Osman Hakan KİRACI

GÜNDEM

Söylesem tesiri yok/ Sussam gönül razı değil/ Fuzuli

Önce bu dünyada, sonra da öbür dünyada

Yozgat Belediye Başkanı sayın Yusuf Başer’in lakabını siz de biliyor olmalısınız.

“Cesur yürekli başkan”

Bazı okurlarım bu lakabı benim sayın Başer’le dalga geçmek amacıyla ürettiğimi zannediyorlarmış…

Oysa.. Ne alaka..

“Cesur yürekli başkan” lakabı –ki bilirsiniz yiğit lakabıyla anılır-onun veya onun onayı ile yandaşları tarafından icat edilmiş bir lakaptır.

Ki yine bu sıfat,sayın Yusuf Başer”in talimatları veya bilgisi tahtında Belediye itfaiye ekiplerinin saat kulesine astıkları bez pankartla cümle Yozgat’lıya ilan edilen cesurca hazırlanmış bir tanımlamadır.

Bu şehrin insanları, “Cesur yürekli başkan” ünvanını benim yazılarımdan değil, günlerce saat kulesinden sallandırılan koskoca bez pankarttan öğrenmişlerdi.

Ama sözün doğrusu, sayın Başer’in kendine yakıştırdığı veya yandaşlarının ona yakıştırdığı “cesur yürekli başkan”lakabını da icat edildiğinden bu yana yazılarımda sıkca ifade ettiğimden anlaşılacağı gibi, beğendiğimi ve sevdiğimi itiraf etmek isterim.

Çünki,ben doğru sözü severim.

Doğru tarifi,doğru adresleri ve doğru benzetmeleri de..

Yozgat Belediyesinde son 3,5 yılda gerçekleştirilen icraatlara baktığımızda onun ne kadar cesur bir Belediye başkanı olduğunu idrak etmemek mümkün değildir.

Lakabı ,icraatlarının özetidir.

***

Gelelim esas konumuza..

Değerli okurlarımın hatırlayacağı gibi,geçen bayram sayımızda bu köşede “Yine cesur yürekli başkana dair” başlıklı bir makalem yayınlanmıştı.

Tümünü bugün arka sayfada bir kere daha yayınladığım yazıda sayın Yusuf Başer, benim kendisi hakkında suç uydurduğumu, ayrıca hakaret ve iftira ettiğimi ileri sürerek beni Savcılığa şikayet etmişti.

Yani,o yanlış işlerin sahibi,o yanlış işleri yazana hayali iddialar, isnad edebilmişti.

Başkanın şikayet konularını hazırlık soruşturması aşamasında yasa gereği yorumlamadım.

Sadece kısa bir haber olarak kamuoyuna duyurmuştum.

Savcılığın tamamladığı takipsizlik kararında da belirlendiği gibi şikayet konusu yazıda ne hakaret, ne iftira, ne de suç uydurması vardı.

Bana göre, eleştiri bile yoktu.

O yazımda vurguladığım meselenin özeti, Yozgat Belediyesinin ve Başkanının son 3,5 yılda yaptığı kanunsuz,haksız ve yanlış icraatlarının DURUM TESBİTİNDEN ibaretti.

Belediyenin icraatlarının zihnimde kalan slaytlarını bir kez daha okurlarımın gözlerinin önüne sermiştim:

Belediye ile ilgili hem durum tesbiti ,hem de okurlarımıza sunduğum anlatımlı görüntüler , Başkan Başer’in Yozgat Belediyesini yasaların gerektirdiği gibi değil de babasının çiftliğini yönettiğini gösteriyordu.

İşte,bu gerçeği de vurgulamıştım. Açıkcası, Yozgat belediyesinin halkımızı bilgilenmesi gereken icraatlarını gerçekci bir üslupla kamuoyuna nakletmiştim.

***

Yozgat Cumhuriyet Savcılığının hazırlık soruşturması tamamlandığı için önce bu kentin bir sakini sonra da davalı bir gazeteci olarak beni beyhude yere savcılığa şikayet edip mahkemede yargılanacağım umuduyla “sanık” sandalyesine oturtmak isteyen davacı cesur yürekli Belediye başkanımız sayın Yusuf Başer’e sormam gerekiyor.

Siz,evet cesur yürekli başkan ( !)

Siz, önceden araştırmadan soruşturmadan , Belediye Meclisinden onay almadan ,planını,projesini hazırlamadan ” altına otopark veya kapalı çarşı yaptıracağım “diye Cumhuriyet meydanında durduk yerde hafriyat işi peydahlayarak gırtlağına kadar borçlu Belediyenin milyarlarını çar-çur edeceksiniz, yani alenen suç işleyeceksiniz…

Siz, henüz “sanık” sandalyesine oturmayacaksınız.

Ama, bu suçunuzu yazan gazeteciyi , “sanık” muamelesi görmesi için yargıya şikayet edeceksiniz.

Siz,Yozgat Belediyesinin kent içi temizlik işlerini, önceki Belediye Başkanının açıklamalarına göre, 1,5 trilyon lira daha pahalıya maledeceksiniz…

Önceki Belediye Başkanı sayın Ali Açıkgöz’ün yılda 100 milyar lira harcama ile gerçekleştirdiği park-bahçe düzenleme , çiçeklendirme ve ağaçlandırma işlerine yılda 1 trilyon lira harcayacaksınız.

Hükümetin bahçesine yine plansız, projesiz zabıta kulübesi yaptıracaksınız. Her ne sebeple ise ertesi gün yıktıracaksınız. Belediyenin kıt paralarını tasarruf kurallarına uymadan gelişi-güzel harcayacaksınız..

Zat-ı aliniz bu üç olaydan dolayı henüz sorgulanmayacak ..

Ama,sizin bu savurgan harcamalarınızı, keyfi kulübe yıkma ve Cumhuriyet meydanını altını üstüne getirme eylemlerinizi yazan gazetecinin” sanık” sandalyesinde sorgulanacağını zannedeceksiniz.

***

Siz,Bedeli yaklaşık 3 trilyon lira olan yağmur suyu toplama projesi ihalesinde katılımcıların zarfını açacaksınız ama teklif rakamlarını firmalardan gizleyeceksiniz. Yani Şeffaf ihale yapmayacaksınız. O gün, o ihalede teklif rakamlarını ve ihalenin kimde kaldığını açıklamayacaksınız? Ayrıca sizi eleştiren gazetelerin yaptığınız ihalelelere ilişkin bilgi ve belge taleplerini karşılamaktan ve sorularına cevap vermekten kaçınacaksınız.

Bu konuda da hiç değilse en azından Belediye Meclisinde dahi sorgulanmayacaksınız .

Ama o ihaleyi yazan bu satırların yazarına “Bana iftira ediyor” diye suç isnad edeceksiniz..

***

Siz, binlerce dikenli çam fidanlarının dikili bulunduğu orman arazisini kitabına uydurup yasa ve yönetmeliklere aykırı bir şekilde parselleyip satacaksınız. Burada ciddi anlamda bir ağaç katliamına neden olacaksınız. Aynı alanda 1 yıl arsa ihalesine girmemesi gereken yandaşınızın yine yasaya aykırı olarak ihaleye girip arsa edinmesine olanak sağlayacaksınız. Partililerinizin üç ay ruhsatsız inşaat yapmasına tolerans göstereceksiniz.

Biz, bunu yazacağız. Sorgulanacağız.

Siz, Sırçalı köşklerde oturup, “Benim hakkımda suç uyduran Osman Hakan’ı savcılığa verdim. Cezasını çekecek. Bundan sonra da aleyhimde artık yazamayacak “diye caka satacaksınız.

***

Yazacaklarım daha bitmedi. Bundan sonra da hiç bitmeyecek sayın Başer..

Siz ,Belediye seçimlerine girerken sevdiğiniz,güvendiğiniz ve en yakın dostunuz olduğu için Belediye Meclisi listesinin 1.sırasına koyduğunuz, seçimden sonra ilk aşamada Belediye Encümen üyeliğine getirdiğiniz Satılmış Erdoğan’ın Belediyenin ve 18.madde uygulamasının yetkilerini kullanarak yakınlarının üzerine geçirdiği vakıf arazisi olayı ile Abide işhahındaki talanı uzunca bir süre görmezlikten geleceksiniz.

Siz, tüyü bitmedik yetimin hakkını koruyamadığınız halde kusurlu,kabahatli ,sorumlu ve hatta vebal altında olmayacaksınız.

Ama sizin Vakıf malını ve Belediye mülklerini koruyamadığınızı,hatta tüyü bitmedik yetimin hakkını gaspedenleri aylarca kolladığınızı, Kaynağı vatandaşın vergisi olan Belediye gelirlerini nasıl israf ederek sorumsuzca kullandığınızı yazan gazetecileri hayali “suç “ üretmekle itham edeceksiniz.

Siz, dilediğinizin evinin önünü asfaltlattıracaksınız, sevmediğiniz insanların caddesine parke yol bile yaptırmayacaksınız. Dilediğinizin inşaatına istediği kadar kat vereceksiniz,sizden olmayanların taleplerini reddedeceksiniz.Vatandaşlar arasında haksızlık ve ayırımcılık yapacaksınız.

Sonra da kendinizi haklı,sizi eleştirenleri haksız,kendinizi masum,yanlışlarınızı yazanları suçlu ilan edeceksiniz.

Yok,öyle yağma..

Geçmişi bir hatırlayın.

Yozgat Belediye eski Başkanı Erdemir’in yanlış icraatlarını da bu gazete yazmıştı.

Ve bugün Yozgat’ta “ Mehmet Erdemir “diye biri yok.

Geride Yozgat Belediyesine ait bizim yazdığımız ‘doğrular” ve “Erdemir” hakkında Adliyeye yansıyan dava dosyaları kaldı.

Yarın ise yine bizim yazdığımız “doğrular” geride kalacak..

Ve tabii siz de.. Siz de İçişleri bakanlığının soruşturma izni nedeniyle en kısa zamanda yargıda hesap vereceksiniz “sanık” sandalyesinde..

Biz, doğruları yazmaya devam edeceğiz. Biz, bize yakıştığı gibi sadece gerçekleri yazarak işimizi yapmaya devam edeceğiz.

Siz evet siz de yaptığınız yanlışlıkların,haksızlıkların ve yolsuzluklarının hesabını vereceksiniz.

Tabii, önce bu dünyada.. Sonra da öbür dünyada.

***

Değerli okurlarımın mübarek bayramını gönülden kutluyorum.


Tarih : 19.12.2007
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ