Nesrin MASARİFOĞLU

IŞIK

Ramazan Beylikdüzü’nde yaşanır

“Ramazan Beylikdüzü’nde Yaşanır” sloganıyla çıkıldı yola. Beylikdüzü’nün çiçeği burnunda genç ve dinamik Belediye Başkanı “Sayın Yusuf Uzun” ve başarılı ekibi beyin fırtınası oluşturarak sıra dışı bir Ramazan etkinliği projesine imza attılar. Üç yıldır hız kesmeden devam eden Ramazan etkinlikleri gerek İstanbul halkından ve gerekse yazılı ve görsel basında o kadar çok ilgi gördü ki İstanbul’un 39 ilçesindeki kutlamaları geride bırakarak ön sıraya oturttu Beylikdüzü’nü. Hatta her yıl Sultan Ahmet Cami yanında yapılan etkinlikleri Beylikdüzü’ne taşıdı.

Bir çok televizyon kanalında geniş verilen kutlamalar o denli ilgi gördü ki İstanbul’un diğer ilçelerinden Beylikdüzü’ne akın akın insanlar gelmeye başladı. Hatta insanlar Beylikdüzü’nde yaşamanın hele hele metrobüsünde gelmesi ile bir ayrıcalık olduğunu düşünerek İstanbul’un bu ilçesine yerleşmenin yollarını aramaya başladılar bile.

Peki, Beylikdüzü’nde ki etkinliklerde ne vardı ki bu denli ilgi gördü ve diğer ilçelerden farklı kıldı Beylikdüzü’nü?

Beylikdüzü’nün en merkezinde yer alan “Fatih Sultan Mehmet Cami “nin karşısındaki etkinlik alanında Ramazanın çok öncesinde başladı hazırlıklar. Hummalı bir çalışma ile geçen yıldan farklı olarak muhteşem bir portatif “Ramazan Kasabası” oluşturuldu. 15 dönümlük alanda Safranbolu, Bolu, Kastamonu ve Mardin evlerinin örnekleri çepeçevre alanı kuşattı. Her bir örnek evin alt katları aynı zamanda satış stantları olarak ayrıldı. Alana giriş ve çıkış kapıları ise Topkapı Surları’ndan esinlenerek yapılmıştı. Hele ortada ki otağ çadırı hem iç dekorasyonu hem de dış görünümüyle hemen alana girdiğinizde tüm görkemiyle diğer fonlarla birlikte gözlerinizi kamaştırmaya yetiyordu.

Osmanlı lokumcusu ve şerbetcisi, pamuk şeker, geleneksel tatların satışa sunulduğu tezgahlar ve tezgah başlarındaki tarihin sayfalarından çıkmış gelmiş gibi duran satıcılar sizi adeta büyülüyor. Alana girmenizle birlikte kendinizi tarihin derinliklerinde yol almış gibi hissediyorsunuz. Portatif oluşturulan evlerin aynı zaman da çeşitli ürünlerin satıldığı ya da sosyal sorumluluk projelerinin tanıtıldığı stantlarla donatılması uygun fiyata alışveriş yapmak isteyenleri de satıcıları da bir hayli memnun etmekte. Etrafta oturup karnınızı doyurabileceğiniz, yemek sonrası çayınızı yudumlayacağınız ya da tatlınızı yiyeceğiniz alanlarda bir disiplin dahilinde sıralanmış. Velhasıl her şey düşünülmüş iftar öncesi ve iftar sonrası ihtiyaçlar göz önüne alınarak her alan dikkatlice değerlendirilmiş. Bu arada adrenalin tutkunları ile çocuklar ihmal edilmemiş onlar içinde Luna Park kurularak onlarında eğlenmeleri sağlanmış.
Tabii asıl dikkat çeken alana kurulan mükemmel teknik donanımlı sahnenin 30 gün buyunca her gün teravih öncesi çocuklara meddah, Hacivat-Karagöz, ve hemşerimiz Murat Yeni’nin sunduğu yetenek yarışması; teravih sonrası büyüklere Tasavvuf muzikisi, Türk Sanat ve Türk Halk müziği ile popüler sanatçılarının verdikleri konser, şiir dinletisi, sohbet programlarıyla güzel bir gece geçirmelerini sağlamasıydı.

Bu yazıyı kaleme aldığım gün Murat Göğebakan duygusal bestelerini ve her beste arasındaki yüreğini ortaya koyarak yazdığı duygusal şiirlerini, “SEVGİ ve KARDEŞLİK” temasını işleyerek icra ettiği konseri ile her birimizi mest etti.

Etkinlik alanının işlevselliği ile fiziki konumunun tarihten örnek alınarak yapılması değildi ayrıcalıklı kılan Beylikdüzü’nü. İlçenin farklı yerlerinde kurulan iftar alanları ile ki bunlardan birisi etkinlik alanının yanındaki Fatih Sultan Mehmet Camii avlusunda Cami Yaşatma Derneği ve Belediye işbirliği ile 7500 kişiye verilen iftar yemekleri. Her gün yaklaşık 4000 kişi çok mükemmel bir düzenleme ile etkinlik alanının hemen yanı başında ki camide iftar etmekte. Üstelik verilen bu iftarlarda kuyruk yok, izdiham yok, kargaşa hiç yok. Kurulan masalarda boş bulduğunuz yere oturuyorsunuz tüm hizmet ayağınıza geliyor. Sanki 4000 kişilik bir açık hava lokantasında Kur-an tilaveti ve sohbet ile ney ve ilahiler eşliğinde her şeyin en ince detayına kadar düşünüldüğü bir sofrada yemeğinizi yiyorsunuz. Çayınızı yudumlarken diğer ilçelerden gelen insanlarla tanışıyorsunuz. İlçenizdeki insanları belki de komşularınızı tanıyorsunuz. Sonra akşam namazına geçiyorsunuz dostlarınızla. Caminin hocasının huşu ile kılmanızı sağlayan kıraatı ile akşam namazınızı daha sonra da yatsı ve teravihinizi ilahiler eşliğinde eda ediyorsunuz. Hatta İstanbul’un sadece birkaç noktasında kılınan ünlü hafızların farklı farklı kıratlarla kıldırdıkları Enderun usulü teravih kılmak bile Beylikdüzü sakinlerine kısmet oluyor.

Ha unutmadan diyelim çok yaşlısınız ve yalnızsınız yemek bu kez sıcacık evinize geliyor. Aslında ramazan ayı boyunca tüm İstanbul sahilini dolaştığınız 7 saatlik içinde iftar yemeği de olan “Boğaz Turun” dan söz etmeden geçemeyeceğim. Her gün yaklaşık 1000 kişi bu tura katılıyor. Üstelik katılmak için hiçbir kriter yok. Sadece kimlik numaranız yetiyor.

Üstelik aynı meydanda tüm ilçe sakinleri ile ilçe bürokrat ve sivil toplum kuruluşlarının katıldığı bayram sabahı bayramlaşma töreni var. O da ayrıca samimi ve sıcak bir havada geçiyor. Böylece çeşitli ikramlar ve kutlamalarla kimileri için gurbette, kimileri için yalnız geçecek bir bayram sabahı şölene dönüşmüş oluyor.

Aslında Beylikdüzü’nde yapılan aktiviteler bunlarla sınırlı değil. Bu konuda yazılacak o kadar çok şey var ki bunu bir yazıya sığdırmak olanaksız. Ben bize doyasıya Ramazan coşkusunu yaşatan ekibi Belediye Başkanımız Sayın Yusuf Uzun’un şahsında kutlamak istiyorum. Tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum…
Bunları niye yazıyorum. Dolu dolu yaşadığımız bu ramazan programı bir çok Belediyemize emsal olsun istiyorum. O hep ah eski ramazanlar diye başlayan cümleler hayatımızda olmasın diye yazıyorum. Beylikdüzün‘de yaşıyorsanız “Ah şimdi ki ramazanlar bir başka” diyebiliyorsunuz gönül rahatlığı ile.
Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, nice bayramlara sağlık, huzur ve mutlulukla ulaşmanızı dilerim…
OKUR YORUMLARI
SAYHA
30.10.2011 22:16:00



İzmir kurtulmuş, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler...
Trene binerler ve kompartımana çekilirler. Ertesi gün, yaveri, Atatürk'ün
kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını

yıkamaktadır. Yaveri; 'Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde, niye
böylesiniz?' der. 'Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı
unutmuşsunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı. Setremi yastık
yaptım üşüdüm. Uyumadım kalktım' der. Yaveri; 'Aman paşam! Birimize haber
verseydiniz. Hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik' der ve bir ülke
kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir; 'Geç fark ettim. Hepiniz
en az benim kadar yorgundunuz, hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim
uyumam degil, milletimin rahat uyumasi ..'


ATAMIZ SAYESİNDE ÖYLE RAHAT UYUYORUZ Kİ;

HALA UYANAMADIK !!! Uyanamadığımız içinde başkalarının yaptıklarını överizde, başkalarına özeniriz; lakin kendimiz kendi memleketimiz, ilimiz için bişeyler yapmak için ayıkamayız.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ