Nesrin MASARİFOĞLU

IŞIK

BEN BU İLİ SEVİYORUM...

Geçen günlerde gerek “8. Sürmeli Festivali” ve gerekse “ 8. Sanayi ve Ticaret Fuarı” şehrimizde hissedilir bir canlanmaya sebep oldu. Her birimiz, o günlerde ekonomisi, eğlence ve kültürel dünyası epeyce hareketli olan bir ilde yaşıyor olmanın mutluluğunu hissettik. Gençler, çocuklar, büyükler her biri doyasıya eğlendiler. Gerek ulusal bazda ve gerekse yerel bazda şehrin tanıtımı kısa bir zaman diliminde de olsa da yapıldı. Kim ne derse desin daha ilk “ Sürmeli Festivalin” de yazmıştım ve o yazımı da festivalin fikir babası “Sayın Valimiz Hüseyin Önal Bey”e ithaf etmiştim. Yine yazıyorum.. “ Festivaller bir ilin tarihi ve doğal güzelliklerinin tanıtımında; gelenek ve göreneklerin, kültürlerin nesillere aktarımında en büyük etken olan etkinliklerin tümüdür.” Festivallerde kültürel, sosyal, sanatsal bir dolu faaliyet ile birlikte eğlencede bulunur. Tabii bunların her birinin festival süresince eşit dağılımına dikkat etmek gerekir. Festival bir şehrin tanıtımını yaparken, geçmişi ile bugünü arasında köprü oluştururken, o ilin sakinlerinin her birinin ihtiyaçlarına, ilgi alanlarına girebilecek etkinlikler zenginliği ile süslenmelidir..Festival ve fuar süresince gördük ki, ekonomik anlamda azda olsa hareketlenen, o üstüne ölü toprağı serilmiş şehir; ışıl ışıl, capcanlı, insanların sokaklarda eğlence dünyası ile mest olduğu bir il halini almıştır.
Sadece festival mi bu sene gerek içeride ve gerekse dışarıdaki ilginç ve düzenli standları ile çok daha renkli olan “Sanayi ve Ticaret Fuarı”nı da unutmamak gerekir. İlk gittiğimde çok etkilenmiş olacağım ki ikinci bir kez daha gezme ihtiyacı hissettim. İlimizin özünden çıkmış Yozgat’a has, Yozgat’ın mamulleri.. Beni ne kadar çok etkiledi. Dışarıdan gelmiş konuk üreticiler. Mallarının tanıtımını en iyi şekilde yapan profesyonel satış elemanları. Çok renkli, çok cici, çok teknik, endüstriyel ürünlerin sergilendiği Anadolu’nun bağrından çıkmış üreticilerin, müteşebbislerin hayal dünyalarının bir yansıması ürünler. Sanayimizin mümtaz elemanları, iş verenler, yanında çalıştırdıkları insanlara ekmek kapısı umut kapısı olan müteşebbislerimiz..Siz var olun siz yaşayın ki, yanınızdaki ekmeğinizi yiyen insanlar yaşasın dolayısıyla bu ülke yaşasın. Güzel yurdumun ortasında ki bu şirin ilde konuğumuz oldunuz “Sanayi ve Ticaret Odamız “sizleri bu fuar alanında konuk ettiler. Tüm emeği geçenlere teşekkürü bir borç bilirken temennimiz bu fuarın ileriki yıllarda daha da geliştirilerek “uluslararası” vasıf kazanmasıdır.
Bizler biliyoruz ki festivalleri ve fuarları yaşatanlar amacına ulaştıranlar sadece kaynak harcayarak alt yapıyı oluşturan, emeklerini hiç esirgemeyen düzenleyicileri değildir. Nice nice festivalleri var edenler; yaşatacak geliştirecek olanlar gerek il içinden ve gerekse il dışından tüm programlarını iptal ederek, hemşerilik bilinciyle bizzat festivale katılanlar, birlikteliği sağlayanlar ile festivali fırsat bilerek ilin dinamiklerini ateşlemeyi becerebilen tüm sivil toplum kuruluşları, siyasiler ve bürokratlardır.
Sadece festival ve fuar mı bizleri mest eden..Buyurun çok geç de olsa işte kent sakinlerine duyulan saygı bu olsa gerek dedirtecek kadar bizleri etkileyen bir hizmet daha.. “Kent Park”. Çamlığın muhteşem manzarasını karşısına, nohutlunun o gizemli, o esrarengiz sırtlarını yanına almış , Kirazlı Gölet’inin tatlı serinliğinin yazın kavurucu sıcaklarında ta ciğerlerinize kadar hissettiğiniz bir park Kent Park. İşte defalarca yazdığım, gittiğimiz her ilde iç çekerek seyrettiğimiz o muhteşem parklardan biride ilimizde kurulmuş. Henüz tam anlamıyla bitmemiş, eksikleri çok, ağaçlar henüz dikilmiş gölgeleri yetersiz, hep kenarında çayımı yudumlarken elimdeki kitabı okuduğumu hayal ettiğim, suların çeşitli enstantanelerle akıtıldığı bir havuz görünürde yok.. Ama olsun.. Biz çok bekledik ruhlarımızın sükunet bulabileceği böyle bir alanı.
Sağ olun Sayın Başkanım..Ama bir tane yetmez mutlaka böyle parkların sayısı artırılmalı..Bir tane Esentepe’ye.. Bir tane Fatih semtine. Bir tane Çatağa. Kurduğunuz mahallelerdeki parklara eyvallah ama işte park budur..Kent Park gibi olmalı insanımıza layık olanı. Alabildiğine geniş..Spor ve eğlence merkezlerinden müteşekkil..Doğa güzellikleri ile çevrelenmiş, sizleri mest eden çiçek tarhları, çay bahçeleri, lokantaları ile devasa parklara ihtiyacımız var. Benim evimin yanında da var ama yetersiz..İşte öylesine.Yanından geçerken şöyle bir nazar ettiğim ama içinde oturmayı asla düşünmediğim albenisi olmayan öylesine bir park. Hatta insanımıza çeşit çeşit seçenekler sunulmalı. Hafta sonları aileler acaba onamı gitsek ötekine mi demeliler. Bazıları doğa güzelliklerinin , bazıları eğlencenin, bazıları kültürün merkezi olmalı. Bazıları tarih kokmalı..Bazıları botanik bahçesini andırmalı. Ama asla tek olmamalı..
Festival dedik..Fuar dedik. .Fuar alanındaki Kent Park dedik. Yine benim canhıraş bir şekilde “yahu yapmayın ilçelerde bile var”, bizim ilimizde tam anlamıyla bir tane bile yok dediğim yüzme havuzundan hiç söz etmedik..Olimpik ölçülere haiz, en modern metotlarla temizliği yapılan, ilimizin çocuklarının içerisinde yüzme öğreneceği Kent Park’ın alanı içerisinde bir tanede yüzme havuzumuz var. Ben bu tesisi hiçbir masraftan kaçınmayarak ilimize kazandıran “Sayın Ertuğrul Bölükbaşı”ya teşekkür ediyorum.. Çok ama çok büyük bir eksiklikti. Günümüzde diğer illerdeki çocuklar bırakın yüzme öğrenmeyi, su sporlarında bölgelerindeki yarışmalara öğrenci hazırlıyorlar..Biz çok geç bile kaldık..
Evet müstakil üniversite bir armağandı bize.. Ha birde hızlı treni geçirebilirsek ilimizden.. Sanayi hamlemizi gerçekleştirerek şu işsizlerimize de iş bulabilirsek. İşte şimdi gönül rahatlığı ile yazabilirim.. Ben kabuğunu çatlatmayı başaran “bu ili, bu huzur beldesini çok ama çok seviyorum”….

Tarih : 28.06.2007
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ