Arabanız mı var, derdiniz var demektir.
Hem de çok.
Orta halli biriyseniz işiniz zor, derdiniz çok, sinirleriniz bozuluyor demektir.
Hemen konuya gireyim.
Yeni yıla girerken otomobilinizin yıllık vergisini vermek zorundasınız.
Modeline göre, aracın yaşına göre, motor gücüne göre en az 300 liradan başlayıp on binlerce liraya
uzanan bir yıllık verginin ilk taksitini Ocak ayında ödemek zorunda kalırsınız.
Bitmedi…
Temmuz ayında ikinci taksit.
Tabii araba vergisiyle bitmez iş.
Devlet “trafik sigortası yapmanız şarttır” dediği için bu sigortayı yıllık ve zorunlu olarak yaptırmak
zorundasınız.
Yılda bir.
400-600 tl arası bir ödemeniz var demektir.,
Bitmedi.
Eğer arabanıza çok değer veriyor, devletin zorunlu trafik sigortasına güvenmiyorsanız, özel sigorta
yani Kasko yaptırırsınız.
Allah ne verdiyse, aracın modeli, değerine göre on bin tl’lere varan bir bedel ödersiniz.
Kaza yaptığınızda başınız ağarmaz ama Kasko taksitleri insanı yaşlandırabilir.
Yine bitmedi…
Kullandığınız aracı her iki yılda bir mekanik aksanlarını, eksiklerini görmek ve kontrol etmek için
muayene istasyonuna uğramak zorundasınız.
Bu çok önemli…
Bu istasyona gittiğinizde aracınızın trafik sigorta ve vergi borcu olmaması şarttır.
Yoksa istasyon doktoruna kontrol için sıraya giremezsiniz.
Herşeyiniz tamamsa mesele yok.
Randevu alabilirsiniz.
Bu yıl ki doktor (!) ücreti otomobiller için 342.20 TL.
Otobüs ve kamyonlar için daha yüksek.
Henüz işlemler (buna haraç da denebilir) bitti sanmayın.
Bu muayene istasyonuna gelmeden önce aracınızın çevre vergisi olduğunu hatırlamalısınız.
İstasyon sorumluları (Tüvtürk) kesinlikle hatırlatmaz size bunu ama bilin ki, çevre vergisi aynı
istasyonda alınmaktadır.
Bu ne demektir?
Aracınızın egzost borusundan çıkan yanık gazın havaya ne kadar kirletip kirletmediğinin ölçülmesidir.
Bunun da adı 80 tl’dır.
Tabii araç sahibi olarak ödemelerinizi kartla filan yapacağınızı sanmayın.
Ödemeler kesinlikle nakittir.
Hani muayene ücretiniz var ve egzost parasını hesaba katmadıysanız muayene yapmamiş sayılırsınız.
Gittiğiniz istasyona bir daha gitmek zorunda kalırsınız.
Bu tür istasyonlar unutmayın ki her ilde daima şehir dışında hizmet verirler.
Eskiden Karayolları yapardı bu hizmetleri.
Yıllar önce özel sektöre devrettiler.
Özel sektör, şehir dışında kurduğu istasyona, hiçbir yıl ve hiçbir zaman en ufak bır masraf veya ek
yatırım yapmadan aynı işi yapmakta ama nedense her iki yıla bir yüzde yüze yakın zamlı tarife
uygulamaktan geri kalmamaktadır.
Bunun adı konmamış bir “ haraç” olduğunu da kimse bilmemektedir.
Çünkü hiçbir yayın organını bu istasyondaki artan zamları “ zam” olarak görmemektedir.
Ne de olsa, istasyonlar şehir dışındadır.
Yani gözlerden uzakta tahsilat yapılmaktadır.
Bu yüzden gözden kaçırılması adeta bir zorunluluk haline dönüşmüştür medya için.
Sonuç;
Arabanız mı var, derdiniz var demektir.
Hem de çok.
20 yıl boyunca devlet ve özel sektöre verdiğiniz vergiler, ödediğiniz yakıt bedelleri, sigortalar,
muayene ücretleri, çevre vergileri ve rutin kontroller sonucu zaten aracınız devlet tarafından geri
alınmaktadır.
Özel sandığınız araca, benim dediğiniz otomobilinize rahatlıkla kurulabilirsiniz.
Ama sonunda bu aracın sizin olmadığını anlarsınız.
Geç olur ama…Olsun…
(Benim) Miş gibi yapmak da fena sayılmaz
13.03.2020