Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

GÖNÜLLÜ

.
Babam, yetmişli yıllarda imamdı Alibar’da. Alibar Şefaatli’nin küçük bir köyü. Şefaatli’ye 12 km. mesafede. Adını Türkmen oymağı Alibar’dan almış. Bu isim bazılarını rahatsız etmiş olmalı ki değiştirilmiş. Alibar, olmuş Çaydoğan. “Ne alaka?” diyesim var. Hatırladığım kadarıyla Alibar kırsalda içinden dere bile geçmeyen bir köydü. Hangi çay doğuyor Alibar’dan ki Çaydoğan olmuş? Bilen varsa beri gelsin!
.
Şimdi gidelim o yıllara. Yıl 1974. Aylardan Temmuz. Temmuz’un 20’si. Türk Silahlı Kuvvetleri Kıbrıs’a çıkmış. Barış harekatı başlamış. Başbakan Bülent Ecevit: “Biz barış için çıktık adaya.” diyor. Millette bir heyecan... Karaoğlan, milli kahraman.
Sabah ezanını okudu babam. Hicazdan. Yanık sesiyle. Halbuki her sabah saba makamında okurdu. Hicaz okumasının sebebi, ne de olsa savaş hali. Sabah namazından sonra dualar edildi. Duygulanıp ağlayanlar oldu. Cami cemaati uzun süre dağılmadı. Ordularımızın muzaffer olması niyazıyla gönüller Yüce Tanrı’ya yakardı.
.
Cemaat dağılınca babam camiyi kapattı. Eve geldi. Firdez ana kahvaltıyı hazırlamış. Çay çörek...Peynir ekmek... Kahvaltısını yaptı. Tuttu Şefaatli’nin yolunu. Hem de yayan yapıldak...Alibarlılar babamın bazen Şefaatli’ye yaya gitmesini çok yadırgarlarmış. Kendi aralarında derlermiş ki:
-Yav bizim hoca gavır icadı diyin dolmuşa, otobüse binmiyor...
Babamın kulağına kadar gelmiş bu söylenti. Bir Cuma günü babam demiş ki hutbede:
-Ey cemaat! Ben gavır icadı diye dolmuşa, otobüse binmiyor değalim. Param olsa trene de binerim, tiyariyeye (tayyare) de... Yürümeyi sevdiğim için yayan gidiyom.

Alibarlılar bir daha böyle konuşmamışlar.
.
Ha, nerde kalmıştık? Babam geldi Şefaatli’ye. Doğruca askerlik şubesine vardı. Kapıdaki nöbetçi sordu babama:
-Buyur amca. Bir isteğin mi var?
-He oğlum. Ben gumandanla gorüşecağam.
-Ne işin var gumandanla amcacığım?
-Gıbrıs’a gonüllü yazılacağam...
Asker şöyle bir baktı. Babamı süzdü göz ucuyla. Elli yaşın üstünde bir babayiğit babam. Mangal yürekli bir adam...Yol verdi asker. Babam çıktı şube başkanının odasına. Şube başkanı bir üsteğmen:
-Buyurun, dedi.
Babam askerlik günlerine gitti sanki. Yüksek perdeden künye saydı:
-Ben Muhsin Topaloğlu. Alibar Koyünün hocasıyım. Gıbrıs’a gonüllü yazılmıya geldim gumandanım.
Şube başkanı şaşırdı. Şoka girdi sanki. Bakakaldı babama. Sessizlik. Sonra titrek bir sesle konuştu:
-Hocafendi! Hoş geldin, safa geldin. Beni çok duygulandırdın, heyecanlandırdın. Şu anda gönüllü yazmıyoruz. Eğer böyle bir durum olursa en başa sizi yazacağım. Söz veriyorum.
Şube başkanı babamı çayladı, ağırladı. Uğurladı.
.
Anlatırdı zaman zaman rahmetli. Bülent Ecevit’e de toz kondurmazdı: “O Bilen Ecevit, Bilen Ecevit!” derdi.
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ