Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

YOLLAR AĞLIYOR

Türk öykücülüğünün yüz aklarından Sabahattin Ali’nin bir hikayesi var. Adı: Asfalt yol. Asfalt Yol’da bir köy öğretmeninin köyü vilayet merkezine giden yola bağlayan ara yolun yapılması için verdiği mücadele anlatılır.

Bu yol bakımsızdır,berbattır. Hamdır. İş makineleri yolu düzleyip üzerine çakıllı toprak serseler mesele hallolacaktır. Bir şosedir altı üstü. Ah şose bir yapılsa... Köylünün işi kolaylaşacaktır. Öğretmen köylüyü harekete geçirir. Nafıa (Bayındırlık) müdürlüğüne, valiliğe dilekçe üstüne dilekçe verir köylüler. Aldıran olmaz. Köylünün biri, nafıadaki memura çıkışır:

“Neden dilekçeme cevap vermiyorsunuz? Kanunen cevap vermek zorundasınız.”

Memur köylünün bu tepkisine şaşırır. Araştırırlar. Öğretmenin bu hak arama yolunu gösterdiğini öğrenirler. Maarif müdürü öğretmeni çağırır. Der ki:

“Siz okul dışındaki işlerle de uğraşacak vakit bulabiliyorsunuz galiba. Talebeniz pek mi az?”

Öğretmen şu karşılığı verir:

“Az değil ama, o da vazifem değil mi?”

Sözü uzatmayayım. Ankara’dan büyüklerden biri gelir vilayete. Yolun berbat hali dikkatini çekmiştir. Yolun yapılmasını ister. Vali,çalışmaların son aşamada olduğunu, bir asfalt yol yapılacağını söyler.

Yol yapılır. Ancak kağnıların, at arabalarının tekerlekleri lastik olmadığı için yol birkaç günde bozulur. Zaten alt yapısı da pek sağlam değildir. İlgilileri alır bir telaş. Sabahattin Ali şöyle anlatır bu durumu: “Yolun açılışının onuncu günü nafıanın fen memurları vilayete bir rapor vermişler. Kağnıların ve öküz arabalarının, hatta diğer arabaların da asfaltı şiddetle tahrip ettiğini bildirmişler. Bunda yolun pek sağlam olmamasının de tesiri olacağını hiç ağızlarına almamışlar, halbuki yalnız kağnıların değil, biraz yüklüce kamyonların geçtiği yerlerde bile çukurlar kalıyor ve yer yer bozukluklar görülüyordu.

Vilayetçe telaşa düşmüşler. Daha parası ödenmeyen yolun, o büyük zat şehri bir kere bile şereflendirmeden on beş gün içinde eski haline dönmesi tehlikesi karşısında hemen toplanmışlar

ve lastik tekerlekli olmayan nakil vasıtalarının asfalt yoldan geçmelerini menetmeye karar vermişler.”

Olan köylüye olur. Asfalt yola giren birkaç kağnı jandarmalar tarafından engellenir. Bu yol iki dağın arasında bir boğazdan geçmektedir. Asfalt yol kapatılınca köylüler dağı dolaşıp ana yola çıkmak zorunda kalırlar. Saatler süren meşekkatli bir yolculuk çilesi başlar.

Köylü faturayı öğretmene çıkarır. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulburdan da olmuşlardır. Yol asfalt olmuştur, ama lastik tekerli araçlara tahsislidir. Kağnı ve at arabasının yola çıkması yasaktır. Köylülerin bir derdi bine dayanmıştır.

Sabahattin Ali hikayeyi öykünün kahramanı öğretmenin ağzından şöyle sonlandırır:” Köylünün bana karşı aldığı tavırdan hayırlı mana çıkaramazdım. Birkaç parça eşyamı çantama doldurdum, artanını bir bohça yaptım; bu köye geldiğim gibi yine bir akşam vakti, güneş sarı otlara uzanır ve rüzgar bunları kızıl bir deniz gibi dalgalandırırken, keskin gübre kokularını ve tezek dumanlarını arkamda bırakarak, çıktım yürüdüm.”

Bizim Oğulcuk’u Boğazlıyan’a bağlayan yol, bu “Asfalt Yol”a ne kadar benziyor. Pancar şirketinin her biri 40 -50 ton kapasiteli kamyonları yolu yol olmaktan çıkardı. Zaten yılda en az bir defa bakımı yapılan yolun bazı kesimleri şu anda yol olmaktan çıktı. Oğulcuk’tan Yazıçepni yolu birleşimine kadar 8 km.lik mesafede alt yapısı yetersiz bu yerler çatlayıp patladı. Yolun hali içler acısı.

Bu hali çok yazıp çizdim. Hatta bir tarihte Oğulcuk’a Boğazlıyan Kaymakamı geldi. Sanırım ismi Coşkun Açık’tı kaymakamın. Ben halimizi arz ettim. Dedim ki:

“Yolumuz çok kötü. Yolun bozulan kısımları hep aynı yerler. Buralar alt yapısı sağlam bir şekilde yapılırsa sorun çözülür.”

Kaymakamın yanında bulunan bir yetkili yolun bozulma sebebini şöyle açıkladı:

“Ağır tonajlı vasıtalar yolu bozuyor.”

Kaymakam gerekenin yapılacağını söyledi. Hatta yolun ağır tonajlı araçlara kapatılması gerektiğini ifade etti. Kaymakamın bu sözleri bana Asfalt Yol hikayesini anımsattı. Yolu yapmak yerine ağır vasıtalara yasaklamak sorunu çözer mi? Peki Oğulcuklular, Belörenliler buğdayını,pancarını nasıl taşıyacak Boğazlıyan’a?

Yol ağır tonajlı araçlara kapatılmadı. Üstün körü bir asfalt döküldü. Asfaltlama çalışması bitmeden yolda belli noktalar yine çatladı,patladı.

Şimdi değişen bir şey yok. Âlem yine ol âlem, devran yine ol devran. Ben diyorum ki Boğazlıyan’dan Oğulcuk ve Belören’e gelecek olanlar sakın bu yola girmesin. Devecipınar üzerinden gelsinler. Can ve mal emniyeti bakımından bu yol çok daha güvenli.

Benden söylemesi...


15.10.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ