Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

ALACAKLI

Anadolu aydınlanmasının ulu çınarı Mehmet Ayyıldız (Havıs Oğretmen)’ı kaybettik. Köy enstitülerinin yetiştirdiği öğretmenlerin son temsilcilerinden biriydi. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Daha önce kaleme aldığım bir anlatıyla kendisini anıyorum. Havıs Oğretmen’e bin rahmet diliyorum.
.
Nazmi abimiz. Hacı Nazmi. Nazmi Kahraman... Oğulcuk’ta yaz komşumuz. Evleri uçta. Belören’e giderken en son ev. Belören gelişi ilkin Nazmi abinin malikanesi selamlar yolcuyu. Malikane de dört dörtlüktür hani. Pancurlu pencereler, güneş enerjisi, otomatik aydınlatma. Hele bahçesi! Üzüm asması,kayısı,elma,armut başta olmak üzere her türden meyve ağaçları...Sebze ve yeşillik için ayrılmış bölümler...Oldukça düzenli ve bakımlı.
Nazmi abi, giyer tulumunu. Hep bahçededir. Bahçeyi eler,beler. Sular. Yaban otlarını temizler. Bir tek arı hususunda verim alamamış. O da ihtisas işi canım. Sümer abinin söylediğine göre taa Sungurlu’ya gitmiş bunlar Muhtar Ferat’la. Ordan uygun fiyata ikişer kovan arı getirmişler. Koymuşlar bahçeye. İki gün sonra bakmışlar ki kovanlar boş. Arılar başını alıp gitmiş. Kovanlarda arı ne gezer? Aslında Nazmi abimiz işin peşini bırakmaz. Arıcılığı da öğrenir. Ama arıya alerjisi varmış. O sebepten pek de önemsemiyor. İyi de ediyor hani...
Nazmi abinin hayat arkadaşı Urhuya (Rukiye) abla, her işte yardımcıdır eşine. Nazmi abi de sevgili eşinin bir dediğini iki etmez. Gül gibi geçinip giderler. Birbirleriyle konuşmalarını yoldan geçenler duyar. Bu konuşmalar hep sevgi-saygı çerçevesindedir.
Nazmi abi küçüklüğünde aşırı heyecandan söyleyeceğini şaşırırmış. Ne diyeceğini unuturmuş. Bir gün babası Sadullah, Tayır’ın Şükrü’ye yollamış Nazmi abiyi. Demiş ki:
“Git Şukrü emminden eşşağini isde. Bazara gidecağam.”
Nazmi abi varmış Şükrü emmigile:
“Şukrü emmi. Babam eşşek...Bazara gidecek...”
Tayır’ın Şükrü anlamamış:
“Ne diyon Nazmi?”
Nazmi abi nakaratı yinelemiş:
“Babam eşşek...Bazara gidecek...”
“Hay ocağın yanmasın...” demiş Tayır’ın Şükrü. Eşeği istediğini anlamış. Katmış eşeği Nazmi abinin önüne, yollamış.
Nazmi abi Kurban arifesinde Havıs Oğretmeni (Mehmet Ayyıldız) caminin bahçesinde yakaladı. Koştu geldi. Ellerine sarıldı ulu çınarın:
“Hoş geldin öğretmenim! “ dedi. Havıs Oğretmen hemen tanıdı Nazmi abiyi:
“Sağ ol Nazmi...” karşılığını verdi. Hal hatırdan sonra bir alacak meselesi çıkardı Nazmi abi:
“Oğretmenim! Senden çok alacağım var. Bana borçlusun. Öde şu borcunu...”
Havıs Oğretmen şaşırdı:
“Ne alacağı? Ne borcu Nazmi?...”
“Ne olacak oğretmenim, beş yıllık ilkokulu dokuz yılda bitirdim. İki yılda bir sınıf geçtim. Senden tamı tamına dört yıl alacağım var. Öde borcunu oğretmenim...”
“Sen de çalışsaydın Nazmi...”
“Çalışdım, çabaladım. Elimden geleni yapdım oğretmenim...”
Gülüştük. İlkokul yıllarına gittik. O günleri özlemle andık.

14.03.2015
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ