Osman Hakan KİRACI

GÜNDEM

Söylesem tesiri yok/ Sussam gönül razı değil/ Fuzuli

İDDİASINI İSPATLAMAYAN MÜFTERİDİR

“Bundan böyle sakın haddini aşma” demiştim Ali Açıkgöz’e..
Yine benim dürüst gazeteciliğime saldırmış.
Daha da ileri giderek iftiraya kalkışmış.
Bahsettiğim adam, 27 Şubat 2019 tarihli hezeyan dolu yazısında beynine yapışmış “kahvehane” kültürüyle beni yine rencide etmeye çalışmış.
Benim hakkımda “Dilini çıkarmışsın” ve sonrasında “su misali kaba göre şekil alan adamsın“ diyerek tam bir “kahvehane” diliyle konuşmuş ve ardından da yalan ve iftira kurgularıyla yeni bir “kahvehane dedikodusu” üretmiş.
Anlaşılacağı üzere Açıkgöz Ali, köşe yazarlığının ötesine çıkarak bir bakıma asıl mesleğine rücu etmiş.
Yani, bize ve kamuoyuna Yozgat’ta uzun yıllar icra ettiği “Saray kahvehanesi” işletmeciliğinden bakiye “Kahveci Ali “lakabını ve üslubunu hatırlatmak istemiş…
Açıkçası Açıkgöz Ali, bu kez adeta “Kahveci Ali” üslubunu kullanarak haddini daha da aşmış.
**
Eğer Açıkgöz Ali, cevabi yazısında bana çamur atmaya kalkışmasaydı kendisine yanıt vermeyecektim. Eğer onun hezeyan dolu iftira ve yalan girişimine sessiz kalsaydım hakkımda ileri sürdüğü konulara ilişkin gerçekleri ifade edememiş olacaktım. Bu yüzden cevap hakkımı “kerhen” evet “KERHEN” kullanmak zorunda kaldım. Bu arada okurlarımın yoğun uyarıları nedeniyle bundan sonrası için kendisine yanıt vermeye niyetli değilim. Umarım Açıkgöz Ali, önümüzdeki günlerde beni bu tür yazılar yazmaya zorlamaz.
**
Bak Açıkgöz Ali!
Bilmem kaç yıl oldu köşe yazıları yazıyorsun ama gazetecilik kültürüne henüz intibak edememişsin. Çünkü gazeteciliğin “Haber” ve ”Köşe yazısı” gibi temel ögelerini birbirinden ayırt edebilmiş değilsin.
Bildiğin gibi, seninle ilintili olarak biri 8 Eylül 2004, diğeri 16 Şubat 2019 tarihlerinde olmak üzere 2 haber yayınladık.
“Yozgat Gazeteciler Cemiyeti gerçeği” başlıklı haberin alt tarafında senin eylemine ilişkin 3-4 satırlık bilgi notunu, “Ak Partide Belediye Meclisi listesi sıkıntısı” başlıklı haberde ise basına sızdırılan Ak Parti aday listelerini ve Ak Parti merkez ilçe başkanı Kılıç’ın açıklamasını yayınladıktan sonra da haberin alt tarafında Ak Partili Belediye ve İl Genel Meclisi üye adaylarından bazılarının sana ve İskender Nazlı’ya yönelik değerlendirmelerini aktardık. Yani bu haberler senin bana “Osman Hakan bunu yapar” ve sonrasında da “Osman Hakan” başlığı altında kaleme aldığın hakaret ve iftira maksatlı türden köşe yazıları formatında değildi. Birinde YGC gerçeği, diğerinde de basına sızdırılan bir siyasal habere dair açıklamalar ve tepkiler anlatılıyordu.
Biz haber yazıyorduk ama sen de hakaret amaçlı köşe yazıları yazıyordun ve bu arada “haber” ile “köşe yazısı”nı birbirine karıştırıyordun.
Sonra ne yapmaya çalışıyordun? İçinde yer aldığın ve rahatsızlık duyduğun rutin bir siyasi haberi bahane edip kamuoyuna sanki şahsına hakaretamiz bir köşe yazısı yazmışım gibi bana itham dolu eleştirel köşe yazısı yazıyor ardından da “Sen başlattın ben cevap hakkımı kullanıyorum” vaveylasını kopararak temelsiz bir polemik başlatıyordun.
Oysa “Osman Hakan bunu hep yapar “ başlıklı köşe yazısıyla saldırıyı başlatan sendin.
Bu yazıya kerhen cevap hakkımı kullanmak için ben “Haddini bil, Açıkgöz Ali” diye cevabi bir köşe yazısı yazınca bu defa iftira amaçlı bir yazı kaleme alıp “Sen başlattın ben cevap hakkını kullanıyorum “diyen de sendin.
Bu senin yaptığına ne denirdi bilir misin Açıkgöz Ali?
Şıltak denirdi, şıltak. TDK lügatında “ŞILTAK” kelimesinin birinci anlamı: Suç atma, karalama... İkinci anlamı ise: Haksızlığa uğramış, dövülüp sövülmüş gibi ortalığı gürültüye vermektir. Bu sebeple senin tarzını ne kadar da bariz anlatan bir kelimeydi “şıltak”.
Ben bu kelimeyi senin oynadığın kurnazlık rolünü ortaya koymak için kullandım. Ama sen kahvehane kültürünle “şıltak” eylemini başka tarafa yönlendirme çabasındasın.
**
Gelelim, senaryolaştırmaya çalıştığın ”iftira” girişimine.
Sen de pekala biliyorsun ki “Yozgat” gazetesinde köşe yazarlığı yaptığın 4 yıllık süreçte dönemin Belediye başkanı Sayın Başer’i eleştiren açıklama ve demeçlerinin yanı sıra diğer konulardaki bütün yazılarını istinasız yayınladım. Zaten o tarihlerde biz “Yozgat” gazetesinde merhum Serhat Ünsal ile birlikte Sayın Yusuf Başer yönetimindeki Belediyenin icraatlarını aylarca eleştirmiştik. Geriye de belediyeyi eleştirecek başka bir konu bırakmamıştık.
YOZGAT gazetesinde köşe yazısı yazdığın 4 yıllık süreçte yalnız tek bir yazını yayınlamamıştım. O da Sayın Bilal Şahin’in kent merkezindeki eserlerine yönelik eleştirel bir yazıydı. Kim ne derse desin Bilal Şahin, bu memlekete kendi katkılarıyla birbirinden önemli milyonlarca liralık eserler bırakmış hayırsever bir işadamı ve hemşehrimizdi. O yazıyı yayınlamak istemedim. Israr ettin. Hatırlayacağın gibi, bu konuyu gazetemizin eski bürosunda konuşmuştuk. Görüşmemizin canlı tanığı gazetemizin editörü Erdoğan Budaktır. Sayın Bilal Şahinle ilgili yazıyı yayınlamazsam gazetemden ayrılacağını söyledin. Ben de sana “güle güle” dedim. Daha sonra gidiş nedeninizi gazetemiz mensuplarıyla da paylaştım.
Gazetemden ayrılış sebebiniz gerçekte böyle iken ikinci saldırı yazınızda bana utanmadan “Hatırlıyor musun, o yazılardan bir iki tanesini yayınlamadığın için ben gazetende yazı yazmayı bırakmıştım. Sonradan öğrendim ki, o yazıları Belediye başkanı Yusuf Başer’in önüne koyarak pazarlık yapmışsın. Yoksa duyduklarım yanlış mı? Bu sana atılan iftira mı? Yusuf Başer sağ kişi doğruyu söylersen iyi olur.” hezeyanında bulunmaktasın.
Şu konuştuğun lafa bak: “Yoksa duyduklarım yanlış mı? Bu sana yapılan iftira mı?”
Sanki kendin uydurmamış ve bir başkasından duymuş gibi iftira düzenleyip ileri sürüyorsun.
Bu senin yapmak istediğine ne denir bilir misin Açıkgöz Ali?
Duyum üzerine kahvehane dedikodusu ile iftira senaryosu kurgulamak ve “belki izi kalır” umuduyla çamur atmak.
Şunu hiçbir zaman aklından çıkarmamalısın ki; Cenap Şahabettin’in dediği gibi, insan genellikle başkasına sürmek istediği çamura bulanır. İftira, edileni değil, edeni kirletir.
Şimdi çok merak etmekteyim. YOZGAT gazetesinde yazı yazdığın günlerde “dürüst, gerçekçi ve cesur gazeteci” diye iltifatlar yağdırdığın şahsıma şimdilerde dayanaksız, çok ucuz,pespaye ve dedikodu kaynaklı bir iftira senaryosunu kurgularken acaba senin yüzün hiç kızardı mı Açıkgöz Ali?
**
Açıkgöz Ali!
Ben bu şehirde gazeteciliğe başladığım günden bu yana tam 10 Belediye başkanının çalışmalarını izledim. Bunların hemen hemen çoğunun yanlış icraatlarını eleştirdim. Yusuf Başer dahil eleştirel yazılar yazdığım Belediye Başkanları bile benim 50 yıllık meslek hayatımda dürüstçe sürdürdüğüm gazeteciliğime saygı duyarlar. Kaldı ki Yusuf Başer, halen bu şehirdedir; adresi bellidir. Sana tavsiyemdir; iddia konusu yaptığın dedikoduyu sor ve aldığın cevabı da yazmayı unutma.
Sana bir hususu daha sormak istiyorum:
Yozgat’ta Belediye başkanlığı yaptığın 1,5 yıllık dönemde Belediye icraatlarına ilişkin hakkınızda bir takım iddialar da söz konusu olmuştu. Sana gelip hangi duyum ve iddialarla ilgili kapalı kapılar ardında hangi pazarlıkları yaptım? Onları da anlat bakalım. Senin Belediye Başkanlığın döneminde seninle hangi konuda pazarlık ettim ki, başka bir Belediye Başkanıyla etmiş olayım?
**
Açıkgöz Ali!
Hukukta bir kural vardır: Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. Yani iddia sahibi, iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. İspatlayamazsa müfteridir.
Hadi bakalım ispatla Açıkgöz Ali!
**
Bir de bana sorduğun şu soruya bak: “Yozgat Haber ve Hakimiyet gazetelerinden ayağını kestiğim için bu yazıları yazdın değil mi? ” diyorsun.
Yok öyle bir hikaye. Yalan söylüyorsun.
Ben aynı çatı altındaki o gazetelerin mekanına rahmetli arkadaşım Kenan Yılmaz için gittim geldim. Sedat Yılmaz çok iyi bilir. Rahmetli, geçmişte benim ısrarla bu gazetelerin başına geçmemi istedi. İşlerimin yoğunluğu sebebiyle teklifini kabul etmedim. Sonrasında bana sahibi bulunduğum Yozgat gazetesinin arşiv nüshalarını HAKİMİYET’te yayınlamak istedi. Rahmetiyi kıramadım. “Duayen gazeteci Osman Hakan Kiracı’ın arşivinden” başlıklı sayfalarımız oldukça ilgi gördü ve yaklaşık 2 yıl sürdü. Bu süreçte HAKİMİYET’ten tek kuruş para almadım. Hakimiyet tesisinde birkaç kez gazetemin bayram nüshalarını bastırdım. Onların da ücretlerini fatura karşılığı ödedim. Yani hiçbir çıkar sağlamadım. Eğer ben Hakimiyet ve Yozgat Haber gazetelerini kullanmak isteseydim ta o zaman rahmetlinin teklifini geri çevirmezdim. Hatırlarsan sen oraya geldikten sonra gazetenizin kapısından adımımı bile atmadım. Benim internette yayınlamakta olduğum günlük bir gazetem ve baskı tesisim var. Dolaysıyla Yozgat’taki hiçbir gazetenin ve matbaanın desteğine ve gölgesine ihtiyacım yok.
**
Açıkgöz Ali!
“Ben seni hiçbir zaman ciddi bir gazeteci olarak görmedim” diyorsun.
Oysa ben, Yozgat’ın ilk gazetecisi, üstad merhum Abbas Sayar’ın övgülerine ve Türk medyasının nice ünlü yönetmen, başyazar ve duayen gazetecilerin yazılı takdirlerine mazhar olmuş, Türkiye’nin en saygın basın kuruluşlarının ödüllerine layık görülmüş ve meslekteki 50 yıllık gazeteciliği Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Vakfı tarafından ödüllendirilmiş bir gazeteciyim.
Zamanında gazetesinde köşe vererek Yozgat yerel basınında sana kapı açan, Mesleğinin etik değerlerine bağlılığı tüm basın camiamız ve kamuoyumuzca bilinen benim gibi bir meslek büyüğü gazeteciye dil uzatmayı marifet zanneden, nankör ve haddini bilmez biri, beni ciddi bir gazeteci olarak kabul etse ne yazar, kabul etmese ne yazar?
Sana son kez bir çift sözüm daha var Açıkgöz Ali:
Yozgat’ta basın sektörüne başka alanlardan gelenlerin yani asıl işi gazetecilik olmayanların, bizim veya bizim gibi bu şehirde yıllar yılı meslek bilinci ve sorumluluğu ve alın teri ile mesleğini icra eden gazetecileri beğenmeme, küçümseme ve rencide etme hakkına ve haddine sahip değildirler. Sektörümüze dışarıdan yani başka alanlardan gelip dahil olmuş başka meslek erbapları, bizim bağımızda yani bizim camiamızdaki gerçek gazetecilere saygı göstermelerinin temel görevleri olduğunu unutmamalıdırlar.
**
Ve unutulmaması gereken bir realite daha vardır ki, her şey aslına rücu edeceği için bu mesleğe dışarıdan gelenler de günün birinde geldikleri yere döneceklerdir.

04.03.2019
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ