Kararcaoğlanın çok bilinen bir koşması. Şiirin tamamını yazayım. Buyurun:
Değirmenden geldim beygirim yüklü
Şu kızı görenin delolur aklı
On beş yaşında da kırk beş belikli
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Bizim ilde üzüm olur alcolur
Sızılaşır bozkurtları ac olur
Bir yiğide emmi demek güc olur
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Birem birem toplayayım odunu
Bilem dedim bilemedim adını
Elbistan yanaklı Kürtler kadını
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Karacoğlan der ki noldum nolayım
Akar sularınan ben de geleyim
Sakal seni makkabınan yolayım
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Koşmanın ilk dörtlüğünde Deli olur birleşik fiili delolur şeklini almış. İkinci dörtlükte geçen alıç olur söz öbeği ölçü gereği alcolur olmuştur. Aynı nedenle son dörtlükte Karacaoğlan Karacoğlan , Ne oldum, ne olayım söz grupları da Noldum, nolayım biçiminde söylenmiştir. Yine aynı gerekçeyle bağlantı (nakarat) dizesinin son sözcüğü ne eyleyim de neyleyim e dönüşmüş. Eğer böyle olmasaydı bu söz gruplarının geçtiği dizelerde hece fazlalığından ölçü bozulacaktı. Bu aksama Karacaoğlanın şanına yakışmaz, değil mi?
Bakınız dört dörtlükten oluşan koşmanın bağlantı (nakarat) dizesine: Bir kız bana emmi dedi neyleyim . Tam dört kez yinelenmiş bu dize. Nakaratlığı bu sebepten.
Ne kadar zoruna gitmiş koca âşığın bir kızın kendisine emmi demesi. Bir yiğide emmi demek güc olur diyor. Saçlı sakallı. Hem de değirmenden gelmiş. Daha beygirin yükünü indirmemiş. Çeşme başındaki bir güzele kur yapıyor. Yapıyor yapmasına da genç kızdan beklediği ilgiyi göremiyor. Belki de Saçından sakalından utan, emmi demiştir bu güzeller güzeli.
Buna sebep sakalını makkabınan yolacak. Yolunca gençleşip civan olacak sanki. On beş yaşında bu güzeller güzelinin kalbine girecek. Olur...Olur...Geç kaldın Karacaoğlan. Avucunu yalarsın yiğidim(!).
Makkap, şimdikinin cımbızı olmalı. Bizim bildiğimiz matkapla bir ilgisi var mı? Pek de bir anlam bağı kuramadım. Çünkü matkap delici bir gereç. Makkap yolucu...
Neyse...Bu koşma üstüne neden bunca laf ettim? Şundan ki Yahya Aksoy Hayat Pınarında bu koşmaya atıfta bulunmuş. Şöyle diyor: karacaoğlan bir gün su içmek için çeşme başına varır. Çeşme başında ellerinde su bakraçları ile kümelenmişler sohbet etmekteler. İçlerinden birisi "amca gel suyunu iç " diye seslenir:
"Çeşme başında bir kız bana amca dedi..." diye şiirine aktarır.
Bu anlatımdaki ifade hocamızın. Noktasına, virgülüne dokunmadım.
Karacaoğlan Bir kız bana emmi dedi neyleyim diye feryat ediyor. Tutup bu dizedeki emmiyi amca yapıyorsunuz. Bir şiirde, hele Karacaoğlanın bir şiirinde sözcüklerin anlamdaşını kullanamazsınız. Doğru olmaz. Ozan hangi sözcüğü kullanmışsa buna bağlı kalmalısınız.
Yahya Aksoy öğretmenimizin ozanlığı da var. Şiir yazıyor. Hocamız, kendi şiirinde birileri böyle bir değişiklik yapsa, örneğin bir sözcüğün anlamdaşını kullansa bunu nasıl karşılardı acaba? Doğrusu merak ediyorum.
14.07.2015
Değirmenden geldim beygirim yüklü
Şu kızı görenin delolur aklı
On beş yaşında da kırk beş belikli
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Bizim ilde üzüm olur alcolur
Sızılaşır bozkurtları ac olur
Bir yiğide emmi demek güc olur
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Birem birem toplayayım odunu
Bilem dedim bilemedim adını
Elbistan yanaklı Kürtler kadını
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Karacoğlan der ki noldum nolayım
Akar sularınan ben de geleyim
Sakal seni makkabınan yolayım
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Koşmanın ilk dörtlüğünde Deli olur birleşik fiili delolur şeklini almış. İkinci dörtlükte geçen alıç olur söz öbeği ölçü gereği alcolur olmuştur. Aynı nedenle son dörtlükte Karacaoğlan Karacoğlan , Ne oldum, ne olayım söz grupları da Noldum, nolayım biçiminde söylenmiştir. Yine aynı gerekçeyle bağlantı (nakarat) dizesinin son sözcüğü ne eyleyim de neyleyim e dönüşmüş. Eğer böyle olmasaydı bu söz gruplarının geçtiği dizelerde hece fazlalığından ölçü bozulacaktı. Bu aksama Karacaoğlanın şanına yakışmaz, değil mi?
Bakınız dört dörtlükten oluşan koşmanın bağlantı (nakarat) dizesine: Bir kız bana emmi dedi neyleyim . Tam dört kez yinelenmiş bu dize. Nakaratlığı bu sebepten.
Ne kadar zoruna gitmiş koca âşığın bir kızın kendisine emmi demesi. Bir yiğide emmi demek güc olur diyor. Saçlı sakallı. Hem de değirmenden gelmiş. Daha beygirin yükünü indirmemiş. Çeşme başındaki bir güzele kur yapıyor. Yapıyor yapmasına da genç kızdan beklediği ilgiyi göremiyor. Belki de Saçından sakalından utan, emmi demiştir bu güzeller güzeli.
Buna sebep sakalını makkabınan yolacak. Yolunca gençleşip civan olacak sanki. On beş yaşında bu güzeller güzelinin kalbine girecek. Olur...Olur...Geç kaldın Karacaoğlan. Avucunu yalarsın yiğidim(!).
Makkap, şimdikinin cımbızı olmalı. Bizim bildiğimiz matkapla bir ilgisi var mı? Pek de bir anlam bağı kuramadım. Çünkü matkap delici bir gereç. Makkap yolucu...
Neyse...Bu koşma üstüne neden bunca laf ettim? Şundan ki Yahya Aksoy Hayat Pınarında bu koşmaya atıfta bulunmuş. Şöyle diyor: karacaoğlan bir gün su içmek için çeşme başına varır. Çeşme başında ellerinde su bakraçları ile kümelenmişler sohbet etmekteler. İçlerinden birisi "amca gel suyunu iç " diye seslenir:
"Çeşme başında bir kız bana amca dedi..." diye şiirine aktarır.
Bu anlatımdaki ifade hocamızın. Noktasına, virgülüne dokunmadım.
Karacaoğlan Bir kız bana emmi dedi neyleyim diye feryat ediyor. Tutup bu dizedeki emmiyi amca yapıyorsunuz. Bir şiirde, hele Karacaoğlanın bir şiirinde sözcüklerin anlamdaşını kullanamazsınız. Doğru olmaz. Ozan hangi sözcüğü kullanmışsa buna bağlı kalmalısınız.
Yahya Aksoy öğretmenimizin ozanlığı da var. Şiir yazıyor. Hocamız, kendi şiirinde birileri böyle bir değişiklik yapsa, örneğin bir sözcüğün anlamdaşını kullansa bunu nasıl karşılardı acaba? Doğrusu merak ediyorum.
14.07.2015
14.07.2015
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ


