Mehmet Ünaçan. Aşık Memet. Başhorozlu. Başhoroz, Boğazlıyan'ın şirin bir köyü. Boğazlıyan'ın doğusunda, 10 km. mesafede Boğazlıyan'a. Altmışlı yılların başında biz de Başhorozlu olduk iki yıl kadar. Babam imamlık yaptı Başhoroz'da. Bir de ev aldı Hacı Yusuf'tan. Ev de ev. Kanatlı büyük kapıdan avluya girilir. İki katlı konak. Üst kat haremlik,salon. Alt katta odalar. Büyük bir arılığı vardı. Depe paceli (tepe pencereli) büyük ev. Evin ortasında tandır. Büyükçe un ambarı. Bağırınca ses çekerdi. Yankı yapardı.
Biz Başhoroza Başoruz deriz. Birleşikteki h sesi aşınmıştır. Küçük ünlü uyumu gereği son hecedeki düz geniş ünlü, düz dar ünlü olmuş. Söyleyiş de kolaylaşıyor böyle olunca. Haksız mıyım? Başhoroz mu demek daha akıcı, yoksa Başoruz mu?
Başoruzlu Aşık Memet hayatını anlatmış bir deyişinde. Ömrünün envanterini çıkarmış. Bu deyişi okuyacağız. Az sonra...Yetmiş üç yaşında söylemiş bu şiiri Aşık Memet. Yorgun, hayata küskün, feleğin sillesini yemiş. Hayatının son yıllarında görmez olmuş gözleri. Öyle diyor: Dohdullar el vurdu, görmedi gözüm. Bir insanın ömrü kışa döndüğünde gözlerini kaybetmesi ne kadar acı! İzine garlar yağmış. Ama yine de acel sözü hiç hoşuna gelmiyor çileli ozanın. Haksız mı? Kim ister ölümü?
Şiirdeki dilin güzelliğine, doğallığına bakınız. İçtenlik ve sadelik sarıveriyor insanı. Alıp götürüyor bir yerlere. Üryan büryan oluyorsunuz. Yoksulluğun gözü kör olsun. Feleğin sillesini yemişlik, zalim feleğe sitem...Gülşen diye guşburnuna sarılmalar... Umutların,hayallerin boşa çıkması. Hangimiz yaşamadı bu çaresizliği? İliklerinizde duyuyorsunuz.
Deyiş yedi dörtlükten oluşmuş. Teknik olarak ufak tefek aksamalar vardı. Elini yüzünü biraz topladık dörtlüklerin. O kadar da olsun canım. Aşık Memet görse Eline sağlık! derdi herhal...
Aşık Memete bin rahmet olsun. Dünyada yüzü gülmemiş. Ahireti mamur olur inşallah.
Şiiri Başhoroz Sitesinde gördüm. Salih Ulusoy, Ercan Ünaçandan derlemiş. Ne iyi etmiş de koymuş siteye. Ben de aldım getirdim. Paylaşıyorum. Sevgili Salih Ulusoy ve Ercan Ünaçana teşekkürler.
Sözü Aşık Memete bırakmanın vaktidir:
.
Aziz dostlarım yoruldum gayrın,
Dem sürmedim yareninen işinen.
Ben zalim feleğe darıldım gayrın,
Geşdi ömrüm dalgayınan coşunan.
.
Söyleye söyleye tükendi sözüm,
Ağartdım sahalı galmadı özüm,
Dohdullar el vurdu, görmedi gözüm,
Faydolmadı kirpik ile gaşınan.
.
Yinilmez idi de gönlüm yoruldu,
Gülşen diye guşburnuna sarıldı,
Sille vurdu felek bana darıldı,
Geşdi ömrüm boranınan gışınan.
.
Döne döne geldik ata sözüne,
İlahi lütfiyle bir bah yüzüme,
Nire gitsem garlar yağdı izime
Yürünmüyor yollar çamır yaşınan.
.
Söyledikce yine artdı kederim,
Bilmezem ne diye yare giderim,
Harb-i umumide galmış pederim,
Nice zalimler vurdu benim başıma.
.
Söyledikce yine ağrıyor başım,
Yitmiş üçe irdi temamdır yaşım,
Bilavelet gitdi bir gız gardaşım,
Garışamam yaradanın işine.
.
Yiter Aşık Memet sen sana noldun?
Kemin tarlasında biter mi oldun?
Bitdin yitdin gayrı biçilir oldun,
Acel sözü hiç gelmiyor hoşuna.