Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

GELİN AĞLAYAK

Ağlamak eylemi emir kipinin birinci çoğul kişisi ağlayak. Emir birinci çoğul kişi bizim yörede sıkça kullanılır. Gidek,gelek,gezek,dolaşak...gibi. Bazı dilciler emirin birinci tekil ve çoğulunu yok sayar. Ama var işte.

Peki nerden icabetti? Şundan ki emmizademiz Hacı Ertürk öldü. Bir zamanlar kaftan kafa hükmeden Hacı ağamız göçüp gitti. Ardından ağlayanı yok. Niye? Yaşını yaşamış,dişini dişemiş. Ahir ömrü de pek sıkıntılı geçmiş. Ayzaymır hastalığı bir yandan,prostat öte yandan...Perişan olmuş Hacı emmimiz. Geleni gideni tanımaz olmuş. Es kaza evden çıksa geri dönüp gelemiyor.

Bakana da zor, çekene de. Ölümü beklenir olmuş. Bir kurtuluş mu ölüm? İki rahmetten biri mi? Ne bileyim belki de öyle...

Oysa Hacı ağam muhtarlık yaptı. Varlıklı. Hatırı sayılır,minderi serilir. Hane sahibi. Uzun boylu, yakışıklı. Uzun boyundan naşi namı diğer Zırık Hacı. Her daim bıyığı bakımlı. Kaşları uzunca. Sanırsın pos bıyık. Kalın kalın bir gülmesi. Nüktedan. Düğünlerde mendil alır. Halay başı çeker.

Su selası verildi. Hacı ağamın ölümünü duyanlar:

“Allah rahmet etsin. Gurtuldu adamcağız...” dediler. Ölüme sevinilir mi? Sevindiler. Dost akraba Hacı ağamın aşağı evde toplandı. Kadınlar içerde,gelini Möhübe bacı ev sahipliği yapıyor. Oğlu Hasan odada. Hem cenaze hazırlığı, hem de baş sağlığına gelenlerle ilgileniyor.

Emmizademiz ölmüş. Anam,Bakiye abla hemen geldiler ölü evine. Zaten Bakiye ablayla komşular. Oturdular. Kimsede çıt yok. Halbuki ölüye gelen ağlar. Düğüne giden oynar. Öyle değil mi? Bu durum Fadime bacının garibine gidiyor. Fadime bacı Erol’un anası Fadime Eroğlu.

Diyor ki:

“Anam! Gabile büyuğu ölmüş. Ölmüş de ağlayanı yok.”

Duymuş Bakiye abla nasıl duymuşsa. Hemen anamı dışarı çağırdı.

“Abla! Gabile büyuğumüz öldü. Niye ağlamıyok? Bak bizi gınıyollar. İki değşet it de ağlayak...”

Anam iyi değşet ederdi. Değşet kelimesi de “deyiş et”in bileşeni. Girdiler içeri. Oturdular. Anam başlayacak da bir türlü başlayamıyor. Bakiye abla tam karşısında. İkide bir başıyla “Hadi başla” işareti veriyor. Anam başlıyor:

“Eğar m’ola,eğar m’ola

Gaşı gaşa dağar m’ola

Gızı Ihsaniye gelse

Hasan yüzün eğar m’ola”

Belli ki bacı kardeş Hasan’la İhsaniye dargın. Henüz Hacı ağamın kızı İhsaniye gelmemiş. Ama ölümdür. Küslük dargınlık olur mu? Anam deyişinde buna vurgu yapıyor.

Ölü evinde bir höykürme,bir ağıt...Feryat figan uğ hu hu hu!..Adet yerini buluyor. Ağlaşıyor kadınlar. Aslında ağlayanlar kendi ölüsüne ağlamaktalar. Hacı ağam, ebedi yurduna böyle yolcu ediliyor.

15.09.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ