Emıtt ‘te Yozgat geldi geçti……

“EMITT Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuar” 15 yıl gibi bir sürede gerek Avrupa’nın ve gerekse Türkiye’nin en önemli fuarlarından biri olmayı başarmış önemli bir organizasyon. Katılan ülkelerin tarihi ve doğa güzellikleri sergilenirken, Türkiye’ de ise tarihi ve turistik yerleri, yer üstü ve yer altı zenginlikleri, geçmişten günümüze tüm kültürel etkinlikleri tanıtmakla kalmayıp; katılan ilin, kurumun veya işletmenin ülke ekonomisi adına ürettiği her ne var ise görücüye çıkarıldığı, sergilendiği iyi bir fırsat. İşte katılımcılar bu fırsatları kazanca dönüştürmek için büyük bir emek ve masraftan kaçınmamışlar. Tanıtıma hiç de ihtiyacı olmayan iller bile olayı gayet ciddiye alarak çok renkli görüntüler sergileyerek bu yıl ki unutulmazlar listesine şimdiden adlarını kaydettirdiler bile.

EMITT 2012’de neler yok ki. İllerin el emeği göz nuru birçok eserleri orada tanıtımda. Hatta tanıtım için masal kahramanları bile seçilmiş. Stantlar çok da masraf gerektirmeyen tarihi ve turistik yerlerin maketleri ile çok da profesyonel ellere hazırlattırılmış. İlçe tanıtımlarında daracık mekânlar bile çok akıllıca değerlendirilerek bu mekânlara hem doğa hem tarih hem ürün hem zenginlikler sembolik olarak sığdırılmış. Belli ki bu tanıtımların turizm pastasından ve ürünlerin pazarlanmasından elde edilecek payın artırılması hedeflenmiş. Hayretle geziyorum bir ilden bir ilçeden çıkan bir tesis, bir işletme tek başına stant açmış hem kendini hem de mensubu olduğu ilin tanıtımını gayet başarılı yapıyor. Sadece iller, ilçeler, işletmeler yok. Oteller, kaplıca tesisleri, tur operatörleri, gezileri düzenleyen web sayfa yöneticileri, Havayolları şirketleri, yazılı ve görsel medya mensupları, turizm ile ilgili şirketlere oteller hizmet veren tüm sektörler orada tanıtımda. Her birinin son derece albenili stantları var. Olay o kadar ciddi ele alınmış ve o kadar çok rekabetin yolunun tanıtımdan reklamdan geçtiği, bu fuarın pastadan büyük bir dilim kapmak için çok ama çok iyi bir fırsat olduğu benimsenmiş. Fuarı gezerken “asla ve asla bu fuarda amatörlere, daracık ufka sahip olanlara, halen marka olabilmenin yolunun da buralardan geçtiğine inanmayanlara yer yok” demekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Eğer siz marka şehir olmak bu konuda çok büyük ve emin adımlar atmak istiyorsanız her bir fırsatı çok ama çok ciddiye almalısınız ve tüm fırsatları kara dönüştürmelisiniz. Hele bu yola baş koyduysanız bu günden başlayarak bir sonraki yıl için şimdiden hazırlıklara başlamalısınız. Bu sadece Valiliğin, Belediyenin ve Kültür Müdürlüğünün şemsiyesi altında olmamalı böyle olursa ortaya kısır ve sönük sadece afişlerle kendinizi anlatmaya çalıştığınız bir stant ortaya çıkar ve oda Yozgat sevdalılarını ve hemşerilerinizi ziyadesiyle üzer. İstanbul’da ki onlarca Yozgat ile ilgili Dernek ve işletme var hepsini toplar ve görev dağılımı yaparsınız. Tüm sivil kuruluşları olaya katarsınız. İşi rekabete dökersiniz onlarca para vererek kiraladığınız standınızı girişinde konuklarınızı kapının bir saat kulesi maket karşılar devasa, diğer yanında çok şık ve görkemli bir kocaman testi maketiniz olur. Standınızı Yozgat’ta restore edilen konaklarınızdan birinin temsili maketi ile çevirirsiniz. Bir köşede şark köşeniz olur milli kıyafetler içerisinde hanım kızlar sizlere her biri ayrı kaplarda hazırlanmış ev baklavaları ve nefis koyun yoğurdundan yapılmış ayranları bakır tepsilerde gayet şık ikram ederler. Yine bir köşede yanık sesi ve güçlü sazı ile Erhan Özel Yozgat türkülerini seslendirir. Hatta bir köşede dört bir etrafınızdaki kaplıcaları temsilen bir korna yerleştirir, zaten hamam işlemeliciliğinden henüz 5 yıldızlı tesislere geçemediğinizden TÜRK HAMAMI reklamı yaparsınız şifalı sularda. Parmak çörek ve çanak peyniriniz her stantta gelip geçene tattırırsınız. Gayet şık toprak çanaklarda kavurganızı her isteyene ikram edersiniz. Hatta şark köşenizde bir arabaşı hamuru yıldız kesilmiş ve süslenmiş, yanında çorbası ile temsili bulundurursunuz. Yozgat çamlığının kışın ve baharda çekilmiş nefis görüntülerini herkesin görebileceği bir yerde tek ve büyük ekranlı bir plazmadan gösterirsiniz. Sonra Tarihi dokularınız ekrandan akar durur. Otellerinizi tanıtırsınız. Kışın Yozgat çamlığında 1 gece konaklama ve nefis köy ürünleri ile kahvaltı artı testi ve tandır kebabından müteşekkil bir akşam yemeği sonra tarihi yerler için küçük bir tur programı bir paket hazırlarsınız kampanyalı onu da gelen hemşerilerinize yetkililer aracılığı ile duyurursunuz ki ilk müşteriniz de ben olurum. Hatta bu paket programları kaplıcalarınız için de fuara istinaden yapabilirsiniz. En şifalı sular yine bizim kaplıcalarımızda. Suyun kalitesi, sağlığa katkısı bir Sarıkaya da bir Yerköy’deki kaplıcalar da daha fazla. Hazır kışın müşteri azken cazip kampanyalarla müşteri çekebilirsiniz. Bu kampanyalarınızın içerisine tarihi yerleri de dâhil edebilirsiniz. Üstelik bir sürü tur operatörü ve web gezi sayfaları hazır ayağınıza kadar gelmişken görüşmeler yapabilirsiniz.

Bilmiyorum yanılıyor muyum? Yoksa bende programı kısa cümlelerle geçen yayın organlarında olduğu gibi çok ilgi gördü çok güzeldi, her şey mükemmeldi mi deseydim? O zaman Yozgat’a ve Yozgat imajına ve Yozgat ekonomisine ne katkısı olurdu bu fuarın. Yapılan masrafa bile yazık olmaz mıydı? Her seferinde olduğu gibi hemşerilerimizi yine buruk ayrılmazlar mıydı stantlarından? Yozgat’a yazık olmazmıydı?

Ve ziyaretçiler sadece fuardan Yozgat geldi geçti mi derlerdi yoksa “YOZGAT helal olsun iz bırakanlar içerisinde idi” mı derlerdi.