Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

ASLAN BACANAK(!)

Eşleri kardeş olan erkeklerin her birine “bacanak” derler. Bir başka açıdan teklifsiz konuşmada dost, arkadaş, ahbap anlamına da gelir bu kelime.
Bacanak sözcüğü Çağatayca. Bacı veya baca sözcüğünün sonuna getirilen –nak ekiyle türetilmiş: Bacı-nak, baca-nak…
Kimileri kelimenin Farsçadan geldiğini iddia ediyor. Bacanak sözcüğü Rusçada “bacınak” olmuş. Yunanca karşılığı ise bacanakis.

Bacanak kardeş gibidir. Kardeşten öte insan yarısıdır, dert ortağıdır. Kardeşinle paylaşamadığın sırrını, sorununu bacanağına açarsın. Derdini dökersin. Ah, ah!.. Benim bacanağım yok. Hiç olmadı. “Neden?” derseniz eşimin yedi erkek kardeşi var, bir tek bacısı yok. Ona sebep bacanaksızım. İki bacanak görsem senli benli, imrenirim yahu! Kıskanırım. İçim sızlar. Ne yalan söyleyeyim.

Benim dört kız kardeşim var. Ana yarısı, bacılarım… Ayşe, Mevlidiye (Bediş), Hacer, Melahat. Hepsi evli barklı. Mutlu, huzurlu yaşıyorlar yuvalarında. Yüce Tanrı dirliklerini, düzenlerini bozmaya. Eniştelerim dünya tatlısı insanlar. Hatırımızı sayar, minderimizi sererler. Daha ne olsun!
Enişteler Ali İhsan, Mehmet, Ahmet ve Hamza. Bu dört bacanak bir araya geldi mi gülüm şakımdırlar. Aralarından su sızmaz. Birbirlerine “Bacanak!..Bacanak!..” diye seslendiklerinde hem imrenirim hem sevinirim.

Ali İhsan eniştemiz bir rahatsızlık geçirdi. Gece uykuda gelen bir dolaşım bozukluğu. Damarlarda kanın pıhtı atması… Tansiyon fırlamış. Derin uykularda Ali İhsan. Ayşe uyandırmaya çalışıyor. Uyanamıyor eniştemiz. Sarsıyor kolundan Ayşe. Ali İhsan sayıklıyor. Çabalıyor. Sıklaşıyor nefesi. Ayşe Mehmet enişteyi aramış. Bacanağı Ali İhsan’ın. Gelmişler. Ali İhsan zar zor uyanmış. Hemen Boğazlıyan’a acile. Acilde ilk müdahaleden sonra Kayseri’ye bir özel hastaneye sevk.

Özel hastanede kardiyolji uzmanı ayrıntılı muayene etti Ali İhsan’ı. Tetkik, tahlilden sonra:
-Hastamızı bir de nörolog görsün, tavsiyesinde bulundu.
Geldiler nöroloji polikliniğine. Kardiyolojiden gelen rapora baktı doktor. Güler yüzlü bir ifadeyle:
-Neyiniz var Al İhsan Bey? Geçmiş olsun.
Ali İhsan doktorun elindeki cihaza bakıyor. Bir gözü de hemşerinin elindeki enjektörde. Bu enjektöre biz eskiden şırınga derdik:
-Hiç bir şeyim yok doktur bey. Bacanak gelecek, kuve(*) gidecağak. Ben bu güne gader inne vurulmadım.Hap bile içmedim. Çok şukür iyim.
Doktor ısrar etti:
-Yok canım biz de iğne vurmayacağız. Ağrıyan sızlayan yerin var mı? Çekinmeden söyle.
-Yok yok!..İyim. Bir şeyim yok. Bizim bacanak gelecek, kuve gidecağak. Amma omuzlarımda bi ağrı var. Golumu galdırınca ağrıyo…
-Ha, bak Ali İhsan Bey! Seni ben de muayene edeceğim. Muayene sonucu sizi yolcu ederim.
Doktor muayeneye başladı. Ali İhsan’ın gözü kapıda bacanağı Ahmet’i bekliyor. Ahmet gelecek de köye dönecekler:
-Nirde galdı bizim bacanak, diye söyleniyor.
Doktor muayeneyi bitirdi:
-Ali İhsan Bey, dedi. İki gün seni hastanemizde misafir edeceğiz. Gözlem altında olacaksınız. Daha sonra sizi köyünüze göndeririz.
Sözlerini şöyle bağladı doktor:
-Bacanağını da çok merak ettim doğrusu. Allah muhabbetinizi artırsın.
-----------
(*) köye

16.08.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ