Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

HAYAT ÇEŞMESİ

Bizim köyün meydan çeşmelerinden biri Hayat Çeşmesi. Yapılış tarihi 1955. Yarım aşırı geçmiş oluğundan ab-ı hayat akalı. Hemen de okulun yanında. Altmışlı yıllarda Oğulcuk İlkokulu öğrencileri ders aralarında gelip Hayat Çeşmesi’nin cana can katan suyundan kana kana içerlerdi.” İçerdik!” diye bitirmek daha doğru bu cümleyi. Nedenine gelince o öğrencilerin içinde ben de vardım.

Hayat Çeşmesi’nin buz gibi suyu hakikaten hayat verirdi bize. Ortalık sıcaksa bir de elimizi yüzümüzü çarpa çarpa yıkardık. Yangın yüreğimize karlar yağardı. İsmiyle müsemmaydı. Suyundan bir yudum içenin içine bir serinlik dolardı.

Hayat Çeşmesi gürül gürül akıyor.” Dimdik ayakta.” diyecektim ama pek de öyle değil. Yarım asır Hayat Çeşmesi’nden çok şeyler alıp götürmüş. Zaman zaman suyu kesiliyor. Sağ olsun bizim yeğen ağa Yusuf (Ceyhan) uğraşıp didiniyor. Su nereden sapmış? Su borusuna ağaç sitili mi girmiş? Bir şekilde meseleyi çözüyor. Hayat Çeşmesi akmaya devam ediyor hala.

Çeşmenin kaidesinde eski yazıyla “Bismillahirrahmanirrahim” yazılı. Besmeleden sonra büyük harf “HAYAT ÇEŞMESİ” kazınmış kitabeye. Ve yapılış tarihi “1955”.

Hayat Çeşmesi’nin kitabesini Havıs Oğretmen (öğretmen) yazmış. Bu bilgiyi Ümüs abladan aldım. Havıs Oğretmen kim mi? Mehmet Ayyıldız canım. Köy Enstitülü ulu çınar. Anadolu aydınlanmasının ocağı köy enstitülerinin yaşayan birkaç isminden biri. Kendisini saygıyla selamlıyorum.

Hamdi Öğretmen’le beraber Pazarören Köy Enstitüsü’nü bitirip gelmişler bizim köye. Mehmet Öğretmen Belören İlkokulu’nda da uzun yıllar çalıştı. Neden “Havıs Oğretmen”lakabı verilmiş? Her halde eski yazıyı okuyup yazabildiğinden dolayı. “Havıs” sözcüğü “Hafız”dan bozma. Öğretmenlikle hafızlık arasında başka nasıl bir ilgi olabilir. Belki de ezberi çok kuvvetlidir. Ne bileyim...

Hayat Çeşmesi’ni Hacı Yusuf emmi önayak olup yaptırmış. Hani Kolsuz’daki Yayla Çeşmesi’nde adı geçmişti. Ne güzel bir hayır. Şimdi torunu Yusuf, Hayat Çeşmesi’nin akmaya devam etmesi için gayret sarfediyor. Kendisine teşekkür ederiz.

Yeğen ağanın bu gayreti taktire şayandır. Lakin yeterli midir? Neden köyün ortak malı bu hayır çeşmesi böyle boynu bükük? Geçen yaz gördüm. Havtına (havuz) branda bezi sermiş Emine abla. Su sızdırmaması için. Yoksa havtı su tutmuyor. Yarılmış. Oysa bu havtta eskiden unluk,bulgurluk,yarmalık,döğmelik yıkanırdı. Bahçeler sulanırdı. Şimdi bir Emine abla, bir de Uruziye abla Hayat Çeşmesi’nin suyuyla bahçe suluyor.

Geçen yaz ikindi sonu Hayat Çeşmesi’nin altından, İlhami’nin evinin ardından bayır aşağı ineceğim. Baktım Uruziye abla yel yepelek,yelken kürek gidiyor. Bir yandan da söyleniyor:

“Hayrola Uruziye abla!..Nedir bu telaşın?” dedim.

“Aman norüyüm. Bahçeye su dudduydum. Suyu kesmişler.”

“Kim kesmiş ki suyu?”

Uruziye abla bir yandan bahçesine giden su yolunu takip ediyor. Su dereye aşağı çevrilmiş akmada.

Uruziye abla bir celallendi:

“Kim olacak gurban oluyum. Aha şo papaz!..”

Uruziye ablanın “Aha şo papaz...” dediği Möhübe bacı. Möhübe bacı dikmelere (fidan) tutmuş suyu. Ben başladım gülmeye. Uruziye abla alı al,moru mor suyu tekrar kendi bahçesine yönlendirdi de rahatladı.

Hasılı velkelam köyün ortak malı bu çeşmelere hepimizin sahip çıkması lazım. Bu çeşmeler ecdat yadigarı. Atalarımızın emaneti. Bu emanetleri biz de bizden sonrakilere devredeceğiz. Hayır sahipleri yapıp hizmete sunmuş. Yüce Tanrı onlardan razı olsun. Bize düşen bu eserlerin ayakta kalmasını sağlamaktır.



24.04.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ