Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

İKRAMİYE

“İkram”ın müennesidir “ikramiye. Yani dişili. Arapça kökenli bir sözcük. Nedir mânâsı? Şudur:”1.Bahşişler,bağışlar.2.İkram olarak verilen para.3.Piyangodan çıkan şey.”

İkramiyenin kökü “kerem”. Keremden türemiş bir isim. Kerem nasıl olmuş da ikramiye olmuş? Şundan dolayı. Arapça bükünlü bir dil. Türemede kök çeşitli biçimler alır. Önüne,sonuna ek gelir. Türkçemiz böyle değil. Çünkü Türkçe son ekli bir dil. Türemede kök değişmez. Yapım eki de kökün sonuna eklenir.

“İkramiye” denilince Milli Piyango akla gelir. Özellikle yılbaşı çekilişleri. Milli Piyango İdaresi’nin düzenlediği yılbaşı çekilişleri büyük ilgi görür. Dağıtılan büyük ikramiye dudak uçuklatacak düzeydedir. Büyük ikramiyenin bir tam bilete değil de dört çeyrek bilete isabet etmesi bizim gibi züğürtlerin tesellisidir.

Her yılbaşı bir çeyrek bilet alırım. Birer tane de aile efradına. Bu güne dek amortiden yukarı çıkamadık. Belki de hakkımızda hayırlısı bu.

Büyük ikramiye çıkıp da birkaç yıl sonra sefalete düşen çok. Gazetelere magazin haberi olanın haddi hesabı yok. Ben bir öğretmen arkadaşı tanırım. Büyük ikramiye çıkmış bu muhtereme. Kısa sürede bu parayı tüketmiş. Haydan gelen huya gitmiş. Gerisin geri dönmüş mesleğe. Maaşa talime başlamış yeniden..

Yine böyle ömründe bol para yüzü görmemiş birine piyango vurmuş. Büyük ikramiye çıkmış. Adamcağız köylü. Evli. Karı koca çok sevinmişler. Tutmuş şehrin yolunu bizimki. Karısını köyde bırakmış. Şehre varmış. Bankaya girdiği sıra cep telefonu çalmış. Arayan küçük kardeşi:

“Abi,demiş. Yengemin kalbi heyecana dayanamadı. Başın sağ olsun. Yengemi kaybettik.”

Adam kısa bir süre duraksamış. Sonra ışımış yüzü:

“Hey gurban olduğum Allah! Virdikce viriyo!..Virdikce viriyo!..”

Büyük ikramiye olmasa da piyangodan bir miktar para çıkan iki talihliyi Oğulcuk’ta herkes bilir. Bunlardan biri Yusuf Karaca’dır. Doksanlı yıllarda piyangodan çıkan parayla üzerine koyup Mersin’de ev aldı. İkinci şahıs da İbrahim Fidan. Er lakabıyla anılır Gara İrbaham.

Kendisi anlattı. Yıl 1973. İbrahim’in küçük kardeşi Erdal 25 lira bulur. İbrahim alır bu parayı Erdal’ın elinden. Bir çeyrek bilet alır bu parayla Milli Piyango Bayisi Muharem’den. Anası kızar İbrahim’e:

“Oğlum! Parayı niye çarçur ettin? Cuvara paran yok. Ha cuvara parası ideydin...”

İbrahim de bazen pişman olur. O sıralar köydedir. Belli bir işi yoktur. Yine de hayaller kurar. İkramiye çıkarsa ev yapacaktır. Motur (traktör) alacaktır.

Neyse lafı uzatmayalım. Zaten epey bir yol aldık. Sabırları zorlamayalım. Yılbaşı gecesi piyango çekilişi yapılır. Büyük ikramiye hayali suya düşer İbrahim’in. Gecenin bir yarısıdır. Vurur kafayı yatar Gar’oğlan.

Ertesi günü Erol’dan piyango listesini alıp inceler. Bakar ki biletine 50.000 lira isabet etmiş. Çeyrek bilet olduğu için 12.500 lira alacak. Gar’oğlan (Kara Oğlan) biletin numarasını belleğine nakşetmiş. Söyleyiverdi. İlkokuldaki sınıf arkadaşlarının da numarasını sayıyor ezberden. Aradan şunca yıl geçmesine rağmen unutmamış. Bunu da belirtelim. Kar kış dinlemez. Yayan yapıldak düşer Devecipınar yoluna. Devecipınar’dan otobüse biner vasıl olur Boğazlıyan’a. Bayi Muharem’in dükkanında alır soluğu. Bayi Muharem der ki İbrahim’e:

“Ben sana 1000 lira verebilirim. Paranı bankadan alacaksın.”

Hemen Ziraat Bankası’na gider İbrahim. Parayı alır. Döner köye. Kerpiç kestirir. Tam tamına on bin kerpiç. Maraşlılar kavak ağacı getirmiş köye 4.500 lira verir. İki kamyon dolusu kavağı yıktırır.

Ve evini yapar İbrahim. Gara İrbaham bu ikramiyeye sevinir. Lakin sevinci kursağında kalır Gar’oğlan’ın. İkinci kez ihtiyaten askere çağrılır. Son derece üzülür Can İbrahim... Nasıl üzülmesin babayiğidim? Irgatlık zamanı. Kıbrıs’ta savaş var. Asker yedekliyor devlet. İhtiyaten...Bekçi Gani gelmiş. Irgatlık tarlasından almış Garoğlan’ı. Getirmiş Gara Etem’in odasına.Gara Etem (Etem Şahin)köy muhtarı. Jandarma başçavuşu İbrahim’e demiş ki:

“Hemen hazırlan. Yirmi dört saat içinde birliğine intikal etmen lazım.”

Dünyası kararmış aziz arkadaşımın. Lakin buna devlet düğünü derler. Geri durmak olur mu? Toparlamış kendini İbrahim. Bağrına taş basmış. Düşmüş yola...

İkramiyenin rövanşı gibi. Bu da başka bir çeşit piyango. Oğulcuk’ta Cüllüz Memet (Mehmet Şahin)’le bizim Gar’oğlan’a isabet etmiş. Sadece ikisini çağırmışlar yedeğe. İstanbul’da 15 gün ihtiyat askerliği yapmış İbrahim. Gel de İbrahim’e sor o on beş günü. O on beş gün yıllara bedeldir. Gara İrbaham o sıralar çektiği sıkıntıyı,yaşadığı bunalımı şöyle dile getiriyor:

“Arkadaş! Yirmi ay askerlik yaptım. Goz açıp gapayıncaya gader bitti. Ih, demedim. Amma ihtiyatlıktaki 15 gunün her bir gunü bir asır gibi geldi. Zaman geçmek bilmedi. On beş gun sonra bıraktılar. Dünyalar benim oldu. Sanki yeniden doğdum.”

15.07.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ