Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

ÇİFTÇİLER GÜNÜ

Dünya Çiftçiler Günü geride kaldı.  Çiftçiler Günü,’nde üretenlerin, çiftiyle çubuğuyla toprağa tohum eken, fide ve fidan dikenlerin, tohumla ve toprakla haşir neşir olanların dertleri konuşuldu. Sıkıntıları dile getirildi. Çözüm yolları önerildi. Umarım bu çözüm önerileri doğrultusunda çiftçilerimizin yüzünün güldürecek adımlar atılır. Çiftçilerimizin emeği yerde kalmaz.

Âşık Veysel’in "Çiftçiler" isimli koşmasını yazmanın sırasıdır:

.“Dinle çiftçilerin garip halini

İlkbaharda çifte başlar çiftçiler

Hiçbir zaman işten çekmez elini

Durmaz yıl on ik'ay işler çiftçiler

Ölçer tohumunu koyar sekleme(*)

Al git der oğluna haydi bekleme

Tarlası herk ise ya ikileme

Tohumu toprağa aşlar çiftçiler

Evvel buğday eker, sonra arpayı

Her gün fazla saçar kuşların payı

Tarlada görürse kuşu kargayı

Döner sapanınan taşlar çiftçiler

Yağmur bol olursa güler yüzleri

Bahar göğ ekini görür gözleri

Çayır çimen bürüyünce dizleri

Öküzün boynunu boşlar çiftçiler

Kimi pulluk koşar, kimi makine

Kimi eski çifti kullanır gine

Bol bol gözü doymayınca ekine

Şaşar nideceğin nişler çiftçiler

Ekin firik ığış ığış yellenir

Bıldırcınlar arasında dillenir

Gelinler al giyer, kızlar sallanır

Bulur ırgatların çiftler çiftçiler

Biçer ekinini, sürer harmanı

Esen yellerinen savurur onu

Bol gelirse dane ile samanı

O sene ırahat kışlar çiftçiler

Veysel anlatırsın çiftçi halını

Kışın yemler davarını malını

Başına toplanır oğlu gelini

Şimdi bol şüküre başlar çiftçiler”

Ne hoş demiş Koca Veysel! Yıl on iki ay durmaz çiftçiler. Çalışır. Teriyle sular tarlasını, bağını, bostanını. Üreten onlardır. Ürünleri alın terinin damıtılmış halidir. Emeklerinin karşılığını çoğu kez alamazlar. Bir atasözü var. Der ki eskiler: “Çiftçinin karnını yarmışlar. Kırk tane gelecek yıl çıkmış.” Çiftçi hep umutla gelecek yılı bekler. Gün olur karın tokluğuna çalışmış gibi verim alamaz. Hele bir de kurak gitti mi havalar, yan ağla dön ağla. Sel baskını, dolu, don vs. çifçinin karabasanıdır.

Kutsaldır emek. Emekle üretilen ne mübarek bir nesnedir ekmek.

Çocukluğumuzda ekmek ufağı gördük mü yerde, alırdık ayak altından. Öper başımıza koyardık. Anam sıkı sıkı tembihlerdi:

-Aman yavrım! Siz gıtlık gormediniz. Ekmek nağmetdir. Nağmet(**) ayak altında olmaz. Aman artık bırakmayın. Ekmeg ufağı galırsa malın maşın yimine gatın.

Çiftçiler olmasa ekmeğimiz aşımız olmaz. Karnımız doymaz. Aç açık kalakalırız.

Korona günlerinde çiftçilerimizin değeri anlaşıldı. Karantinada seyahat izni için “çitçi belgesi” en önce istenen vesika oldu. Kırmızı pasaport gibi. Biz Mersin’den Oğulcuk’a gelmek için çok uğraştık. Çiftçi belgemiz yoktu. Arıcı belgemiz işe yaradı. Seyahat izni alabildik. İlk fırsatta çiftçi belgesi edinmek şart oldu.

Bir altı ay Oğulcuk’ta toprakla haşir neşir oluyoruz. Bağımız, bahçemiz var. Kendimize yetecek kadar ekip biçiyoruz. Biz de yarı çiftçi sayılır mıyız? Sayılmasak bile çiftçilerin garip halini yakından biliyoruz. Onların derdiyle hemdert oluyoruz.

Çiftçilerimizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

-----------

(*) Seklem: Çuval

(**)Nağmet. Nimet

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ