Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

“YAZ!” DEDİ BANA

Geçtiğimiz yaz. Bir ikindi sonrası. Takaydın Pınarı’nın hemen üst yanında Şakir’in Memed’in odasının dibinde oturuyoruz. İkindi sonrasının serinliği. Konuşuyoruz dereden tepeden. Kalabalık. Laf lafı açıyor. Harmandan hasattan,maldan maşattan bahsediyoruz.

Mehmet Eroğlu abi geldi. O da katıldı aramıza. Epeydir görüşmüyorduk. Hal hatır sormalar. Esenleme sözleri... İyi oldu. Sohbeti koyulaştırdık. Mehmet abi Alamancı. Almanya’dan emekli. Kayseri’de kalıyor. Kışları da Almanya’da. Ne iyi etmiş de gelmiş. Sılayı rahim etmiş. Küçük kardeşi Erol’un konuğu.

Mehmet abi hayatın çileli yolunda çok meşekkat çekmiş bir abimiz. İki kez küçük kıyameti yaşamış. Şimdi “Küçük kıyamet ne?” diyeceksiniz. Efendim Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:

“Hocam, kıyamet ne zaman kopacak?”

Hoca Nasrettin sakalını sıvazlamış:

“Bakın, demiş. İki kıyamet var. Biri küçük kıyamet. Diğeri büyük kıyamet. Küçük kıyamet eşim ölünce, büyük kıyamet ben ölünce kopacak.”

Hocamızın tesbiti ne kadar yerinde. Bilgece. Bir insanın hayat arkadaşını, eşini kaybetmesi küçük kıyamet değil midir? Allah kimselerin başını bozmasın.

Mehmet abimiz ilk eşini kaybetti. Dünya başına dar oldu. Küçücük yavruları anasız kaldı. Evlendi Karakoç’tan. Kara bahtı kem talihi ikinci eşi de terk-i dünya etti. Bir kez daha dünyası karardı Mehmet abinin. Buna sebep iki kez küçük kıyameti yaşadı,dedim. Üçüncü evliliğinde Kayseri’den bir hanım aldı. Şimdi mutlu ve huzurlu bir hayat sürüyor. Duyduğum doğruysa Mehmet abi artık hanımelli olmuş. Kendisine “Nerelisin?” sorusu yöneltildiğinde duraksamadan:

“Gayserili’yim.” yanıtını veriyormuş. Öyle söylediler yahu! Ben ne bileyim. Biz onu yine de Oğulcuklu biliriz.

Mehmet abi “Oğulcuk’tan İnsan Manzaraları”nın sıkı takipçisi. Kendisi internet dünyasına yabancı. Facebook’la bir yakınlığı yok. Ama gençler onun adına Facebook’a bakıyorlar.

Diyor ki Mehmet abi:

“Mısdafa! Çocuklar bana haber virirler. Oğulcuk’tan Manzaralar’da yeni yazı var, dirler. Onlar okur, biz dinlerik. Bazen gulerik. Bazen uğudürük.”

Burada “uğudürük” yüklemi, göz yaşı dökmek,ağlamak mânâsına geliyor.

İlahi Mehmet abi! Ne kadar doğal bir ifade bu. Sımsıcak, içten... Ta gönülden... Gülüp ağladıklarımız...Ah ah!

Biz Mehmet abiyle kaptırmış gidiyoruz. Nazmi abi gelmiş hoş geldine. Erolgil’e. Erol getirdi haberi. Mehmet abi müsaade isteyip kalktı. Giderayak benden bir ricası vardı Mehmet abinin:

“Hocam! Allah aşkına yaz...Yazılarını bekliyok hocam...”

Okunmak. Alkış...İşte bu benim en büyük ödülüm. Bu ödül dünyalara değer. Marifet iltifata tabi değil mi? Söz Mehmet abi. Yazıyorum işte!

22.11.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ