Prof. Dr. M.Öcal Oğuz

BOZOK YAZILARI

Gün uzar kültür olur

Gece ve gündüzün ve yaz ve kışın oluşumu o kadar çok bilgi, inanç, kültür ve takvime kaynaklık etmiştir ki insan öğrendiğinde hayretler içerisinde kalır. Efsanelerin, mitolojilerin egemen olduğu çağlarda Dünyanın kendi ekseninde ve Güneşin etrafında dönüşü bilinmiyordu. Galileo’nun “Dünya dönüyor” dediği için Engizisyon Mahkemesindeki yargılanmasını unutmayalım. Gece ve gündüz veya yaz ve kış oluşumu tabiat olayı olarak aynı olsa da her kültürde başka şekillerde izah ediliyordu.

Herkesin ve her kültürün öteden beri bildiği bir tabiat olayı olarak Gündönümleri, önemli bir takvim ve kültür kaynağıdır. Birer doğa olayı olarak Anadolu halk takviminde de bilinen ve kullanılan iki gündönümü vardır: 21 Haziran ve 21 Aralık. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Kuzey Yarımkürede 21 Haziranda en uzun gündüz, 21 Aralıkta ise en uzun gece yaşanır. Bu bilgiye bağlı olarak da 21 Martta ve 23 Eylülde gece ve gündüz eşitlenir.

Türk ve akraba kültürlerde, gece ve gündüzün eşitlendiği ve gündüzün geceden daha uzun olduğu 21 Mart takvim başlangıcı olarak kabul edilmiş, diğer bazı kültürler ise gecenin uzamasının durduğu 21 Aralığı öne çıkarmışlar.

Ne kadar farklı hikâyeler anlatılsa, mitolojiler yaratılsa ve halk inançları oluşturulsa da Nevruz ve Noel’in kökeninde bu iki gündönümü vardır.

Nevruz’u bir yana bırakarak güncelliği nedeniyle bu yazıda Noel’den söz edelim. Latin-Cermen, Anglo-Sakson kültürlerde var olan bir mitolojiye göre 21 Aralık, Ulu Ana Tanrıçanın Işığın Oğlunu doğurduğu gündür. Gene aynı mitolojiye göre zaman kavramının yöneticisi veya bekçisi Tanrı Janus, elinde tuttuğu iki anahtarla gündönümlerinin kapısını açmaktadır. Latincede kapı anlamına gelen janua da, Ocak ayı anlamına gelen Almanca Januar, İngilizce January veya Fransızca Janvierve diğer dillerdeki benzerleri de buradan gelmektedir.

Bu mitolojiyi yorumlayacak olursak, 21 Aralık’ta gecenin uzamasının durmasına Işığın Oğlunun doğumu olarak inanılmış, bu tarihten sonra zamanın gündüz lehine işlemesi ise takvim başlangıcı kabul edilmiş ve kıştan yaza açılan kapı olarak January yani Ocak ayı yılın ilk ayı kabul edilmiştir.

Bu mitolojiyle akrabalığı açık olan ve Gregoryen takvime göre 25 Aralık’ta kutlanan Noel, bilindiği gibi Hz. İsa’nın doğduğu gün olarak kabul edilir. Noel, Latince doğum anlamına gelen Natalis’ten gelmektedir.
Geceyle gündüzün eşitlendiği, karların eridiği, göçmen kuşların döndüğü, kır çiçeklerinin açtığı 21 Mart gününü yeni yılın başlangıcı kabul etmek veya gecenin uzamasının durduğu, baharın geleceğine dair bir umudun belirdiği ve Ocak ayının kapısının aralandığı 21 veya 25 Aralık gününü yılın başlangıcı olarak benimsemek.

Bunlar, elbette diğerleri arasında iki ayrı kültür, iki ayrı mitoloji, iki ayrı inanç ve bunlara bağlı olarak insanlığın kültürel çeşitliliği ve zenginliğidir.

Ama… Papa XIII. Gregory tarafından düzenlendiği için bu adı alan Gregoryen takvimin kökeninin Ulu Ana Tanrıçanın Işığın Oğlunu doğurduğu güne atıfta bulunan mitolojiye ve bu mitolojiden dönüşen Hıristiyanlık kültürüne dayanan çam süslemelerinin, Noel Baba’nın veya hindi dolmasının hangi kültür ve inançtan doğduğunu, geliştiğini ve popüler kültüre kazandırıldığını ve büyük bir kültürel ve ekonomik değere dönüştüğünü bilmek gerekir.

Aynı şekilde… Benzer bir gündönümüyle ilgili tabiat olayından doğan ve benzer hikâye veya mitolojisi binlerce yıldır yaşayan Nevruz’u önceleri nasıl bir “Batılılaşma girdabında kendinden utanma” sonraları ise nasıl bir “kucaklarken boğan bir sevgiyle” çatışma ve gerilim içinde yok ettiğimizi ve genç ve gelecek kuşaklar için sevimli ve sürdürülebilir bir kültüre dönüştüremediğimizi de hatırlamak gerekir.
Geceyi kısaltan karanlığı azaltan yeni gündönümünüz kutlu olsun, Ocak kapınız açık kalsın, Nevruzunuz gelsin.

02.01.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ