Nesrin MASARİFOĞLU

IŞIK

Diyarbakır, Peygamberler ve Sahabeler Şehri (1)

GAP İdaresi, Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığı, Diyarbakır Ticaret Borsası ev sahipliğinde; muhteşem bir konukseverlik ve çok ciddi bir organizasyonun içerisinde Diyarbakır’dayız. Diyarbakır insanı, Anadolu insanının konukseverliğinin en güzel örneğini veriyor. Diyarbakır insanı çok sıcak ve samimi. O ekranlarda aktarılan görüntülere hiçbir yerde rastlamıyoruz. Diyarbakır gezisi ezber bozan cinsten. Hayalimizin de ötesinde huzurlu geziyoruz şehri. Hayat normal akışında Diyarbakır’da devam ediyor. Hiçbir anormallik yok şehirde. Gece yarılarına kadar sokaklar çok canlı. Alışveriş merkezleri lokantalar bakıyorum geç vakitlerde bile açık. Ne Diyarbakır’ı gezenlerde ne de yaşayanlarda bir tedirginlik var. Hatta Diyarbakır halkı terör olayları ile öne çıkmaktan rahatsız. Bunu da yüksek sesle dillendirmekten, bir çok yerde terörden duydukları rahatsızlığı ifade etmekten çekinmiyorlar.
Diyarbakır Peygamberler ve sahabeler şehri. Çağlar boyu Anadolu’da çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış aynı zamanda bu medeniyetlerin canlı izlerini taşıyan bir diyar. Bir güzel belde. Güneydoğu Anadolu’nun önemli bilim, kültür ve sanat merkezi. Diyarbakır’da aslına uygun restore edilmiş bir dolu mekanın dört bir yanında tarih ve kültür kokuyor. Kültür ve Turizm Müdürlüğünün çok titiz ve ciddi çalışmaları sonucu tarihi dokulara, muhteşem surlara sahip çıkılmış bu şehirde. Dolayısıyla şehir adeta bir “Müze Kent”e dönüşmüş, aynı zamanda bir milyonu aşan nüfusu ile bir Büyükşehir Diyarbakır..
Diyarbakır’a gidip de Peygamberler ve Krallar Diyarı, Dicle Barajının hemen yanı başında “Eğil İlçesi”ne uğramamak olur mu? Evet gezimizin ilk durağı Diyarbakır’ın Eğil İlçesi. Hz.Elyesa, Hz. Zülkifi peygamberlerin kabirleri inanç turizmini burada artırmış.. Feribotla Dicle üzerinde yaptığınız gezintide aynı zamanda suyun yanı başında Asur Kral Mezarlarını da görüyorsunuz. Bu arada davullu zurnalı karşılama ve akabinde sunulan folklor gösterisi her birimizi mest ediyor. Eğil de o gün gelen konuklar ile Eğil halkı sokağa kadar taşan köy kahvelerinde diz dize oturdular..Sıcak ve samimi sohbetler, tabakadan sarılan tütünler görülmeye değerdi. Yurdum insanı Anadolu insanı tüm sıcaklığıyla konuklarına her zaman olduğu gibi yine kucak açmıştı..Eğil’den çok güzel intibalarla Diyarbakır’a doğru hareket ediyoruz..
Diyarbakır’ın 9000 yıllık geçmişe sahip muhteşem “Diyarbakır Surları”nı görmediyseniz büyük kayıp. Dünyanın 2. Çin Sed’di diyebilecek kadar muhteşem..Surlar o günden bugüne; zamanın onca tahribatına onca yıkıcılığına rağmen, tarihi, kültürel, estetik ve sanatsal değerlerinden hiçbir şey kaybetmeden dimdik ayakta kalarak gelebilmiş günümüze. Diyarbakır’ı “Sur İçi” ve “Yenişehir” diye ikiye ayıran bu surların dibinde; yapıldığı dönemlerdeki insanüstü gayret ve tasarımla nasıl bu kadar estetik nasıl bu kadar büyüleyici yapılmış şaşırıp kalıyorsunuz. Surlar üzerindeki kitabeler, insan, bitki ve hayvan figürlerinin her biri belgesel niteliğinde. Hele surların tepesinde tüm Diyarbakır’ın sebze ihtiyacını karşılayan bir uçtan bir uca her biri çok çeşitli geometrik sınırlarla ayrılan “Hevsel (Efsel) Bahçeleri”ni , yanı başında geçen Dicle nehrini seyretmek size inanılmaz zevk veriyor.
İslam aleminin beş Harem-i Şerifinden biri olarak kabul edilen Anadolu’nun en eski camilerinden biri olan “Diyarbakır Ulu Cami”i gezerken; bu caminin farklı mezhepler için, farklı ibadethanelerin yanı sıra dini ve beşeri bilimlerin öğretildiği medreselerin de var olduğunu görünce dinsel ve kültürel yapıların birlikte inşa edildiği yapılardan birini gezmekte olduğunuzu fark edip mimariye hayran oluyorsunuz. Ulu Cami’inin çeşitli zamanlarda restorasyonu ile sonradan yerleştirilen kabartma ve yazıtlar tarihi yapının uyumunu bozmadığı gibi mabedi daha da gizemli kılmış.
Diyarbakır’ın en mutena yerinde 15.yy’da yapılmış adeta tarihin dile geldiği “Gazi Köşkün” de, hem köşkün içinde hem köşkün dışında doyumsuz güzellikler ile büyüleniyorsunuz, kah hüzünlü, kah mistik duygularla gezdiğiniz köşkten ayrılarak, köşkün bahçesinde nefis manzara eşliğinde içtiğiniz bir fincan nefis kahvenin tadı damağınızda; köşkün çeşitli enstantanelerle donatılmış muhteşem bahçesini gezmeye devam ediyorsunuz.
(Sürecek)

Tarih : 06.11.2008
OKUR YORUMLARI
Ismail arslan
23.11.2019 14:33:00

Sayın hocam tarih hocamız gulay hanıma nasıl ulaşabilirim

Şeyma
11.11.2008 23:30:00

diyarbakırı sizin gözünüzle görmek,hem renkli ,hem de çok hoş.ve de şiir gibi..demek diyarbakır bambaşka bir diyar olmuş,yozgat ise anlaşılan garip bir diyar.değil mi?

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ