Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

AMAN AVCI!

Önce bir Iğdır türküsü. Okuyalım türküyü. Azeri ağzı, aksak usulde hoş bir ezgi. Barış Manço da seslendirmişti bu türküyü. Hamdi Sönmez’den almış Muzaffer Sarısözen. TRT Repertuvarında 929 numarayla kayıtlı.
Türkünün sözleri şöyle:
.
“Aman avcı vurma beni
Ben bu dağın ay balam maralıyam
Maralıyam hem yaralı
Avcı vurmuş ay balam yaralıyam

Bir taş attım çaya düştü
Çaydan bir çift ay balam suna uçtu
Menim gönlüm sana düştü
Senin gönlün ay balam kime düştü

Bu dağlarda ceyran gezer
Tırnakları ay balam taşlar ezer
Ben o yara neylemişem
O yar benden ay balam kenar gezer”
.
Avcılarla atıcıların çenesi kuvvetli olur. Bir başlarlarsa susmazlar. Susturamazsınız. İlle dinleyip arada bir “He...Hı...” demelisiniz. Onlar aşkla, şevkle anlatırlar. Habbeyi kubbe, pireyi deve yapmak onların işi.
.
Ama durun bir dakika. Her avcı bir mi? Değil elbette. Mesela bizim emmoğlu Adem. Ava heves etti. Bir çifteli av tüfeği aldı. Av çantası, barudu, saçması... Takımı düzdü. Geriye kaldı avlanma etkinliği. Onun da kolayı var. Osman’ın peşine takılacak hafta sonları. Hem kara avı, hem balık avı... Osman kardeşim bu işin erbabı. Bazen işin tadını kaçırır. Dizi dizi tavşandır, kekliktir, üveyiktir avlar. Torba torba balık devşirir Kızılırmak’tan. Yamıla Barajı’ndan. Halbuki av bir sporsa yeterince, kararınca avlanmak gerek. Fazlası ziyandır kardeşim.
.
Neyse, biz yine lafı aldık nerelere getirdik. Adem’in avcılığıydı konumuz. Bizim emmoğlu boş bir gününde takımı taklavatı aldı. Hacı Röno’nun bagajına koydu. Kızı Ebru da takıldı babasına. Bindiler arabaya. Garağaç çeşmesinin oraya arabayı park edip ordan yaya olarak Hardal Tepesi’ne çıktılar. Şimdi diyeceksiniz ki: “Elbet yaya olarak gidecekler. Hacı Röno’yla iz takibi yapacak değiller ya...”
Siz de haklısınız. Lakin bir atasözünü buraya kaydetmeden geçemem: ”Osmanlı, arabayla tavşan avına çıkar.” Çıkar çıkmasına da av yerine avucunu yalar.
.
Kullüdere (Küllü Dere)’ye doğru gidiyor baba- kız. Adem’in gözü kevenlerin dibini tarıyor. Uzaklara, yükseklere bakıyor şahin misali. Aman o da ne!.. Galaçıkgaya’nın oralarda bir karaltı. Tilki mi? Yok, tilkiden iri. İt (köpek) mi? Yok yok...İt değil. Bu olsa olsa kurt. Hem de yöneldi bizim avcılara doğru. Adem telaşlandı. Beş fişeği var. Ya kurt bunlara saldırırsa... Adem kaldırdı tüfeği. Bastı tetiği: “Baam!..Baam!..”
.
Avcımız Adem sanıyorsunuz ki kurdun hakkından geldi. Ne gezer... Kurda değil havaya ateş etti Adem. Buna taciz ateşi mi diyorlar? Kurt da döndü gitti.
.
Bir başka gün de Ali İhsan’la çıktılar ava. Geldiler Çardağınpınarı üzerinden Gavırdepesi’ne. Eski Bağlar’da bir höyük var. Bu höyüğe “Gavırdepesi” diyorlar. Gömücüler höyüğün her bir yanını delik deşik etmişler. Sözüm ona gömü bulacaklar aklı eksikler!..
Geldiler. Höyüğün üzerine oturdular. Adem bir sigara yaktı. Ali İhsan dedi ki:
-Hadi Adem, dolaşalım. Avcı oturmaz. Av ayağımıza gelecek değal ya...
Adem:
-Aman ben yoruldum abi. Sen dolaşırsan dolaş!
Ordan kalktılar da geldiler. Bizim emmoğlu Adem’in avcılığı da böyle işte.

27.05.2016
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ