Nesrin MASARİFOĞLU

IŞIK

Pırıl Pırıl bir Yozgat’a varmısınız?

Çevreci bir bilim adamı bir sabah programında “Çocuklarınızla oturup bir tabak erik yiyorsunuz afiyetle. O eriğin çekirdeklerini çöpe atıncaya kadar, biriktirip bir hafta sonu tüm ailenizle çevrenizdeki ağaçlandırmaya müsait alanlara elinizle bile toprağı eşeleyerek dikerseniz, doğanın size verdiklerine karşılık teşekkür borcunuzu bir nebze ödemiş olursunuz. Aynı zamanda çocuklarınıza çevre bilincini aşılamış, bizzat yaşayarak ağaç sevgisini öğretmiş, aynı zamanda çevrenizi meyve ağaçları ile donatmış olursunuz.” Diyordu. Çok hoşuma gitti. Belki bir çoğumuzun aklına gelmemiştir yediğimiz meyvelerin çekirdeklerini böylesine değerlendirmek. Bunu en iyi çevreci olarak tanıdığım eşim yıllar öncesinde çocuklarımla gerçekleştirdi. Akasyanın o tanecikli tohumlarını ağaçlardan kopararak çok diktik dağa taşa. Hatta bir sonraki yıl çocuklarımız diktiğimiz tohumlardan filizlenen ağaçları görünce emeklerimiz boşa gitmedi diye çok mutlu olmuşlardı. Piknik yaptığımız veya mola verdiğimiz her çeşme başındaki ağaçları pet şişelerle sulamak çocuklarımın zevkle yaptıkları bir şeydi. Hele bir keresinde çok sıcak bir yaz gününde Sivas-Malatya arasındaki “Yağ Donduran Çeşmesinin” başında mola verdiğimizde biz yine tüm aile elimizde şişelerle çevredeki tüm çam ağaçlarını sulamaya çalışıyoruz. Almanya’dan özel arabaları ile gelen bir aile ile karşılaştık. Arabayı kullanan beyefendi çok şaşırmıştı. “Böyle çevre duyarlılığının göstergesi olan sahnelere Avrupa’da çok rastladım ama Türkiye’de rastlayacağıma hiç ihtimal vermezdim.Her birinize teşekkür ediyorum” diyerek şaşkınlığını belirtmiş çocuklarımı da kutlamıştı. Anız yakılan tarlalardaki yanan ağaçlara, henüz çok küçük olmalarına rağmen çocuklarımın çok üzülerek baktıklarına hep eşimle şahit olmuşuzdur. “Ağaçlara yazık olmuş, bir ağaç çok kolay yetişmiyor” derlerdi,. Sadece ağaçlar mı ya toprakta diri diri yanan canlılara, böceklere ne demeli. Onlara da çok üzülürdük
Çevre duyarlılığını, ağaç sevgisini, hayvan sevgisini ancak çocuklarımıza yaşayarak ve bu konuda iyi bir model oluşturarak öğretebiliriz. Bu gün bırakın çocukları koskocaman eğitimli-eğitimsiz insanların sigara izmaritlerini, yedikleri kabuklu yiyeceklerin kabuklarını, yedikleri çukulata ve şekerleme kağıtlarını gözünüzün içine baka baka yere atmalarına buda yetmiyormuş gibi yere tükürmelerine hayretle bakıyorum bazen. Esentepe’den aşağıya inerken çevreye bakıyorum caddenin yan tarafları poşet, kağıt, çör çöple dolu. Hele sitelerin cadde taraflarındaki yeşil alanları ile, alışveriş merkezlerinin önleri çöplerle dolu. Hem bakıyorum hem de üzülüyorum o apartmanlarda oturan çocuklara bu sorumluluk verilemez mi? Ucuna çivi çakılmış uzun sopalarla bu işi oyun haline dönüştürerek çevremizi temizletmemiz mümkün. Bu konuda her bir apartmana, okullara çöp torbası, eldiven, ucu çivili sopalar temizliğe teşvik edilmesi nedeniyle Çevre ile ilgili kurumlar tarafından dağıtılabilir ve bu konuda tüm kurumlarla işbirliğine gidilebilir. Hatta bu konuda apartman sakinleri de çocukları ile birlikte bu güzel eyleme katılabilirler.Çevreyi temizleyen çocuk-erişkin kolay kolay çevreyi kirletmez. Kirletenlere de ayrıca caydırıcı olması nedeniyle çeşitli yaptırımlar uygulanabilir. Yine kış günlerinde gelişigüzel yollara dökülen kömür külleri ve soba artıkları karların erimesiyle çirkin görüntüleri ile ortaya çıkıyorlar. fiehrin göbeğinde bile çevrede görüntü kirliliği oluşturacak o kadar çok nahoş görüntüler var ki! Bu konuda sadece kurumları suçlamak yanlış olur. Aslında tertemiz bir Yozgat için tüm şehirde yaşayanların, tüm kurumların seferber olması gerekir. Temizlemek de yetmez her birimizin şehrin temizliğinin muhafazası konusunda çok hassas olmalıyız. Evlerimizi nasıl temiz tutmak konusunda titizleniyorsak aynı şekilde çevreyi de o şekilde kollamamız gerekir. Bu temizlik seferberliğine ayrıca poşetlerin, çeşitli atıkların havada uçuştuğu piknik alanlarını ve çeşme başlarını da dahil etmek isabetli olur. Tüm bunlar “çepeçevre ormanla kaplanmış, tertemiz, pırıl pırıl bir Yozgat” için yapılabilir..
Oysa hep yazıyoruz lütfen bu şehrin cazibesini artırmak için tertemiz ve yemyeşil görsel alanların sayısını artıralım. Hafta sonları insanlarımıza bedenlerini ve ruhlarını dinlendirecekleri tertemiz pırıl pırıl alternatif alanlar sunalım. Bunlardan biri Yozgat Belediyesinin hizmetimize sunduğu Yozgat “Kent Park ve Sosyal Tesisleri”. Gerçekten çok büyük bir ihtiyaçtı bazı eksiğine rağmen yinede bizler için çok güzel bir seçenek ama bir tane yetmez, başkaları da olmalı. Tabii küçücük mahalle parklarını kastetmiyorum. Bir kaç tane de koskoca park Esentepe’de, Bahçeşehir de, Çatak da….. olmalı. Her bir parkta ayrı bir görsellik, ayrı bir güzellik olmalı. İnsanlar hafta sonları gidecekleri mekanları seçmekte, misafirlerini gezdirmekte “hangisine gidelim” diye zorlanmalı.
Polis evinin arkasında, emniyet Müdürü lojmanının hemen yanı başında belediyeye bağışlanan bol sulu büyük bir yeşil alan var. Alan o kadar büyük ki! Hep yanından geçerken içim sızlar hemen lojmanın yanı başındaki alan tamamen çöplük gibi. Kimi harfiyatını dökmüş, kimi çöplerini, kimi kalorifer atıklarını atıyor. Bu izbe görüntünün hemen yanı başında Polis evi, yanında Emniyet Müdürü Lojmanı, biraz ilerisinde tamamlanmak üzere olan Emniyet Müdürlüğü var. Ben şahsen Yozgat’ın asayişinde söz sahibi kurumların arasındaki bu alanın böylesine görüntü kirliliğine sebebiyet vermesini, bağışlanma amacının dışında arsanın kullanılmasını üzüntüyle ve hayretle karşılıyorum. Çok güzel bir proje ile buraya da alternatif bir eğlence merkezi yapılabilir. Veya ilginç bir projeye sahip park olabilir.
Tertemiz bir Yozgat, çevre kirliliği derken artık bu şehirde çeşit çeşit eğlence ve dinlenme merkezleri görmek istediğimizi de açık ve net belirttik. Lütfen bizi yaz tatillerinde imrenerek gezdiğimiz yada göç etmek zorunda kaldığımız diğer illere mecbur etmeyin. Artık bizde bu ilde kültürel sosyal anlamda ihtiyaçlarımıza cevap verecek çeşit çeşit merkezler, tesisler, parklar, bahçeler, piknik alanları, mükemmel donanımlı spor tesisleri, hijyenik yüzme havuzları, koskoca gösteri salonları bu salonlarda konferanslar, paneller, açık oturumlar, sempozyumlar, tiyatrolar, konserler ile Yozgat’ın dört bir yanında alt yapısı tamamlanmış turizm merkezleri görmek istiyoruz. Kişisel becerilerimizi geliştirmek için çeşitli kurslar, hobilerimizi gönül rahatlığı ile yapabilmemiz için bir dolu imkanlar istiyoruz. Velhasıl Üniversite kenti olma yolunda bir “Yozgat” aynı zamanda çevre temizliği, kültürel ve sosyal hareketliliği ile örnek bir il olmalı….


Tarih : 28.06.2008
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ