YOBİDAV’dan söz etmeden önce size sebat hakkında birkaç söz söylemek istiyorum. Atalarımızın bir iş yaparken, bir işe başlayan gence öğüt verirken ısrarla bu kelimenin üzerinde durur: Aman sebatkar ol, sebat etmezsen netice alamazsın! Bir diğer anlamıyla bu bağlamda sabır telkin eden deyim ve atasözleri de sebat düşüncesini işlerler: “Tekkeyi bekleyen çorbayı içer”, “Sabreden derviş muradına ermiş” vs. Sebat bakımından olumlu not alamayana halk “sebatsız” der.
Şimdi gelelim YOBİDAV’a. Bu tahmin edileceği gibi “y”si Yozgat, “v”si vakıf olan bir cümlenin kısaltılmışı: Yozgatlılar Birlik ve Dayanışma Vakfı. Ankara’da kurulu kimi eski dernekleri de bünyesine alarak kurulan ve yaklaşık 10 yıl önce kurulan YOBİDAV, 24 Haziran 2006 tarihinde Genel Kurulu’nu yapmış ve Maltepe’deki eski Yozgatlılar Derneği’ndeki çalışmalarından tanıdığım bir grup yeni dönemde yönetimi üstlenmiş. Kuşku yok ki yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. İş adamı Soner Gözüyaşlı’nın başkanlığında D. Turan Düz, Cahit Babacan, Necati Balta, Bekir Doğan, Selahattin Ekici ve Ahmet Taşdemir’den oluşan Yönetim Kurulu, lutf edip beni de içine aldıkları bir “Yüksek İstişare Kurulu” oluşturmuşlar. Bana gönderilen mektupta, bu kuruldan öncelikli beklentilerinin Vakıf hizmet binasının açılışı ve ilerde yapacağı çalışmaların planlanması olduğunu belirtmişler ve kurulu 25 Kasım 2006 tarihinde toplantıya çağırmışlar. Ne yazık ki ben bu toplantıya katılamadım ve ne tür kararlar alındığını bilmiyorum.
Türkiye’de adı dernek veya vakıf olan ve bir bölgenin veya beldenin kalkınmasını, tanınmasını veya halkının birlik ve dayanışma içinde bulunmalarını hedefleyen sayısız oluşum vardır. Bunların içinden çok azı, kabuğunu veya zincirini kırarak güçlü oluşumlara dönüşmüştür.
Öncelikle bu vakfın ufkunu çok geniş tutması gerekir. DPT’den dan AB’ye, uluslar arası özel sivil toplum kuruluşlarından BM fonlarına kadar çok geniş bir alandan kaynak temin etme çabası içinde olmalıdır. Bu çağda küresel ulusal ve küresel güçleri harekete geçiremeyen bir vakfın etkin olması zordur. Öncelikle Vakfın bünyesine bu kapıları açabilecek insanları alması önemlidir. Proje yapmayı ve uluslar arası fonları kullanmayı öğrenmek gerekir.
Daha Cumhuriyet’in ilk yıllarında Yozgat, “Notlar” ve “Bozok” adıyla, o dönemin imkanlarıyla iki kültür dergisi çıkarmıştır. Bu dergilerden “Bozok”, yeni bir içerik ve yönetimle, Ankara’da 1990’lı yıllarda çıkarılmış, sonra kesintiye uğramıştır. Tarihine bakıldığında Yozgat’ta veya Yozgatlılarca Ankara’da çıkarılan Bozok dergilerinin bir çok kereler kesintiye uğradığı görülür. YOBİDAV, bu konuda kurumlaşmalı ve çağdaş tekniklerle basılı ve “e-bozok” şekilleriyle kaldığı yerden dergiyi yeniden yayımlamalıdır. Yalnız heveskarların heves alıp kapattığı değil sebatkarların sebat edip yaşattığı bir kurumlaşma gerçekleştirilmelidir.
YOBİDAV, yeni kurulan Bozok Üniversitesi ile ciddi ve sarsılmaz bir iletişime girmelidir. Bu ilişki karşılıklı olarak hem üniversiteyi hem de vakfı bilimselleştirmelidir. Ulusal ve uluslar arası ölçekteki fonlardan sağlanacak gelirlerde, deneyimlerde, proje yapma becerilerinin kazanılmasında bu işbirliği güçlendirilmelidir.
YOBİDAV’in yeni yönetimiyle etkili ve güçlü bir vakfa dönüşmesi dileğiyle söylediğim ve zaten eminim ki herkesin bildiği bu konularda “ben de öyle düşünüyorum, aynen size katılıyorum” anlamına gelen bu akıl yürütmelerimi umarım kimse “ukalalık” olarak değerlendirmez.
Tarih : 28.11.2006
Şimdi gelelim YOBİDAV’a. Bu tahmin edileceği gibi “y”si Yozgat, “v”si vakıf olan bir cümlenin kısaltılmışı: Yozgatlılar Birlik ve Dayanışma Vakfı. Ankara’da kurulu kimi eski dernekleri de bünyesine alarak kurulan ve yaklaşık 10 yıl önce kurulan YOBİDAV, 24 Haziran 2006 tarihinde Genel Kurulu’nu yapmış ve Maltepe’deki eski Yozgatlılar Derneği’ndeki çalışmalarından tanıdığım bir grup yeni dönemde yönetimi üstlenmiş. Kuşku yok ki yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. İş adamı Soner Gözüyaşlı’nın başkanlığında D. Turan Düz, Cahit Babacan, Necati Balta, Bekir Doğan, Selahattin Ekici ve Ahmet Taşdemir’den oluşan Yönetim Kurulu, lutf edip beni de içine aldıkları bir “Yüksek İstişare Kurulu” oluşturmuşlar. Bana gönderilen mektupta, bu kuruldan öncelikli beklentilerinin Vakıf hizmet binasının açılışı ve ilerde yapacağı çalışmaların planlanması olduğunu belirtmişler ve kurulu 25 Kasım 2006 tarihinde toplantıya çağırmışlar. Ne yazık ki ben bu toplantıya katılamadım ve ne tür kararlar alındığını bilmiyorum.
Türkiye’de adı dernek veya vakıf olan ve bir bölgenin veya beldenin kalkınmasını, tanınmasını veya halkının birlik ve dayanışma içinde bulunmalarını hedefleyen sayısız oluşum vardır. Bunların içinden çok azı, kabuğunu veya zincirini kırarak güçlü oluşumlara dönüşmüştür.
Öncelikle bu vakfın ufkunu çok geniş tutması gerekir. DPT’den dan AB’ye, uluslar arası özel sivil toplum kuruluşlarından BM fonlarına kadar çok geniş bir alandan kaynak temin etme çabası içinde olmalıdır. Bu çağda küresel ulusal ve küresel güçleri harekete geçiremeyen bir vakfın etkin olması zordur. Öncelikle Vakfın bünyesine bu kapıları açabilecek insanları alması önemlidir. Proje yapmayı ve uluslar arası fonları kullanmayı öğrenmek gerekir.
Daha Cumhuriyet’in ilk yıllarında Yozgat, “Notlar” ve “Bozok” adıyla, o dönemin imkanlarıyla iki kültür dergisi çıkarmıştır. Bu dergilerden “Bozok”, yeni bir içerik ve yönetimle, Ankara’da 1990’lı yıllarda çıkarılmış, sonra kesintiye uğramıştır. Tarihine bakıldığında Yozgat’ta veya Yozgatlılarca Ankara’da çıkarılan Bozok dergilerinin bir çok kereler kesintiye uğradığı görülür. YOBİDAV, bu konuda kurumlaşmalı ve çağdaş tekniklerle basılı ve “e-bozok” şekilleriyle kaldığı yerden dergiyi yeniden yayımlamalıdır. Yalnız heveskarların heves alıp kapattığı değil sebatkarların sebat edip yaşattığı bir kurumlaşma gerçekleştirilmelidir.
YOBİDAV, yeni kurulan Bozok Üniversitesi ile ciddi ve sarsılmaz bir iletişime girmelidir. Bu ilişki karşılıklı olarak hem üniversiteyi hem de vakfı bilimselleştirmelidir. Ulusal ve uluslar arası ölçekteki fonlardan sağlanacak gelirlerde, deneyimlerde, proje yapma becerilerinin kazanılmasında bu işbirliği güçlendirilmelidir.
YOBİDAV’in yeni yönetimiyle etkili ve güçlü bir vakfa dönüşmesi dileğiyle söylediğim ve zaten eminim ki herkesin bildiği bu konularda “ben de öyle düşünüyorum, aynen size katılıyorum” anlamına gelen bu akıl yürütmelerimi umarım kimse “ukalalık” olarak değerlendirmez.
Tarih : 28.11.2006
28.11.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
