradan artanı bilir.”
  Eskiden yerleşim merkezlerini dolaşan gezgin saz şairlerinin yanında, çerçi, fenni sünnetçi, berber, kalaycı gibi değişik meslekleri icra eden ustalar da vardı. İş erbabından el tutan zanaat sahiplerinin amacı ticari olsa bile bu işlevi yerine getirirken daha çok kişiye ucuza hizmetle uğraşlarının yaşamasını sağlayıp,  böylelikle isimlerini duyurmaktı.
  Konakladıkları mekânlarda en iyi şekilde ağırlanırlar, başka yerlerden edindikleri bilgileri aktarmalarından dolayı ise ayrı bir önem kazanırlardı. Bundan dolayıdır ki kendilerine “haber heybeleri” denirdi.
  Ahilik teşkilatında “ticaretin asıl sermayesi ahlaktır” kaidesi vazgeçilmezlerdendir. Onun içindir ki “hile ile iş gören, mihnet ile can verir” denmiştir. Her ağaçta kurtlu elma bulunur, bahçıvana düşen görev, hastaları (çürükleri)temizlemektir.
 Bizim yörede bir özdeyiş vardır; ”fakiri çok olan köyün eskisi olmaz”, bunun için çocuklar büyüğüne dar geleni giyerek, sofradan artanı yiyerek büyürler. Ayakuçlu döşeklerde horozun sesine uyanan sürmeli yavrular, hasetlik diye bir duyguyu tanımazlar. Paylaşımla (höbül/üleşme) yetişen kişi mümkün mü çalıp/çarpsın!
 Köyümün mutfağının porselen, alüminyum, naylon kap/kacaklarla tanışmasının buğusu üstündedir hala. Rafları, sayısı bir elin parmağı kadar çanak-çömlek ya da bakır kaplar tutardı. Hali vakti iyilerin ise dolaplarını kahve değirmeni, gümüş cezve, tunç havan, işlemeli tepsiler süslerdi çoğunlukla. 
  Diyeceğim şudur ki: Hırsızın babası olmaz, başkasından bir şeyler aşıramazsa kendinden çalar vallahi. Garibandan bir iplik çeksen kırk yaması sökülür, onu döveceğine üstünü yırt daha iyidir. Gönül kileri sevdayla, yürek ambarı aşkla dolu Âşık Çerçi’nin (İkrâmi)obasına uğrayan omzu körüklü kalaycı, üç ya da beşe varmayan kapları parlatacağım diye alır ve kayıplara karışır sonrasında. Garibin gücü intizara, şairin şiire yeter ancak.

Galeyçi

İntizar dediğin bir etek daşdır
Biri değmez biri değer galeyçi
Yel gibi sel gibi üstüne gelir
Biri ağmez biri ağar galeyçi

İnsanı gurtaran din ile iman
Kul hakkı yiyenin halları yaman
Sararsa vücudu dert duman duman
Biri boğmaz biri boğar galeyçi

Sen sen ol nefsininen tutuş güleşi
Kaldırıp dereye savur üleşi
Hep böyle kalmaz ya kader güneşi
Biri doğmaz biri doğar galeyçi

Vilayetim Yozgat Kazası Bozok
Haktan başkasına eyvallahım yok
Al bu kapları da uygun yere sok
Biri sığmaz biri sığar galeyçi

Zalime çok sert ol mazluma melek
Ey’olsun fiiller ey’olsun dilek
İşini dölek yap yapmazsan dölek
Biri sövmez biri söver galeyçi

Bu asırda pek çok yeni oyunlar
Kısalır bacaklar uzar boyunlar
Kapıda çok olsa sütlü koyunlar
Biri sağmaz biri sağar galeyçi

İkrâmi gafletten olmalı yırak
Fitneliği boşla fesadı bırak
Ölünce mezerde üstüne toprak
Biri yığmaz biri yığar galeyçi

İkrâmi diye de mahlasını tabşıran Âşık Çerçi, Yozgat İli Sorgun (Köhne) İlçesi Taşpınar Köyü nüfusuna kayıtlıdır. Âşık Çerçi yaşasaydı eğer, şimdiki hortumculara/suntacılara ne söylerdi siz kestirin artık?

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ