Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

ESKİDOS

Sözcüğün aslı “Eski dost” olmalı. Eski dostun mazisi insan oğluyla yaşıt. Anadoluda ta Etilere kadar uzanır. Nedir eskidos? Eskidos, kerpiçle ağacın el ele vermiş hali. Eskiden demir,çimento mu vardı? Atalarımız eldeki malzemeyle yapardı korunaklarını,barınaklarını. Eldeki malzeme ne? En başta geleni toprak. Sonrası sap saman. Suyla yapılan harman. Çamur. Bu çamurun hasıl edilip kalıplara dökülmesi... Her babayiğidin harcı mı?

“Kerbiç çıkarmak” denirdi. Önce Pırçalık Tepesi’nin altında belle toprak eşilirdi. Bu toprağa bolca saman katılır ve Ahmet Pınarı’ndan gelen suyla çamır (çamur) karılırdı. Çamır en az iki gün beklerdi. İyice ekşisin. İçinde ham toprak kalmasın. Toprakla saman iyice sarmaş dolaş olsun diye. Bu dinlenme esnasında çamır sabah ve akşamları aktarılırdı. Bunun adı da çamır dönderme.

Çamır adam akıllı hallolunca kerpiç çıkarma faslına geçilirdi. Kerpiç dökme bir ekip işiydi. En az üç kişiden oluşan bir ekip sabahın erken saatinde işe başlardı. İki kişi gejgereyle çamır taşırdı kalıpçıya. Kalıpçı bu çamuru kalıbın gözlerine basardı. Analı yavrulu kerpiçler şekillenirdi kalıp kaldırılınca.

Kalıp ve gejgere nedir? Bilen var,bilmeyen var. İzninizle bunları da açıklayalım. Kalıp, kerpiç yapımında kullanılan tahtadan yapılmış bir gereçti. Dört gözlü. Her bir gözü briket iriliğinde. Yalnız gözlerden ikisi biraz daha küçük. İri gözler ana kerpiç,ufak gözler yavru için. Kalıpçı kalıbı önce suyla ıslatır. Bunun adı yağlama. Neden yağlar kalıbı? Çamuru tutmasın,çabuk bıraksın için...

Gelelim gejgereye. Dört kollu bir tahtırevan. Bir yönüyle say ki sedye. Bu dört kollu, çamır taşımaya yarar. Kalıbın alacağı miktar çamır gejgereye konur. Kalıpçı kalıbı yağlamış bekliyor. Taşıyıcılar çamırı getirip döker kalıba.

Kerpiç çıkarılmaz her vakit. Özellikle havaların yağmurlu, yaşlı olmaması lazım. Kerpiç kuruyacak güneşte. Kerpiç dökülen mevkiye mal maş girmemeli. Eğer girerse yandı gülüm keten helva...

Eskidos yapının ana maddesi kerpiç. Duvar dayanıklı olsun diye ağaç karkas konuyor aralara. Kerpiçle ağaç koyun koyuna. Esnek ve sağlam bir duvar çıkıyor ortaya.

Ben Çıkınağıl’da (Evren) gördüm. Çıkınağıllı bir arkadaşımız ev yaptırıyordu. Hayırlamaya gittik. Baktım binanın çevre duvarına. İki sıralı. Sıranın iç kısmına kerpiç,dışa briketörülmüş. Sebebini sordum:

“Kerpiç, evi sıcak tutar. Briket de yaşa yağmura daha dayanıklı.” dediler. Doğal bir yalıtım. Hani şimdinin tabiriyle mantolama.

Oğulcuk’ta eskidos yapı pek kalmadı. Kalanların da günleri sayılı... İşte eskidos yapının iki nümunesi: Birisi Cafer Ağa’nın Odası. Diğeri yine Cafer Ağa’nın geniş avlusunda bulunan malikane. Cafer Ağa’nın Odası’nda çok arabaşı yemişliğim vardır. Bu oda her daim açıktı. Misafiri hiç eksik olmazdı. İki katlı odanın altı atlıktı. Gelen misafirin atı,eşeği burada kalırdı. Odanın önünde küçük bir balkon vardı. Balkondan mabiyine girilirdi. Mabiynde su bardağı,çaydanlık ve çay takımı bulunurdu. Asıl oda üç cepeli. Doğu,batı ve kuzeye tam dört penceresi var. Batıya bakan penceresi iki tane.Kuzeyi yola bakar. Odanın üç bir yanı sedirdi. Yerden kırk santim kadar yükseklikte tahta kerevit. Köşelerde kaba minder. Ağır ağaların,emmilerin yeri. Ben gibi yeni yetmelerin yeri hemen kapının ağzı. Neden derseniz hizmete yileceğiz. Su çay servisi yapacağız. Edep erkan öğreneceğiz. Laf dinleyip kendimizi bileceğiz. Hey gidi günler!

Ne yazık ki yıllardır bomboş duruyor köyün tarihine tanıklık etmiş bu oda. Ali Ayyıldız abi tamir ettireceğini söylemişti bir zamanlar. Ne iyi olur onarılıp yaşatılırsa...




11.04.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ