GÜVERCİN MERAKI

Bizim Oğulcuk’ta öyle güvercin meraklılarına pek yüz vermezler. Yüzlerine olmasa da arkalarından “Guş akıllı” derler böylelerine. Hatta biraz daha ileri giderler. Böylelerini “Guş biyinni” olmakla vasıflandırırlar. Öyle midirler? Yok canım. Daha neler?..
Halbuki güvercin güzeldir. Barışın simgesidir ağzında zeytin dalı taşıyan güvercin. Gökyüzünde pır pır uçması, taklalar atması meraklısının canına can katar.
Türkülerde geçer. Sevgilinin evi önünde takla atar güvercinler. Sevgili, gönüllerin güvercinidir. Bir türküde şöyle sitem eder dertli âşık maşuğuna:

“Kara gözlü sevdiğim
Yerim ağzın içini
Nerelerde geziyon
Gönlümün güvercini”

Bizim çevik dilli ozanımız Şerafettin Hansu da güvercin meraklısı. Almanya’da güvercin besleyerek terapi oluyor. Onun güvercin üstüne yazdığı bir şiiri alıp bir selam gönderelim Almanya’ya:

“Niye böyle mahzun düştün,
Ne derdin var güvercinim?
Yoksa yolunu mu şaştın,
Yâr diye yâr güvercinim?

Kanadın mı kırık yoksa?
Ölür müsün kanın aksa?
Bu dünyada zalim çoksa ,
İşimiz zor güvercinim.

Sebebin kim hava mıdır?
Dert garibe reva mıdır?
Ardın viran yuva mıdır?
Çırpanma dur güvercinim.

Böyledir hayat güldürmez.
Düşeni kimse kaldırmaz.
Yalanım var mı sütbeyaz?
Bir düş de gör güvercinim.”

Düşenin dostu olmaz. Hansu, güvercine hitap ediyor. Ama asıl biz okuyuculardır muhatabı. Kadir kıymet bilmezlerden, hal bilmezlerden şikayetçidir ozanımız.

Kızım Yağmur Mardin’e atanınca birlikte gittik Mardin’e. Mardin hakikaten çok dilli, çok dinli güzel bir şehir. Hele eski Mardin... Burası semt olarak Eskişehir adını taşıyor. Yenişehir’den bakınca geceleri bir gerdanlık gibi o eski evler… Eskişehir’de Mardin Müzesi’ne gittim. Bir bölümünde baktım sütten ak güvercinler. Paçalı paçalı, çağşıllı… Özel olarak besleniyor. Öyle bir ötüşleri var ki! Görevliler var başında. Zaman zaman uçuruyorlarmış. Uçtuklarını görmedim.

Oğulcuk’a geldiğimde Şıh Ömer’e Mardin güvercinlerinden söz ettim. Gözleri parladı:
-Yav hoca! İnsan bir çift alıp gelmez mi, dedi.
Şıh Ömer güvercin meraklısıydı. Kayseri’den Yozgat’tan gider, güvercin getirirdi. Evin çatısına da bir kuşluk yapmıştı. Zaman zaman güvercinleri uçurur, hayran hayran seyrederdi. Güvercinleri ziyanker kedilerden korumak için elinde çifte nöbet beklediğine şahidim.

Kendisine söz verdim. Mardin’e gittiğimde bir çift Mardin güvercini getireceğime dair. Kısmet olmadı. Şıh Ömer yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamadı. Rahmete kavuştu.
İşte böyle. Güvercin deyip geçmemeli. Nuh tufanında kara'dan haber veren güvercinler doğanın bir parçasıdır. Mümkün olsa da besleyebilsek keşke...

18.12.2018