YALINIZMEZER’DEKİ TARLA

Bizim Oğulcuk’ta mevki adıdır Yalınızmezer. “Yalınız” ve “Mezar” sözcüklerinden oluşmuş bir bileşik. Yalnızın ilk hecesindeki “ı” sesi korunmuş, düşmemiş. Yer Gahmaya’nın ötesi. Eski Boğazlıyan yolu üzerinde. Birkaç söğüt ağacı var. Devecipınarlılar’ın da tarlaları bulunuyor bu mevkide.

Rivayet edilir ki bir garip yolcu burada söğüdün dibinde dinlenirken Hakk’ın rahmetine kavuşmuş. Hemen oracığa da defnedilmiş. Yalınızmezer isminin konuş sebebi buymuş.

Yalınızmezer’de Haceli Şahin’le Galip Açıkgöz tarla komşusu. Haceli abinin tarlayı Belörenli Ferat Ceylan ekiyor icarına. Ekeneği 13 dekar. Galip’inki ise 9. Galip kutsal diyerek özellikle yazları gelir Oğulcuk’a. Baba evini şeneltir. Kendisi Kayseri’de oturur. Soğuk demircidir. İyi bir demirci ustasıdır. Demirci Kawa misali... İşinin ehlidir.

Galip Usta emmioğlu Cengiz’e Yalınızmezer’deki tarlayı ektirdi güzün. Buğday hem de... Azına çoğuna bakmadı. Kaliteli tohum aldı. Güz gübresiymiş, yaz gübresiymiş... Gitti geldi tarlaya. Gözü gibi baktı.

Ferat da arada bir gitti Yalınızmezer’deki tarlaya. O da baktı Galip Usta kadar olmasa da...Gübresiymiş... İlacıymış ihmal etmedi.

Hani Veysel diyor ya:

“Havaya bakarsam hava alırım

Toprağa bakarsam dua alırım

Topraktan ayrılsam nerde kalırım

Benim sadık yârim kara topraktır”

Baktılar toprağa, tarlaya Ferat’la Galip... Havaya bakıp hava almadılar. Tarla da gürledi. Yağış bol. Ekin adam boyu. Yüzü gülüyor Ferat’la Galip’in.

Yalnız burada bir noktaya dikkatinizi çekerim. Ferat’la Galip aynı tarlaya bakıyorlar. Büyük tarla Ferat’ınki. Galip kendi tarlaları sanıyor. Gidip gelip Ferat’ın tarlayla ilgileniyor. Galip’in kendi tarlasındaki ekin... Eh idare eder işte. Pek kulak asma. Galip kendi tarlasına yönünü dönüp bakmıyor bile.

Hasat mevsimi geldi. Irgatlık... Kap kaç zamanı. Galip bir biçerdöver buldu. Yalınızmezer’deki tarlayı biçtirdi. Allah bereket versin. Güle güle yedirsin. Yüzü güldü Galip canın...Bir sonraki gün Ferat bir başka biçerdöver aldı geldi tarlaya. Biçtirecek. Bir baktı tarla biçilmiş. Çok canı sıkıldı. Biçercilere sordu, etti. Bir sonuç alamadı. Niyeti jandarmaya haber vermek. Başka çare yok çünkü.

Bizim Memet enişte (Mehmet Temir), tarla komşusu Ferat’la Galip’in. Memet enişte gördü harman yerinde Galip’i:

“Emmoğlu! Yalınızmezer’i biçtirsene. Biçer oraya girdi.”

“Ben biçtirdim emmoğlu evvelki gun...”

Memet enişte şaşırdı. Sabah Yalınızmezer’deydi. Galip’in tarla olduğu gibi duruyordu. Kendi gözleriyle gördü:

“Yav Galip! Ben zabanan Yalınızmezer’deydim. Senin tarla biçilmemiş duruyordu.”

İş anlaşıldı. Galip kendi tarlası diye Ferat’ın tarlasını biçtirmişti. Ferat da Galip’in tarlasını hasat etti. Farkını istedi doğal olarak:

“Benim tarla 13 dagar. Seninki 9. Hemi de benim ekinim çok iyiydi.” dedi Ferat.

Galip güldü:

“Büyüklüğüne diyecağam yok. Lakin ekin tabiy ki iyi olur. Gidip gelip gübresini virdim. İlacını atdım. Sen de gübrelemişsin. İlaçlamışsın. Bakım guvetli (kuvvetli) olunca ekin de guvetli oldu.”

Galip Ferat’a 40 şinik (320 kg) buğday verdi üste. İşi tatlıya bağladılar.