Nesrin MASARİFOĞLU

IŞIK

Yozgat'ın turizm potansiyeli

Son yıllarda çeşitli vesilelerle sık sık gezilere ve turlara katılıyorum.
Gezdiğim illerde turizmin bir ili ne denli kalkındırdığını, ekonomisini nasıl canlandırdığını, o ilin insanlarını nasıl da hareketlendirdiğini görüyor ve Yozgat adına üzülüyorum. Gezdiğiniz illerde tarihin derinliklerini rehberler sayesinde okuyabilmek, doğa güzellikleri karşısında mest olmak fazlasıyla mümkün olabildiği gibi çok akıllı tespit ve makyajlarla çok küçük ayrıntıların bile nasıl da turizme kazandırıldığını görüyor ve şaşırıyorsunuz. Ve bu durum sizi çok ciddi bir şekilde düşündürüyor. Sadece tarih ve mistik kokan mekânlar, deniz güneş ve kum insanları cezp etmiyor; günümüzde kültürün yaşatıldığı, doğa sporlarının yapılabildiği, sağlık saçan termallerin bulunduğu, çeşitli inançlara ait kutsalların yer aldığı mekânlar çeşitli inceliklerle turizmin hizmetine sunulabiliyor ve çok da rağbet görüyor. Yozgat bu konuda belki çok şanslı değil ama çok akıllı tanıtım ve seçimlerle elindekilerin kıymetini bilerek çok kısa zamanda bir “Turizm cenneti” olabilir. Nasıl? Buyurun madde madde sıralayalım neler yapılabilir.
1-Bankalar Caddesinden “Büyük Cami”ye doğru ilerlerken Büyük caminin o muhteşem görüntüsünü seyrederken, çok farklı dönemlerde yapılmış olmalarına rağmen işte küçük bir “Sultan Ahmet Cami”i derim içimden. Ama ne yazık ki Yozgat_ta tarihe olan ilgisizlikten mi nedendir anlaşılmaz elimizdekilerin bile kıymetini bilememişiz. Bırakın imha ettiğimiz onca tarih ve kültür kokan mekânları; tutmuşuz bu muhteşem camiyi etrafındaki yüksek binalar ve iş merkezleri ile boğmuşuz. Boğmakla kalmamış yükselen asfaltımızla birde toprağa gömmüşüz. Hemen yerel idarecilerin Yozgat’ın yüz akı bu tarihi camiyi “Sayın Hakkı Acun” hocamın da dediği gibi mezar taşlarının da ayrıca dökümünü çıkararak etrafını açması lazım. Envanteri çıkarılan mezar taşları ile ilgili akademisyenlerin sundukları bilgiyi de Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek camimizin bahçesinde ki panomuza gelen ziyaretçilerimizin aydınlanması için asalım. Caminin o seyrine doyamadığımız görüntüsünü tüm ihtişamıyla ortaya çıkarmak için mümkün olduğu kadar camiyi çevreleyen yolların seviyesi düşürülmeli hem de en kısa zamanda. Caminin etrafı hatta genişleyebildiği kadar genişletilerek çeşitli sosyal ve kültürel alanlar oluşturulmalı. Maalesef projesi bile çizildiği söylenilen bu çalışmaya neden başlanılmadığını merak ediyorum. Tüm iller turizm pastasından pay kapma yarışında iken biz Yozgatlılar niye duruyoruz anlamak mümkün değil. Tabiî ki bu düzenlenme gerek ilimizde ve gerekse ilçelerimizdeki diğer tarihi camilerimiz içinde ayrıca yapılmalıdır.
2- Artık dünyada sağlık turizmine olan ilgi gittikçe artmakta. Yozgat_ın çevresi şifa dağıtan “kaplıcalarla” dolu ama çok yazık ki biz bu kaliteli şifalı sulara sahip kaplıcalarımızda bunu sıkılarak yazıyorum sadece ve sadece çok ilkel şartlarla “hamam”işletmeciliği yapıyoruz. Kaplıca turizmi ilgili sitelere giriyorum Kozak’lı her yerde var ama ne yazık ki Yozgat ve ilçelerinin adı ve sanı hiçbir yerde yok. Nasıl olsun ki? hangi tesisimizi turların hazırladığı paket programlarının içine sokabiliriz. İşte hemen hiç vakit geçirmeden kaplıca olan her ilçemize yıldızları bol tesisleri hemen inşa etmeliyiz. Kaplıcalar yılın 12 ayı turist çekebilen bulunduğu ilçenin kalkınmış olması veya olmamasının hiç de önemli olmadığı turizm merkezleridir ve Yozgat bu fırsatı kaçırmamalıdır.
3-” Kazankaya Kanyonu” vahşi tabiatı derin kanyonu ve ortasından geçen nehri ile görülmeye değer. Nehrin debisi nasıl bilmiyorum ama bu Kanyon’da macera arayan gençlerin çok rağbet ettiği “rafting” sporu yapılabilir hatta bu konuda turnuvalar düzenlenebilir. Bilhassa doğanın doyumsuz güzelliğe ulaştığı bahar aylarında bu kanyonu turizmin hizmetine açmak için gerekli çalışmaların yapılması gerekir.
4- “Nesrin hanım” ya yüz akımız “Çamlığımız ondan söz etmediniz” diyenleriniz için son yıllarda yıldızı parlayan, kişisel hiçbir beceri gerektirmeyen kendini dinç hisseden her yaş grubunun katıldığı “trekking- sportif turizm türü” diğer bir deyişle “doğa yürüyüşleri” için “çamlığımız” çok elverişli. Doğayla iç içe olunarak, sıkıcı şehir yaşamının stresinden kurtulmak isteyen her yaştaki insanın, dağlarımızın olağanüstü güzelliğini, vahşi doğayı, yaban hayatının gizemlerini bizzat yaşayarak yaptığı bu spor türü için Çamlıkta bir güzergâh çizilebilir. Çamlığın içinde halen birçoğumuzun görmediği vahşi doğayı görmeyi sağlayacak bir gezi hattı birçok insan için çok cazip gelmeyebilir ama biz bu ”doğa yürüyüşleri” için Çamlıkta bazı cazibe merkezleri oluşturmayı bilirsek cazibeyi fazlasıyla artırabiliriz. Doğa yürüyüşleri esnasında çok güzel bir peyzajla çizeceğimiz patika yollarda çamlığımızda bulunan bitki örtülerini tanıtan tabelalar olmalı. Yürüyüşü daha gizemli kılabilmek için doğal dokuyu tahrip etmeden çok ilginç köprüler. Mağaralar oluşturulabilir. Orman içinde yetiştirilecek, insanlara zarar vermeyecek sevimli hayvan türleri de geziyi çok daha sevimli kılabilir. Ayrıca orman içerisinde suni olarak oluşturulacak yabani çiçeklerden müteşekkil alanlar, botanik bahçeleri, yürüyüş alanlarının her hangi bir noktasındaki daha önce hazırlanmış çadırlardan ihtiyaç alanlarından oluşan “kamp alanları” trekçiler için çok çekici olacaktır. Hatta bu doğa yürüyüşünü Çamlığın dışına kadar taşıyarak “Divanlı Köyünde” oluşturacağımız 2. bir konaklama merkezine kadar uzatabiliriz. Bu konaklama merkezinde oluşturacağımız doğal kültürü tanıtan otantik ortamlarda; yöresel bazlamaların yapıldığı, ayranların ikram edildiği, ekolojik olarak üretilen ürünlerden müteşekkil yufka arası dürümlerin gayet sağlıklı koşullarla satışa sunulduğu bir “geleneksel bir uydu yapı” oluşturabiliriz.
“Aslında Çamlığımızda çok da emek ve masraf etmeden çok farklı düzenlemelerle başkentteki yeni yerler keşfetmek, ilginç geziler oluşturmak isteyen gençlerden müteşekkil “tur operatörlerinin” dikkatini çekebiliriz.” Şehrimizde de otantik alanların sayısını artırıp çevredeki tarihi alanları bir bir elden geçirirsek eminim günü birlik turlarla bile Yozgat bayağı turist çekecektir.Aslında ilk yapmamız gereken şeylerden söz ettim ama çevrede daha o kadar çok ıslah çalışması gereken tarihi alan var ki! Bu arada unutmadan bilhassa çamlıktaki konaklama merkezimizi modernleştirmek, doğanın ortasındaki otelimizde yüzme havuzlarını faaliyete geçirerek çok önemli bir eksikliği de tamamlamak gerekir. Hiç vakit kaybetmeden Yozgat’a özgü bir el sanatı tespit edip onu geliştirmenin ve yaşatmanın yollarını araştırarak tanıtım faaliyetine başlanmalı. Sadece el sanatları mı? Topraklarımızda yetişecek Yozgat ile özdeşleşecek bir ürün bulmak ve yetiştirmek için çok geç kalmadık mı? Hemen aklıma önceleri yetiştirdiğimiz tadına doyamadığımız Yozgat’ın meşhur “Seydiar Armut’ları geliyor. Turizm merkezlerimizde satacağımız bize özgü ilimize ait, ilin sakinlerine gelir getirecek bir şeyler olmalı bunları mutlaka ekipler halinde araştırıp bulmalıyız. Haydi diyorum bu konuda her türlü çalışmaya başlayalım unutmayalım ki “trekking’’in merkezi “Yozgat Çamlığı” olurken tarihi alanlar turistlerin beğenisine şanlarına yakışır sunulurken, kaplıcalarımız beş yıldızlı tesisler hizmet verirken bu turistik alanların etrafında satacağımız Yozgat’a özgü, Yozgat deyince akla gelecek bizden bir şeyler olmalı.


Tarih : 22.09.2008
OKUR YORUMLARI
MEHMET ŞAŞMAZ
27.09.2008 10:31:00

YAZILARINIZI TAKİP EDİYORUM. ÇOK ÖNEMLİ MEVZULARA DEĞİNİYORSUNUZ. TEŞEKÜRLER. MELİH MASARİFOĞLU İLE İRTİBAT KURAMADIM! BU YAZIYI OKUDUYSA ACABA BANA MAİL TABİLİR Mİ? SAYGILARIMLA...

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ