Nesrin MASARİFOĞLU

IŞIK

SAYIN BAŞKANIM , LÜTFEN TÜM PARKLARI ELDEN GEÇİRİN

Evimizin çok yakınında mahalle parkımız ve onun da hemen yanı başında da bir çocuk parkı var..Emniyet Müdürü Lojmanının karşısındaki bu parkta geçen gün Malatya’dan bizleri ziyarete gelen sevgili annem ve babamla pırıl pırıl parlayan güneşten etkilenerek bankların üzerinde oturup çevreyi seyretmeye koyulduk..Hem canlarımla sohbet ediyorum hem de bu park nasıl oturulabilir şekilde dizayn edilebilir onu tartışıyoruz kendi aramızda..Ben çevre dostu olarak hemen atılıyorum “bir kere diyorum çimler çok bakımsız, ağaçlar yetersiz”.Hele yarım ay şeklindeki kırık dökük bankların; üstüne üstlük sırtınızı dayayıp mis gibi “Esentepe”nin temiz havasını içine çekeceğiniz arkalıkları da yok..Parkın kimi yerlerine içerisinde tek bir bank olmayan demirden kamelyalar yapılmış.Boyası silinmiş yer yer paslanmış, içerisinde oturulacak banklar ve tepelerinde gölgelikler yoksa ki yok kamelyalar niye yapılmış onu anlamaya çalışıyoruz.Gözü ziyadesiyle okşayan bir peyzaj çalışması ile bu minicik mahalle parkı çok daha şirin bir hale dönüştürebilir diye düşünüyoruz.Parkın tam ortasında şehrin girişindeki şelaleleri oluşturan taşlardan müteşekkil havuz mu yoksa parkın tam ortasına kondurulmuş koskoca bir dekor mu anlayamadığımız bir dizayn var .Bunun olsa olsa havuz hem de içerisinde devr-i daimle suların aktığı bir havuz olması gerektiğini söylüyoruz..Kaldı ki yer altı suları açısından çok şanslı mekana kurulmuş bu park ne yazık ki bakımsızlıktan dökülüyor.Yanındaki çocuk parkına gelince..İçerisinde oynayan mini mini yavrulara kıyamadığım için defalarca ilgilileri parka bakım yapılması konusunda uyarmam galiba etkili oldu ki yanı başındaki çocuk parkı üzerinde bir takım değişiklikler ve düzenlemeler yapılarak park belki bir nebze mahalledeki çocukların hizmetine sunuldu.Parkta camın babacığımın en çok hoşuna giden parkı caddeye bağlayan, mimarisi ile tarihi köprüleri çağrıştıran sevimli ve minyatür köprü oluyor..Babamlar yerel yöneticilerin park ve bahçeler konusunda bir hayli başarılı olduğu bir ilden Malatya’dan geldiler..Kızgın güneşe rağmen gidip oturabileceğiniz, fıskiye ile suların çok yükseklere çeşitli şekillerde akıtıldığı havuz başlarında dinleneceğiniz dinlenirken serinliyebileceğiniz çeşitli enstantelerle akan suları seyredebileceğiniz o kadar çok park seçeneğiniz var ki Malatya’da.! Üstelik o parklardaki çay bahçelerinde istediğinizi yiyip içebileceğiniz mekanlarda çok. Ben gelen misafirlerimi şöyle götürebileceğim bir mekan araştırıyorum ama Çamlığın dışında bulamıyorum..Sayın Belediye Başkanımızın her bir mahalleye bir park projesini takdirle karşılıyorum ama ben diyorum ki böyle, öylesine yapılmış parklar yapmaktansa bence dört dörtlük çok değil dört tane adam gibi park yapmak daha güzel olmaz mı?. Ağaçların gölgelendirdiği, havuzlarında ki pırıl pırıl suları ve doyumsuz güzellikteki çiçekleri ile insanın içini ferahlatan, içerisinde satış büfeleri ve çay bahçelerinin bulunduğu içine girdiğiniz an çevreyi rahatsız etmeyecek desibelde ki müzik sesi ile mest olduğunuz çeşitli orijinal projeleri de beraberinde barındıran bir kaç park, spor kompleksi hele çocuklarımız için çok büyük bir ihtiyaç olan artık çok küçük ilçelerde bile yaptırılan “kapalı yüzme havuzu” yaptırsak fena mı olur. Aslında park ve bahçeler konusunda bir hayli başarılı olmuş illerden proje bazında istifade edilebilir..Geçen hafta Kırşehir’deydik..Dikkat ettim tarihi mekanların etrafı tamamen açılarak park-bahçe veya sosyal etkinlikler alanı olarak düzenlenmiş..”Cacabey Cami”i ve “Ahievran Cami”i bunlara örnek..Tarihi mekanların tüm etrafı binalardan arındırılmış..Hele Kırşehir’in tepeden seyredilebildiği “Kırşehir Kalesinde”ki cami ve bilhassa hanımların öğleden sonraları piknik alanı olarak kullandıkları parkta görülmeye değerdi..

Nesrin Hanım sabredin artık Yozgat’ta çevre illerdeki güzelliklere sahip olacak ama Sayın Başkan ne yapsın gırtlağına kadar borçlu bir Belediye ile ancak bu kadarı yapılır dediğinizi duyar gibiyim. Aslında bu konuda sevindirici gelişmeler de var..Sayın Başkan “Erdoğan Akdağ Parkı”nın bakıma alınacağını söyledi geçen gün bende bu vesile ile evimin yakınındaki parkın perişan halini arz ettim..Bizim semt Yüksek Okul öğrencilerinin yoğunlukta bulunduğu bir semt..Öğrencilerin de bu konuda ne kadar muzdarip olduklarının farkındayım..Evimin karşısında çok büyük bir dere yatağı var zannediyorum bir hayırsever tarafından park yapılması için Belediyeye bağışlanmış koskoca da bir alan var. Hep düşünürüm bu alana içerisinde tüm kompleksleri ile ne kadar mükemmel bir park yapılır..Su da o kadar bol ki zeminde..Bir “Botanik Parkı” olabilir..”Açık hava Ağaç Müzesi” olabilir..”Sayın M.Öcal Oğuz Hoca” mın ısrarla Yozgat Kültüründe simge olmasına çalıştığı ünlü şair Hüzni Babanın 70. ölüm yıldönümüne ithafen, tüm Türkiye’nin bu ünlü ismi tanımasını sağlayacak şekilde görkemli bir açılışla, “Hüzni Baba Parkı” yapılabilir..Hüzni Babanın şiirleri kitabelere yazılarak, hatta Yozgat’ın yetiştirdiği ozan-şair ve yazarların tanıtımını sağlayacak çeşitli fon ve figürlerle bir “Kültür Parkı” oluşturulabilir. İnsanlar dinlenirken çaylarını yudumlarken aynı zamanda geçmiş ile kültürel anlamda bağlarını pekiştirebilirler..İşte o zaman bizde ziyaretimize gelen dostlarımıza buyurun bizim edebiyat dalında otoritelerimizle sizleri tanıştıralım diyebiliriz..Hadi diyelim bunların bir maliyeti var şu anda teknoloji koskoca ağaçları dikebilecek kadar gelişmiş..Anında ağaçlandırılan yeşertilen banklarla zenginleştirilen bu alanda hemen bir öğleden sonrası termosundaki çayı ve çantasına koyduğu portatif yiyecekleri ile insanlarımızın piknik yapabileceği bir alternatif mesire alanı oluşturabiliriz..Hatta derenin olduğu yere kuğular, tavus kuşları ve tavşanlardan müteşekkil çocuklarımıza hayvan sevgisini aşılayacak mini bir hayvanat bahçesi yapabiliriz..Alan o kadar geniş ve su o kadar bol çevredeki insanlar güzellikleri seyretmeye, güzellikler içerisinde dinlenmeye kendisine çok da fazla maliyet yüklemeyecek tüm ailesi ile hafta sonunu geçirebilecek mekanlara o kadar hasret ki..Sadece yörede ki insan mı tüm Yozgat’ın güzel sevecen insanları zihnini, gözünü, bedenini, ruhunu dinlendirebileceği dinlenirken kendini geliştirebileceği, tüm ailesini mutlu edebileceği komplekslerden müteşekkil mekanlara o kadar hasret ki!

Sadece park ve bahçeler mi.Sayın ilgilileri ayrıca bir ilin asayişinden sorumlu en büyük mülkü amirinin “Sayın Emniyet Müdürü”nün evinin bulunduğu bir semtteki bakımsız ve ihmal edilmiş ayrıca içler acısı alanları, çevredeki bakımsız yolları görmeye davet ediyorum..Ne zaman bizim yollarımız çamurdan, evlerimiz dere tepe yolların oluşturduğu sel baskını tehlikesinden, tüm çevremiz görüntü kirliliğinden kurtulacak..İlle de hizmet alabilmek için şehrin merkezinde mi oturmamız lazım.


Tarih : 05.10.2005
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ