Osman Hakan KİRACI

GÜNDEM

Söylesem tesiri yok/ Sussam gönül razı değil/ Fuzuli

OLMADI BEYLER OLMADI, AMA HİÇ OLMADI

Tarih: 10 Nisan 1919

İstanbul’da İngilizlerin baskıyla kurulan Divan’ı Harb’i örfi idare tarafından yargılanan

Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal bey idam ediliyor.

Kemal bey beyaz gömleğini giyip darağacına giderken aynen şunları söylüyor:

“ Borcum var. Servetim yok. Üç çocuğumu Milletim uğruna yetim bırakıyorum. Yaşasın Millet.”

Yâni, sizin anlayacağınız Ermeniler İngilizleri kullanarak bir Türk evladını İstanbul’ da astırıp şehit ettiriyor.

Tarih: 14 Eylül 1922

Milli mücadelenin o zor ve savaş yıllarında TBMM özel bir gündem maddesini görüşmek üzere acilen toplanıyor.

İstanbul’da 1,5 yıl önce idam edilen Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal bey’i TBMM oybirliği ile “MİLLİ ŞEHİT ” ilân ediyor.

Hem de Türkiye’nin eli, ayağı kızıl kanda iken Kemal bey’e ”Milli şehit ” ünvanı verilerek manen de olsa hakkı teslim ediliyor.

Aradan tam 86 yıl geçiyor.

Ermeni soykırımı iddialarının yaygın ve yoğun bir biçimde Dünyanın ve Türkiye’nin gündemine getirildiği dönemde Boğazlıyan’lı bir bürokrat, Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde

Türkiye’ye ve Dünyaya Ermenilerin şehit ettirdiği Kemal bey gerçeğini ilân etmek için bir anıt projesini planlıyor.

Evet, Boğazlıyan’lı bürokrat Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel sanatlar Genel müdürü hemşehrimiz sayın Bayram Bilge Tokel, Yozgat’ta bugüne kadar hiçbir siyasetçinin, bürokratın ve yerel idarecinin düşünemediği bir projeye hem de ermeni soykırım iddialarının konuşulduğu bir dönemde imza atıyor.

Milli Şehit Kemal bey anıtının konfigrasyonunu ise oldukca anlam içerecek şekilde hazırlattırıyor. Anıtta yer alan Kaymakam Kemal bey elinden tuttuğu küçük bir kız çocuğu ile yürüyerek geleceği,Türk bayrağı özgürlüğü, elinde bir demet çiçekle yürüyen genç bayan figürü de sevgi ve kardeşliği simgeliyor.

Tokel, bununla da kalmıyor. Yozgat Belediye Başkanı ile işbirliği yaparak Türk Halk Müziğinin üstadı, hocası ve Devlet sanatçısı merhum Nida Tüfekçiyi sembolize edecek Sürmeli Anıtını da Yozgat’a armağan etmeyi planlıyor.

Bronzdan yapılan 2 anıt için heykeltıraş ücreti hariç yaklaşık 200 milyar lira harcanıyor. Yozgatlı heykeltıraş emeğine ücret almıyor.

Gırtlağına kadar borçlu ve her bir şeyi hacizli olan Belediye Sürmelinin bronz heykeline 100 milyar harcamıyor ama anıtın kaidesini yapmakla işi kurtarıyor. Yapımı tamamlanan anıtlar bayrağa sarılıyor.

Tokel, törenlere katılımını sağlamak için Bakanı Atilla Koç’tan müsait tarihe randevu alıyor. Ve davetiyeyie şöyle başlık atıyor:

“Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un huzurlarıyla…”

Milli Şehit Kemal bey ve Sürmeli anıtlarının açılış tören davetiyelerini Ankara’da Tokel, Yozgat’ta Başer ilgili herkese dağıttırıyor.

Törene en büyük ilgi de Türkiye’nin en ünlü Türk Halk Müziği solistlerinden, Türk halk müziği korosu sanatçılarından, yâni Nida hocanın talebelerinden geliyor. Davetiyeyi alan

Yozgat’a koşuyor.

Ve Tarih: 23 Eylül 2005

Anıtların ve Necip Fazıl Kısakürek sergisinin açılacağı, Nida Tüfekçi sempozyumunun yapılacağı, Devlet Halk Müziği korosu ile Halk konserinin Cumhuriyet alanında verileceği gün...

Törenlerin Milli Bayram havasında görkemli ve oldukca renkli geçmesi bekleniyor.

23 Eylülde Yozgat’ta sürpriz gelişmeler yaşanıyor. Yozgat’a geleceği dağıtılan davetiyelerde ilan edilen başta Kültür Bakanı olmak üzere Milletvekilleri,Yozgat Valisi ve üst düzey bazı bürokratlar törenlere katılmıyor.

Tören alanlarında Kültür Bakanı sayın Atilla Koç’un neden gelmediği konuşuluyor.

“Milletvekilleri Bakanı aramışlar, bu senin genel müdürün bizden habersiz işler yapıyor. Törenler hazırlıyor. Biz törenlere katılmayacağız siz de gelmezsiz iyi olur” şekildeki söylentiler kulaktan kulağa dolaşıyor.

Yozgat’ın anlamlı törenlerine muhalefet Milletvekilleri de teşrif buyurmuyorlar. İktidar Milletvekilleri sadece törenleri değil tören sonrasında Kültür salonunda düzenlenen sempozyumu ve Devlet Halk Müziği korosu ile akşam Halk konseri de boykot ediyorlar. Biri hariç tabii… milletvekili Bekir Bozdağ konsere son dakikada katılıyor.

Ve seçim meydanlarında şiirlerini dillerinden düşürmeyen, hayranlıklarını her fırsatta beyan eden AKP’nin Milletvekilleri Necip Fazıl Kısakürek’in anısına açılan resim sergisine de gitmeyerek Üstada karşı saygılarının boyutunu da sergiliyorlar.

Törenlerin ve konserin güvenlik tedbirlerinin Valilikçe alınmaması üzerine bu görevi Belediye Başkanı Yusuf Başer Belediye zabıtalarına tevdi ediyor. Konserde hava-i fişeklerinin atılmasına da Valililiğin müsaade etmediği bildiriliyor.

Ertesi gün Boğazlıyan’da açık havada programlanan Halk konseri yağmur muhalefeleti nedeniyle gerçekleştirilemiyor. Daha doğru yapılması istenmiyor.

Yozgat’tan Boğazlıyana üzgün ve moralsiz giden sanatçılar, “Nida ” hocalarının manevi huzurunda yaşananlardan etkilenmiş olmalılar ki Boğazlıyanda sahneye çıkmak istemiyorlar.

Özetlemek gerekirse 23 Eylül 2005 tarihinde Yozgat’ta düzenlenen törenlere gölge düşürülüyor.

Mili Şehit Kemal Bey’in ve Devlet sanatçısı Nida Tüfekçi’nin kemikleri sızlatılıyor.

Oysa 23 Eylül 2005 tarihinde Yozgat’ta üzerine gölge düşürülen törenler öylesine önemsiz olarak algılanacak törenler değildi.

Özellikle bugünlerde, Ermenilerin Türkiye aleyhinde Soykırım iddialarını Dünyanın gündeminde tuttuğu bir dönemde Milli şehit Kaymakam Kemal Beyin anıtının idamını üzerinden 86 yıl geçtikten sonra Boğazlıyanda hazırlanıp açılışı için tören düzenlenmesi oldukca önemli ve anlamlı bir organizasyondu.

Çünkü, Şehit Kemal bey anıtı, Ermenilerin Türkiye aleyhindeki soykırım iddialarına karşı koz olarak kullanılacak tarihi bir kanıt ve somut bir yanıttı.Türkiye için anlamı da büyüktü.

Yozgat’ta sorumluluk sahibi her yetkili ve her ilgili törene sahiplenmeliydi.

Özellikle bu törene Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, Genelkurmay Başkanımızın katılımları sağlanmalıydı. Tören vesilesiyle Boğazlıyan Kaymakamı Kemal beyin kimler tarafından ve hem de Osmanlının başkenti İstanbul’da suçsuz ve haksız yere nasıl idam edildiği gerçeği dünya medyasına taşınmalıydı. Ama olmadı. Hem de hiç beklemedik aksi gelişmeler yaşandı.

AKP Milletvekilleri ile AKP Milletvekili adayı bir bürokrat arasında henüz açıklanmayan rahatsızlık…

AKP iktidarının Yozgat’a atağı Vali ile yine AKP iktidarının Ankara da atağı bir Genel Müdür arasındaki anlaşmazlık…

Nedeni her ne ise…

Evet yanlış duymadınız. Ve yanlış da okumuyorsunuz.

Kimlikleri ve kişilikleri Türk tarihine ve ülkeye mal olmuş 2 önemli şahsiyetin anıtlarının açılış töreni alenen boykot edildi.

Hem de kimler tarafından…

Halen kendilerinin de görev yaptığı TBMM’nce “ Milli Şehit ” ilân edilen Kemal beyin anıtının açılışını boykot etti AKP Milletvekilleri…

Devletin bekası için canını feda eden bir Milli Şehidin ve de bir devlet sanatçısının anıtının törenleri yine devletin Valisi tarafından boykot edildi.

Böylesine büyük bir gaflet görülmemişti Yozgat’ta.

Devletin Müsteşarı ve Ankara dan gelen bürokratları da şaşırdı olanlara..

Türk Halk Müziği sanatçıları üzgün ayrıldılar Yozgat’tan.

Kemal Beyin ve Nida Tüfekçinin yakınları da buruktu.

Yozgat ve ilçelerinde düzenlenen irili ufaklı törenleri kaçırmayan hatta Montofon ineklerin dağıtımı için Ankara’dan Sorguna koşan Vekillerin iki anlamlı töreni boykot etmeleri Yozgat’ta adeta şok etkisi yarattı.

Olmadı beyler olmadı ama hiç olmadı.

Ne diyeyim. Daha başka şeyler söylemeye dilim varmıyor.

“ Bu şehirde daha neler yaşayacağız” demekten başka ne diyelim?

BAŞINIZ SAĞOLSUN

Yozgat eşrafından, değerli hemşehrimiz sayın Aykut Cengiz Engin’in babası, sevgili dostumuz Ruhi Bacanlı’nın kayınpederi emekli memur muhterem insan H.Mehmet Engin’i geçen hafta kaybettik…

Yozgat bir beyefendisini daha yitirdi. Geçen zaman içerisinde saygı ile yadedeceğimiz ve sevgi ile anımsayacağımız Yozgat’lı büyüklerimizi ve dostlarımızı kaybetmenin acısı üzüntülerimizi daha derinleştiriyor.

Engin ve Bacanlı ailesinin üzüntülerini paylaşıyor, sabırlar diliyorum. Merhuma da yüce Allah’tan rahmet.

Tekrar Başınız sağ olsun…

BAYAR'IN ANILARI

Gazetecilik mesleğimin sayılı ustalarından,sevgili dostum Sezai BAYAR anılarını nihayet yayınlamış…

Kitabının adı: “Yaşadıklarım-Yazmadıklarım”

Üstad gazeteci Sezai BAYAR meslek anılarını bu kitapta toplamış..

HÜRRİYET gazetesinin ve HÜRRİYET haber Ajansının unutulmaz ismi Sezai BAYAR kitabında ilginç anılarını sıralarken Demirel 12 Eylül, Özal, Ecevit, Erbakan ve Türkeş’le ilgili yaşadığı olayları o kendine özgü kıvrak kalemiyle sayfalara dökmüş. Geçte olsa isabetli bir iş yapmış. Geçmişin karanlarında kalan çoğu olayları aydınlattığı için kendisine teşekkür ediyorum.

Saygıdeğer meslektaşım sayın Sezai BAYAR’ın 45 yıl boyunca yaşadıklarını yansıttığı 218 sayfalık kitap bir solukta okunup bitirecek kadar akıcı bir üslubun ürünü…

Kalemine ve diline sağlık…

Bayar’ın DUMAN Yayınları arasında yer alan “Yaşadıklarım-Yazmadıklardım” Kitabını size de tavsiye ediyorum.

BİR DİPNOT

Esas suçlu ŞEYTAN’dır.

Ama gücümüz ŞEYTAN’a yetmez

Onun için hep

MELEK’lerde

suç ararız.

N.Abbas SAYAR

Tarih : 05.10.2005
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ