18 Aralık 2015’de, yani yaklaşık beş yıl önce bir yazı yazmışım.
Eski yazılarıma göz atarken dikkatimi çekti.
Bu yazı hem dünü anımsatıyor, hem de bugünü yansıtıyor gibi…
Başlık: “DOLAR EVİNE DÖNÜYOR..”
Hep birlikte okuyalım, bakalım neler değişmiş.
Yoksa “Aynı tas, aynı hamam mı?”
“Ülkemizi, yani Türkiye’yi meşgul eden o kadar olay var ki, bunları izleyelim derken esas sorunu atlıyor gibiyiz. En önemli ve can alıcı sorun üstelik. 2016’da ekonomi ne olacak? Bu yıl geride kaldı sayılır. ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı, on yıldır bir sent arttırmadığı faize ilk defa el attı ve 0.25 baz oranında faizi yükselttiğini açıkladı. Dünya zaten bu yüzde O.25’lik artışı bekliyordu. Kalkınmış ülkeler bu karar için önceden vaziyet aldılar. Korunma kalkanlarını devreye soktular. Ya kalkınmakta olan ve sanayileşme sürecini tamamlayamamış ülkeler ne yaptılar? ABD’nin son on yıldır dünyayı bol kepçe basıp dağıttığı dolarları hovardaca harcadılr. Değirmenin suyunun bir gün kesileceğini hesaplamadılar . El parasıyla adeta hovardalık yaptılar. Şimdi gelindi zurnanın zırt dediği noktaya. Türkiye ekonomisi zaten üretime değil, yol yapımı, köprü ve hava alanın inşaatı ile mesken inşaatlarına ağırlığını verip kalkınma modelini seçmiş durumda. Cari açık 13 yıldır sürüyor.
Bilinen tek şey bütçe disiplini. Bu da tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Büyüme hızı yüzde 3’lerde deniyor ama inandırıcı değil. Enflasyon hedefi zaten tutmayacak. Görünen yüzde 8’lerde olsa da gerçek enflasyon, yani halkın yaşadığı pahalılık bunun iki katından yüksek. Bu durumda ne olacak? Bugünden vazgeçtik, 2016 ve sonrası için en ufak bile olumlu işaret yok orta yerde. Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek “Reform paketleri hazırlıyoruz” diyor. İyi de üretime yönelik ne yapacaksınız. Diyelim ürettiniz, kime nasıl ve hangi fiyatla satacaksınız. Rusya duvar. İran düşman. Suriye yangın yeri. Mısır’dan tık yok. Libya’ya müteahhit dahi giremiyor. Tunus keza. Bir tek kala kala Orta Afrika ülkeleri kaldı, ki bunların da satın alma güçleri sıfır. Turizm gelirleri hangi bahara kaldı belli değil. Halk borç batağı içinde. İşsizlik oranın devamlı yükselişte. Dolar henüz başını alıp gitmiş değil. Hükümet her alanda sıkışmış durumda. İçerde terör sorunu. Dışarda savaş tamtamları. Siyasette “paralel” avcılığı. Basın yani medya, yazılı ve sözlüsüyle ortada yok. Ortadan kaldırıldı demek daha doğru. Ekonomi özetle “nanay”… Evet Amerikan doları evine dönüyor. ABD halkının gelir düzeyinin artması için kolları sıvama zamanının geldiğine inanan Amerikan Merkez Bankası “Artık herkes başının çaresine baksın” diyorsa-ki kapitalizmin basit kuralıdır- Türkiye hovardaca geçirdiği zamanı ve yapmadığı ekonomik reformların, faturasını ödemek zorunda kalacak. AKP yöneticileri ve hükümete bir şey olmaz. Ne olursa halka olur.
7 Kasım’da AKP’ye “ Yola devam “ diyenler kara kara düşünedursunlar. Tren kaçtı gari.”
Yukarıdaki yorumuma göre, ABD hala dünyanın en zengin ülkesi, yani dünden daha zengin…
Kendi bastığı dolarlarını evine geri dönmeyi başarıyor.
Türkiye ise anlatmaya gerek yok.
Bizde dolar 8 liraya dayandı, ekonomi dibe vurdu.
Devamlı TL basıyoruz…
Banknot matbaasına “Durmak yok, yola devam” komutu verilmiş vaziyette.
Yani “Eski tas, eski hamam.”
Üstelik tellaklar bir ikisi hariç, hepsi değişmiş.
