Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

ÖĞRETMEN BENİSA-1

Bir otobiyografik roman Öğretmen Benisa. Huriye Saraç’ın öz yaşam öyküsü. Huriye Saraç bir ulu çınar. Köy Enstitülü bir öğretmen. Seksen beş yaşında.
.
Huriye Saraç, Çifteler Köy Enstitüsü mezunu. Mezuniyet yılı 1950. Aynı yılın 30 Eylül günü Emirdağ’ın Ekizce (Leblebici) Köyünde öğretmenliğe başlar. Kesintilerle öğretmenliği 1985’e kadar sürer. 18 yılı Türkiye’de, diğer bölümü Hollanda’da geçer öğretmenlik hizmetinin. Emekli olduktan sonra bir köşeye çekilmez Huriye Saraç. Ayaktadır. Yazar. Etkinliklere katılır. Bitmek bilmeyen bir enerjiyle eğitim ve kültür sanat alanında çalışmalarını sürdürür. Gençlere hayat denilen yolda ışık olur.
.
Öğretmen Benisa’da kendini anlatmış Huriye Saraç. Öyle bir kitap ki Öğretmen Benisa mutlaka okunması lazım. Hem de dura dura, düşüne düşüne… Çünkü kitaptan alınacak hayat dersleri var. Yaşanmışlıklar; yetişenlere hayat yolunda ışık tutacak, yol gösterecek nitelikte.
"Öğretmen Benisa" tam dört ciltten oluşan bir kitap. Tam tamına 1756 sayfa. Buna Prof.Dr.Tamilla Abbashanlı’nın 1. ve 4. kitapta yer alan 15+21= 38 sayfalık değerlendirmesini eklerseniz sayfa sayısı 1800’e yaklaşıyor. Her bir kitap bir tuğla kalınlığında. Şöyle bir bakınca: “Kim okuyacak bunları yahu?” soru çengeli asılıveriyor kafanızın tasına. Ben bunu yaşadım açıkçası.
Halbuki bu bir ön yargı. Peşin hüküm… Ön yargı yanıltır insanı kardeşim. Nitekim ben bu açmazdan kurtardım kendimi. Öğretmen Benisa’yı hayranlıkla okudum. Öylesine içten, yalın bir anlatımı var ki sular seller gibi. Notlar aldım. Düşündüm. Okuyucu mektuplarını inceledim.
.
Huriye Saraç, bir ulu çınar. Köy Enstitüsü kökenli bir öğretmen. Kendisiyle tanışmamıza “Bir Nazar Eyledim” vesile oldu. Bu nasıl oldu, anlatayım:
“Bir Nazar Eyledim”i Salihli’de Vasfiye Özer’e göndereceğim. Vasfiye Hanım dedi ki: “Bir kitap da komşum Huriye Saraç’a imzala. O da öğretmen, yazar. Kendi hayatını yazmış.” Memnuniyetle kitabı imzalayıp gönderdim. Birkaç gün sonra bir kargo geldi bana. Büyük bir paket. Baktım, gönderen kişi Huriye Saraç. Açtım koliyi. Öğretmen Benisa’lar. Bir de dergi. Dergiye bir göz atıp bir kenara bıraktım.
Birinci cildin ilk sayfasını açtım. Bakınız ilk sayfasına neler yazıp imzalamış Huriye Saraç : “Eğitim ordusunun omuzu rütbesiz generallerinden Sn: Topaloğlu’na. 8.2.2018” .
Aman efendim… Eğitim ordusunun generali olmak kim, biz kim? Biz eğitim ordusunun bir neferiyiz.
Ama şunu içtenlikle söyleyeyim: Huriye Saraç eğitim ordusunun bir mareşalıdır. Yaptıklarıyla, yaşadıklarıyla ve yazdıklarıyla… Hâlâ eğitim ordusunun saflarında çalışmalarına devam ediyor. Emekli olmuş. Yaşı seksen beş. Ama o bir kenara çekilmemiş. Böyle bir insan eğitim ordusunda mareşallik payesini hak etmemiş mi? Haksız mıyım?
.
Kitabın adı neden “Öğretmen Benisa?” Şundan. Babası Tosun Bey, Edirne’de askerken Behiye, Nihal ve Safiye adında üç kızla gönül ilişkisi kurar. Behiye’nin BE’sini, Nihal’in Ni’sini, Safiye’nin SA’sını alıp birleştirir. Asker dönüşü doğan kızına “BENİSA” adını verir. Bu isim ikinci adıdır bebeğin.
Askerde okuma yazma öğrenirken Atatürk gelir denetlemeye. Elini omzuna koyar Huriye’nin babasının. Der ki: “Kızın olursa okutacak mısın?” Hiç duraksamadan “Okutacağım paşam.” Yanıtını verir Tosun Bey.
Tosun Bey de lakabı babasının. Doğduğunda 4 okka, yaklaşık 5 kilo gelmiş. “Tosun gibi kuvvetli, sağlıklı” denilmiş. Tosun Bey lakabını almış. Yoksa kütüğe Ahmet Hayri diye kayıtlı.
.
Asıl ismi Huriye’dir Benisa’nın. Huriye de CUMHURİYET’ten olma. Hikayesini babası şöyle nakletmiş: “Bunun adını CUMHURİYET yaz memur bey, deyince nüfus memuru olmaz gibisinden baktı… Bunu söyleyemezler, dedi. Paşama söz verdim. Bunu okutacağım, dedimse de kabul etmedi. Memurun önündeki kağıt parçasına CUMHURİYET yazdım. Sonra başından CUM… sonundan…T harfini karaladım. HURİYE çıktı.”
.
Öğretmen Benisa’nın 1. Kitabı “Kayayı Delen Tohum” adıyla sunulmuş. Kitap, Prof.Dr.Tamilla Abbashanlı’nın roman üzerine bir değerlendirmesiyle başlıyor. Bu değerlendirme yazısı tam 11 sayfa. Sonra Yetkin Aröz’ün önsözü. Ve Huriye Saraç’ın oğlu Muzaffer’e yazdığı şiir. Bu şiirde Öğretmen Benisa’nın yazılış amacını da anlatıyor Huriye Saraç. Şiiri aynen aktarıyorum:
.
“Sevgili oğlum,
Acılarımı,özlemlerimi nice yıllar içime gömdüm.
Sonra sen doğdun.
Nice zorlukları seninle birlikte kucakladık.
Anandım,
Yeri geldi baban oldum.
Geleceğe hazırlarken seni çok zorlandım
Dayandım, direndim, başardım.
Nerelerden geçip geldiğimizi,
Yaşananlardan yola çıkarak anlatmaya çalıştım.
Gerçekleri söylemekten korkmadım.
Ama yine söylemediklerim oldu.
Yalnız sana seslenmek değildi amacım,
Başkalarının da bilmesini istedim çekilenleri
Bir bakıma geçip giden çileli bir kuşağın romanıdır bu.
1940’lı yılların karanlığından
Köy Enstitüleri’nin aydınlığına çıkmak…
Yaşam şartlarının bıçak sırtı yılları.
Yitirilen umutları,
Yaşamın türküsünü, savaşımı,
Ayakta kalma söyleme direnci, sevinci…
Unutulmuş bir zamanın aralığından
‘Yaz’ diyor kalemim…”
.
Huriye Saraç “Yaz!” diyen kaleminin buyruğuna uyarak yazmış, yazıyor. İyi ki de yazıyor. O kalem tutan elleri dert görmeye…
.
Şimdilik bu kadar Öğretmen Benisa’ya devam edeceğiz.



26.03.2018
OKUR YORUMLARI
Mustafa Topaloğlu
01.04.2018 21:49:00

Haklısınız Abdulkadir Bey. Hani bizde derler ya: "Gader...Başaca gider." Aynen öyle. Başaca gidiyor.
Sümmani'nin deyişinde bir arıza var. Dikkatinizi çekmiştir. Son kıta altı dize gibi.Bir de "Leyla'nın Mecnun kitabı" yanlış bir kullanım. Leyla'nın Mecnun kitabı?.. Ben buna takıldım. Araştırdım. Aynı deyişi Emrah'ta da gördüm. Emrah son dörtlüğü şöyle söylemiş:
"İçine düşenler aşkın dolabın
Çekerler dilberin cevrin itabın
Yazanlar Leyla vü Mecnun kitabın
Emrah'ı da bir kenara yazmışlar"
Leyla vü Mecnun kitabı dizesinde "vü" ve anlamına gelir. "Leyla ve Mecnun kitabı" olur böylece. "Leyla'nın Mecnun kitabı" olmaz.Ama ısrarla öyle çalınıp söyleniyor her nedense...
Teşekkürler ediyorum aziz dostum.

ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
31.03.2018 12:54:00

Değerli dost,

Benisa, Huriye Saraç Hanımefendinin acılı hayat öyküsünü değişik duygular içinde merakla ve üzülerek takip ettim. Tespitim odur ki, çocukluğu kadersizlikle başlayan tanıdığım birçok insanın hayatı ölene kadar da öyle gidiyor maalesef. Rahmetli Sümmani’nin şu meşhur deyişi bu hayatları ne güzel anlatıyor.

Ervah-ı Ezelde Levh-i Kalemde
Şu Benim Bahtımı Kara Yazmışlar
Bilirim Güldürmez Devr-i Alemde
Bir günümü Yüz Bin Zara Yazmışlar

Arif Bilir Aşk Ehlinin Halini
Kaldırır Gönlünden Kil-ü Kalini
Herkes Dosta Vermiş Arzuhalini
Benimkini Ürüzgara Yazmışlar

Olaydı Dünyada İkbalim Yaver
El Etsem Sevdiğim Acep Kim Ever
Bilmem Tecelli Mi Yoksa Ki Kader
Beni Bir Vefasız Yare Yazmışlar
Yazanlar Leyla'nın Mecnun Kitabın
Sümmani'yi Bir Kenara Yazmışlar

Saygılar selamlar.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ