Prof. Dr. M.Öcal Oğuz

BOZOK YAZILARI

Oda geleneği ve arabaşı

Toplum hayatımızdan sessiz sedasız çıkıp giden bir gelenek de “oda geleneği”dir.  Kent odaları çoktan tarih oldu, kimi köylerdekiler ise yıkık-dökük viraneler olarak, yok olan bir kültürün hüznüne tanıklık ediyorlar. Oda geleneği, kentten köye hemen her yerde yaşatılan bir toplanma, toplu eğlence, danışma ve ziyafet kültürünün adı idi. Halk arasında, “oda sahibi olmak” diye bir kavram vardı. Herkes oda sahibi olamaz veya oda işletemezdi. İşletmek deyince akla kahvehane benzeri bir ticarethane gelmesin. Oda işletmek, mahallenin veya köyün zengin, hatırlı ve saygıdeğer kişilerinin, yol ve erkân büyüklerinin evlerinin “oda” tabir edilen bölümlerini halkın  toplantı mekânı olarak ve Tanrı misafiri olarak gelenlerin ağırlanması için yaz kış açık tutması anlamına gelirdi.
Urfa Sıra Geceleri, Çankırı Yaran Sohbetleri, Balıkesir Barana Sohbetleri veya Anadolu’nun bir çok yerinde görülen ve “Meşk, “Cümbüş”, Meclis”, “Gezek” gibi  adlar verilen toplantılar ne anlama geliyorsa,  Yozgat’taki “oda geleneği” de o anlama geliyordu. Daha çok kış mevsimi toplanma biçimleri olan Yaran sohbetleri ve Gezek benzeri toplantılarda, sırası gelen kişinin evi toplantı mekânı olurken, Yozgat’taki kış toplantıları “oda”larda yapılır, yemek işleri oda müdavimleri arasında “ceza”, “oyun” veya “kutlama” gibi gerekçelere dayandırılarak, belli bir sıraya göre üstlenilirdi. Oda toplantılarına, bahar mevsimi  gelip, yazıda yabanda iş güç başlayınca ara verilir, güzün işler bitince yeniden başlanırdı.
Odalarda belli bir oturma düzeni vardı. “Baş Köşe”den “Eşik”e  doğru, yaşa, statüye veya misafirliğe özen gösterilerek oturulurdu. Öncelikle, belli konularda sohbetler açılır,  gelmişten geçmişten söz edilir, büyüklerin ve ariflerin sohbetleri dinlenir, kahve veya çay içilirdi. Yatsı namazına kadar süren bu sohbetlerden sonra “Yatsılık” adı verilen yemekler yenirdi. Bu yemekler “oda yemeği” tabir edilen “börek, baklava veya arabaşı” gibi yemeklerden seçilirdi. Odada her gece toplanılırdı ve haftanın en az bir  veya iki gününde arabaşı yutulurdu. Arabaşı yutulan gecelerde odalar daha kalabalık olurdu.
Yemek sonrasında, işin oyun eğlence kısmına kalkmak istemeyen büyükler odadan ayrılır, genç ve orta yaşlılar, yüzük oyunu, tura gibi oyunlar oynar, türküler söyler, bu arada  ileriki günlerin yemek hazırlayacak kişileri belirlenirdi.
Arabaşı yapacak hanelerin belirlenmesinde evin kadınının becerikliliğine, ev sahibinin güç ve kudretine de dikkat edilirdi. Yani odaya arabaşı getirmek, oda müdavimleri arasında saygın bir yere, yüksek bir statüye sahip olmak anlamına gelirdi. Çünkü, arabaşı, halkbilimcilerin diliyle söyleyecek olursak bir “ritüel” yemeğidir. Yani bir törene, töreye ve çeşitli geleneklere dayalı bir “toplantı” yemeğidir.
Arabaşı, tarihte bir toplu av ve onun sonunda yapılan şölenin yemeğidir, mitolojik kökenleri çok eskilere dayanır. Arabaşı, bir başarı ve bunun paylaşımının sembolüdür. Dede Korkut Kitabında, kahramanlığın ve başarının ilk gösterisi “av avlamak kuş kuşlamak”tır. Yani genç ilk avına çıkacak, oradan başarıyla dönecek ki bir tören olsun, onun avının etinden bir yemek yapılsın ve paylaşım olsun. Dede Korkut Kitabında, Dış Oğuz’un İç Oğuz’a Asi Olup Beyreğin Öldüğü Boy” adlı hikâye, böyle bir yemeğe çağrılmayan akrabaların alınganlığı ile bir trajediye dönüşür.
Bu ve sayısız nedenlerle arabaşı, alelade bir yemek değildir ve gerek mitolojik kökleri gerekse toplumsal işlevi ile mükemmel bir şölen ve toplanma kültürünün atlı-göçebeden yerleşik köylüye ve nihayet modern zamanlara uzanmasıdır. Bu kültürü tanımayanların etkisinde kalarak, ona bir kase çorba veya bir sini hamur gözüyle bakmamak gerekir. O, mitolojik çağdan  oda geleneğine kadar, bir toplanma, danışma, eğlenme ve paylaşma törenidir.
Yozgatlılar, bugün dünyanın bir çok bölgesinde gene “arabaşı” etrafında toplanıyorlar. Bu büyük entegrasyonu ve başarıyı kutluyorum. Toplantıların içeriklerinin ise, zaman içinde daha güçlü bir şekilde doldurulacağına inanıyorum.

OKUR YORUMLARI
Adınız ve Soyadınız
22.05.2010 18:06:00

hocam once selamlar sizde olmasaniz yozgatli kendini unutacak allah muhafaza eylesin arabasi yozgatin milli yemegi (kavurgada) oyle ve bir kis yemegidir yazin agir olur vede tutmaz hamuru tesekkurler size amma kudret hanima katilmiyorum eger unu iyi kavrulur vede kivaminda hamuru tepsiye dokulur ehil ellerdede yapilirsa kiloda aldirmaz hazmida kolaydir burda kisilerin degil yozgatin yemegi herkesin sevdigi (istisnalar haric) konusuluyor sahip cikmamiz ve tanitmamiz lazim degilmi cignemeden yutmak ve guzel bir corbayla (tavuk tavsan veya guvercinle) yapilanlari makbuldur kudret hanim ustasindan arabasini bir tatda oyle karar ver sevgilerimle tum yozgatlilara selamlar

şıhlarlı
08.05.2010 23:32:00

sevgili kudret...kalbini hoş tut...arabaşını sevmesinler boş ver...zaten elle tavşan avına gidilir...elle arabaşı yenmez....

kudret
01.05.2010 09:04:00

hocam oda geleneği düşüncenize tamam.ama kusura bakmayın şu bizim yozgatın arabaşı işini beğenmiyorum.neden mi ?
bir kere arabaşı dedeğimiz şey sulu hamur..hamur bu çağda sağlığa zararlı..ayriyeten yozgatyı olmayanlar da arabaşı hamurunu hazetmiyorlar,beğenmiyor.arabaşı çorbası olabilir ama arabaşı hamuruyla biz bi yere varamayız.hem arabaşı hamurunun insanın kafasını çalıştırmadığını söylüyorlar.acaba biz yozgatlılar bunun için mi geç intikal ediyoruz.
arabaşı hamuruna hayır,çorbasına evet diyorum.
selam.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ