Prof. Dr. M.Öcal Oğuz

BOZOK YAZILARI

Yozgat’ı yönetenler Gül’ü izlesinler yeter!

Arkeoloji, birlikte ortaya çıktığı diğer sosyal ve beşeri bilimler gibi 19. yüzyılın yarattığı bir disiplindir. Bu yüzyılın disiplinlerinin önemli vurgularından biri “insanın kökeni” ise, diğeri de “ulusların kökeni” olmuştur. Bu bilim dalı da doğal olarak bu tezlerin etkisinde ve gölgesinde gelişimini sürdürmüştür. Bugün gelinen noktada uluslaşma süreçlerinin yaratığı kimi aşırılıklar zaman içinde törpülenirken “kendi toprağı üzerindeki uygarlıkların sahipliği fikri” gerek yeni tarih tezleri gerekse turizm olgusu ile birlikte güç kazanmıştır. Kişisel olarak ben –UNESCO’nun ilgili sözleşmelerine taraf olmasa da- kendi toprağı üzerindeki veya altındaki kültürel mirasa sahip çıkmanın bir devletin onuru, hakkı ve görevi olduğunu düşünenlerdenim. Bu nedenle, Anadolu’nun Türk öncesi tarihi ve kültürünü de Türk dönemi tarihi ve kültürü kadar Türkiye tarihinin ayrılmaz bir parçası ve en önemlisi zenginliği olarak görenlerdenim.
Ancak burada küçük bir kaygım var. Türk arkeolojisi gerek entelektüel gerekse bilimsel anlamda çeşitlenemediği için, Anadolu’nun Türklerden önceki tarihi Yunan Mitolojisinin yarattığı romantik havanın da etkisiyle “Helenistik Dönem” kalıt ve kalıntılarından ibaretmiş gibi bir algı yaratılmıştır. Bu algının sığlığı ve hatalı olduğu ortalama tarih bilgisine sahip herkes tarafından görülebilir ama popüler bilgi alanları, müzeler ve kültürel bellek böyle söylemiyor ne yazık ki.
Anadolu uygarlıklarının tarihinin 10 bin yıl gibi çok eski zamanlara uzandığı vurgusu, günümüz insanının ortak beleğine ve bu belleğin ürettiği popüler bilgi alanına artık yansımalıdır diye düşünüyorum. Başta Sümer, Hitit, Frig, Akad, Lidya, Asur gibi önemli tarih kayıtları ve kalıntıları olanlar olmak üzere Anadolu uygarlıklarının üzerinde “fiili, fiziki ve fikri toprak” kaldırılmalı ve bu uygarlıklar hak ettikleri oranda kültür tarihi, kültür tüketimi ve ortak bellek alanlarında yerlerini almalıdır. Bunların yapılabilmesi için elbette Türk arkeolojisinin desteklenmesi, çeşitlendirilmesi ve dünya deneyiminden daha fazla yararlandırılması gerekmektedir.
Anadolu’nun gerek Helenistik dönemi, gerekse öncesi uygarlıklarının çoğunun kökeni hakkında yapılan tanımlar, ya eksik bilgiye dayanmakta ya da uluslaşma süreçlerinin ve kimi oryantalist okumaların doğurduğu sorunları bünyesinde barındırmaktadır. Öncelikle yeni arkeolojinin bu sorunlu alanlara dönmesi ve hesaplaşması gerekmektedir.
Basından öğrendiğime göre, Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül’ün Kayseri Kültepe’ye ve burada yapılan kazılara verdiği önemi bu bakımdan son derece önemli sembollerle yüklü bir başlangıç olarak görüyorum. Anadolu’nun uygarlıklar beşiği olduğunun slogandan eyleme dönüşmesi bu tür çalışmalara devletin vereceği moral ve maddi desteğe bağlıdır.
Yozgat, eski Anadolu uygarlıklar için keşfedilmemiş, kazılmamış, yazılmamış, okunmamış, görülmemiş ve gösterilmemiş bir hazinedir. Özellikle Hitit öncesi ve sonrası bir çok uygarlık kalıntısından kimileri “hazine avcıları” tarafından yağmalanmış, kimileri izinli-ruhsatlı “profesyonel arkeologlar” tarafından yapılan kazılar sonunda alınıp başka ülkelere götürülmüş, kimilerine bugüne kadar kazma dahi vurulmamıştır.
Mesela şu Kerkenez harabelerini ele alalım: Medler ve Lidyalılar arasında sürüp giden savaşların biçimlendirdiği kentler, hayatlar, acılar, ölümler... Nasıl giyinirlerdi, ne yer içerlerdi, neye inanırlardı? Ve Heredot’un konuyla ilgili yazdıkları... Bunların hiçbiri kültürel tüketimimize girmedi, ortak beleğimizde yer almadı, popüler kültür onlara hiç yer vermedi. Oysa onlarda ne yaşantılar vardı filmi çekilecek, romanı yazılacak, müzesi kurulacak. Yaşayan Kerkenez Müzesinde Medler ve Lidyaylılar iki düşman halk olarak gündelik hayatları ve mutfak kültürleriyle sergilenseydi, sergi mekanı yaşayan ve yaşanan bir mekan olarak tasarlansaydı başta turizm olmak üzere bölgede neleri değiştirmezdi neleri canlandırmazdı bir hayal edin.


Tarih : 14.08.2008
OKUR YORUMLARI
Mehmet Aslan
29.08.2008 12:10:00

hocam yazılarınız öylesine ilmi ve faydalı ki,, şurası güzel olmuş diyerek ayrım yapmak istemiyorum. baştan aşağı güzel... kolay gelsin. kariyerinizde başarılarınızın devamını dilerim.

Sevilay
27.08.2008 08:08:00

sayın hocam,Halk bilimleri dalında yozgattan yetişen dünya çapındaki bilim adamı olarak sizin yozgatla ilgili bu yazıları pür dikkat okuyorum.yozgatı idare edenler,sizin bu yazılarınızdan feaydalanabiliyorlar mı ve sizin gibi değerli bir bilim adamının farkındamıdırlar,inanın çok merak ediyorum.hürmetlerimle..

Abdülkadir Çapanoğlu
17.08.2008 16:47:00

YorumunuzDeğerli Öcal Hocam,Buyurduğunuz gibi Anadolunun Türkler öncesi dönemi ile ilgili tarih ve kültürünün şimdi bu topraklarda yaşayan insanlar tarafından çok iyi bilinmesi gerekir.Fakat ne yazık ki bırakın sade vatandaşı bu bölgelere kültür turları düzenleyen büyük firmaların rehberleri bile eksik ve hatta bazan yanlış bilgiler vermekteler.Ege ve akdeniz bölgesi gezilerinde örneğin Efes ve Meryem Anayı gezdirirken okadar uzun uzun meryem ve çocuk isa bilgisi veriyorlarki dayanamadım sordum imtihan nezaman diye ben yıllardır bu yöreleri gezerken rehberleri ikaz etmişimdir,anlatılarınızda bir zamanlar bu toprakların kendi halkları olduğunu özellikle vurgulayınki insanlar mermerler veya duvarlar üzerindeki yazılara bakarak bu topraklarda eskiden beri hep yunanlıların olmadığını hatta Çanakkalede bir dişhekimi arkadaşımızın mahkeme kakarı ile Hektor ismini aldığını hep söyledim.Sizinde buyurduğunuz gibi Bu topraklarda büyük medeniyetler kurmuş Sümerleri,Hititleri,Frigleri,Asurluları vs.okullarda kısa bir tarih dersi olarak değilde o zamana göre olağanüstü medeniyetler olarak okutulması çok faydalı olurdu.Bu bilgilerle yetişen genç nesillerde önce bunlara sahip çıkar ve korur sonrada dünya mirası olarak tarihi ve turistik tanıtımlarını yaparlardı.Saygılar sunarım.

Gültekin Kara
17.08.2008 14:10:00

hocam yozgatı yönetenler,neyin farkındalarki cumhurbaşkanı gülü izlesisinler,yine de hattırlattığınız için teşekkürler

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ