Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

GON GON GONAK!

Oğulcuk ağzı bir söyleyiş. “Kon kon konalım!” mânâsına. “Kon!” sözcüğü “konmak”tan emir. Konmak,“Bir yerde durup kalmak” demek. “Kon-“ kökünden konak, konakla-, konuk gibi sözcükler türemiş.

Şemsi Yastıman’ı TRT’ye çağırmışlar konuk sanatçı olarak. Yastıman’a söz sırası geldiğinde söze şöyle başladı rahmetli: “Gonuk didiler. Geldik gonduk bağalım. Ne zaman gak git dillerse...”

Işıklar içinde uyusun Şemsi Yastıman. İçanadolu türkülerini yorumlar yoğururdu. Sesi kaldı yâdigar. Ozandı. “Memleket hasreti, Zenaat (meslek) destanı gibi” koşukları çalıp söyleyen usta. Bir de “Vay haline!” redifli bir şiiri var. Bu şiirin son dörtlüğünü yazmazsam olmaz:

“Der Şemsi Yastıman bunu

Yazdan hazırla ununu

Kim ki düşünmez sonunu

Vay haline,vay haline...”

Bu kadar gezinme yeter. Biz dönelim “Gon gon gonak!” hitabına. İki kovan arımız var bahçede,arılıkta. Havalar tam ısınmadığı için bahar bakımını yapamadım. İki gün önce kovanın üst örtüsünü açıp şöyle bir göz attım. Arılar çok iyi durumda. Yapay oğula uygun verimlilikte. Yeni kovan alıp arıyı bölme niyetindeyim. Hele havalar biraz düzelsin.

Bahçe otlanmış. Peruz’la ot yoluyoruz. Bahçe temizliği tüm günümüzü alıyor. Öğle sonrası içeri girdik. Mutfaktayız. Yemek yiyoruz. Peruz birden irkildi:

“Dışarda bi ses var.”

Kalktı giriş kapısını açmasıyla bir çığlık attı:

“Mısdafa! Arımız çıkmış, yitiş...”

Lokmam ağzımda kaldı. Palas pandıras koştum. Avlunun içini bir kara duman bürümüş sanki. Binlerce arı...Havada dairesel uçuşta. Bir vızıltı, insanı ürpertecek derecede. Ben şaşkın vaziyetteyim. Şoktayım. Öylece bakıyorum. Bu arada Peruz ellerini birbirine vura vura:

“Gon gon gonak!” hitabını yineleyip duruyor. Evet çocukluğumuzda arı çıkınca böyle bağrışırdık. Komşumuz Hanım bacının arısı hiç eksik olmazdı. Bahri emmi de iyi arıcıydı. Arıları çıkınca “Gon gon gonak!” diye bir oyun oynardık sanki arılarla. Arıları uygun bir yere kondururduk.

Peruz “Gon gon gonak!” diye diye arıları İhsan’ın bahçede elma ağacına kondurdu. Eski bir kovan vardı. Geçen güzden bakımını yapmıştım. Alelusul hazırladım. Bu arada arı çırpma deneyimim yok. Mıkdat’ı, Osman’ı aradım. Onların talimatları doğrultusunda oğul arıyı kovana çırptım. Akşama kadar kovan, elmanın altında kaldı. Akşam karanlık basınca kovanı alıp geldim arılığa.

Şimdi arılıkta üç tane kovanımız var.

28.04.2015
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ