Yusuf ÖZCAN

SEYYAH

Çıkar ağzındaki baklayı

  ”Hakk’a hizmet halka hizmettir” anlayışıyla mesuliyet yüklenip, bunu ilke edinen lider ile tüm emektarlarının Allah destekçisi olsun. “Belediyecilik ekip işidir”, Başkanlarımız elbette ki bu bilinçle görevlerini omuzlamışlardır. Sorumlulukta, baştan savmacılık muhatabına vebal yükler. Lokomotif durumundaki yetkili, üretkenliğinin yanında denetim vazifesini de asla ihmal etmez. Umursamazlık, acıma, adamsendecilik, görmezlikten gelme ve özellikle kayırmacılık başarısızlığın bayrağını sallar. Tembellik kronikleştiğinde tedavisi mümkün değildir.
 Bu bağlamda, yönetici ve çalışanlarından güzellikler beklerken, vatandaş olarak taşın altına elimizi koymalıyız.”Üzerine kar yağmayan bilmez”.Bizler bilmem kaçıncı düşümüzü görürken, sunulanların eksiksiz ulaşması için, karanlığın tüllerini aralayanları inkâr etmemiz nankörlüktür. Şafakla beraber pırıldayan şehrimizin, alın terleriyle yıkandığını yadsımak ayıbın ötesindedir.
 Emzikçiler izmaritini, döküntücüler atığını, çivitçiler kabuğunu, berduşlar şişesini, bereketsizler bezini, kırıntıcılar kâğıdını, pervasızlar peçetesini utanmadan saçarken, nezih bir çevreden bahsetmek abesle iştigaldir. Saymakla bitiremeyeceğim davranış bozukluğunun en başında, tükürme ahlaksızlığı var elbette ki. Yürüme kusurluluğumuzun kapladığı kaldırımlara salya, sümük püskürten edep düşkünlerinin terbiyesizliği şöyle dursun, bilmem kaçıncı kattaki  (yıkılası) balkonundan, kıçından soluyarak çıkardığı balgamı fırlatan iğrençler tükenmedikçe ne yapılsa nafiledir.
   Kadın küfre dadanan oğlunu, huyundan vazgeçsin diye hocaya verir. Derviş Efendi çocuğun dilinin altına bir adet fasulye koyar. Öğrencisine “ola ki söveceğin tutarsa taneyi düşün, böylece alışkanlığını unutursun” der. Günler kovalaşırken herkes memnundur. Yağmurlu bir akşamüstü hanelerine yönlenince, yol boyu evlerden birinin duldalığından uzanan genç kız; ”Hoca Emmi azcık bekler misin” sözüyle içeri girer, tabii ermişle talebesi ıslanmaktadır. Beş on dakika sonra aynı hareket yinelenir, garibanlar sırılsıklamken epey gecikmeyle kızcağız kucağındaki tavukla balkondan uzanarak,”anam, derviş gören tavuğun yumurtası çift sarılı olur dedi de onun için durdurdum” cümlesini bitirmeden aksakal, böğründeki ufaklığa; ”evlat, çıkar ağzındaki baklayı!” der. 
  
Sarraf sevgi tartmaz
 
Apansız bahçeye girmem    
Dal bükülür denk bozulur                  
Dönüp de ellerim sürmem
Gül incinir renk bozulur
 
Göz kayınca bir tarafa
Sır denir mi itirafa
Sevgiyi vermem sarrafa
Terazi mihenk bozulur
 
Yâr deyince titrer özüm
Yollarına düşer gözüm
Gözyaşlarım üzüm üzüm     
Dökülür hevenk bozulur
 
Yetmezse nefes neyine
Neyzenin kamış neyine
Alsa da eline yine
Dil şaşar ahenk bozulur
 
Varılacak en son durak
Özcan’ıma değil ırak
Ey sevgili dua bırak
Yel vurur çelenk bozulur
 
Yusuf ÖZCAN
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ