YOZGAT ATASÖZLERİNDE BİREYSEL VE TOPLUMSAL ELEŞTİRİ

Bilindiği gibi atasözleri; öğüt verici, yol gösterici güzel sözlerdir. Bunlar, toplumun anlayışını yansıtan ayna gibidirler. Bir Orta Anadolu kenti olan Yozgat’ımız da atasözleri yönünden oldukça zengin bir kültüre sahiptir. Bu atasözlerinin birçoğu; öğüt verip yol gösterirken bireysel ve toplumsal içerikli, ince ince eleştirilerle doludur.

Yozgat insanı, kendi içinden çıkıp da kendini büyük görenlerden hoşlanmaz. Bu tür insanları, “İstanbul’dan gelen eşek, kırk gün at gibi gezer.” sözüyle alıp vurur yere.

Yozgat insanı, karşısında olgun insan görmek ister. Bilir ki ham insandan hayır gelmez. Ham insan kolay kolay olgunlaşmaz. Bunu, “Her meyvenin hamı yeter de insanın hamı yetmez.” sözüyle otaya kor.

Yozgat insanı, insanın kendine yetmesi gerektiğine inanır. Bilir ki:

“El ayranı ciğer soğutmaz.”
“Elden ekmek yiyen, yolda acıkır
“Elden gelen, elli gün gitmez.”
“El gömleğiyle gerdeğe girilmez.”
“El adama akıl verir de ekmek vermez.”
“El, adamın düşünü azdırır; ama çimecek su vermez.”


Yozgat insanı kadınına değer verir. Kadını toplumun yüce bir değeri olarak görür. Bu anlayışını, “Erkek arslan arsan da dişi arslan arslan değil mi?” diyerek gündeme taşır.

Yozgat insanı; hazırcılara, yaşamını çalışıp çabalamadan sürdürmek isteyenlere karşıdır. Yalnızca çalışanların mutlu olacaklarını, bunu hak ettiklerini düşünür. Bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirir:

“Bağı gör, üzüm olsun; yemeye yüzün olsun.”
“El işlerse ağız gevişler.”
“Hazıra dağlar dayanmaz.”
“Kazanmadan kazan kaynamaz.”
“Sen ağa, ben ağa; inekleri kim sağa?”
“Yazın boku, kışa katık olur.”
“Yazın gezeni, kışın bunelek tutar.”
“Haydan gelen, huya gider; yelden gelen, sele gider.”
“Yattı yattı yaz ayında, bunelek tuttu güz ayında.”


Ne yazık ki zaman zaman çalışmadan, yan gelip yatarak geçinenler de çıkmaktadır toplumda. Yozgat insanı; bu tipleri eleştirmek ve bunun toplumsal bir yara olduğunu vurgulamak için,“Sırt üstü yatan da yiyor bir ekmek, arkasını yırtan da yiyor bir ekmek.” demektedir.

Yozgat insanı, kişinin kendini tanıması gerektiği inancındadır. Bu nedenle, kendi eksiklerini görmeyip sürekli başkasını eleştirenlere çok kızar. “Kendi gözündeki hezeni görmeyen, elin gözündeki saman çöpünü görür.” diyerek tepki gösterir böyle kişilere.

Yozgat insanı, içinde bulunduğu olumsuz koşullara karşın sürekli istekte bulunanlara ve gösteriş peşinde koşanlara kızıp der ki:

“Evinde yok ufralık, gönül ister kâhyalık.”
“Yamalıklı avurduna bakmıyor, gümüş zurna çalıyor.”
“Ayranı yok içmeye, tahtırevanla ile gider sıçmaya.”


Yozgat insanı ön yargıya karşıdır. Bir konuda yaşamadan, denemeden karar verilmesi onca yanlıştır. Bunu, “Tarlaya iyi deme bol ürün vermeyince, karıya iyi deme züğürtlük görmeyince, evlada iyi deme el kızı koynuna girmeyince.” sözüyle dile getirir.

Yozgat insanı kul hakkı yiyenleri hiç sevmez ve der ki: “Alma kulun ahını, gökten indirir şahini.”

Yozgat insanı emekten yanadır. Çalışanların emeklerinin karşılığını almasını ister. “Döven öküzünün ağzı bağlanmaz.” diyerek düşüncesini sergiler.

Yozgat insanı ortama göre hareket edenleri sevmez. Onlara karşı her zaman tepkilidir. “Ölüye gider ağlar, düğüne gider oynar.” atasözüyle dillendirir bu tepkisini.

Yozgat insanı, cahilliğin insanın başına bela olduğu gerçeğini bilir. Yine bilir ki cahille düşüp kalkmak insanın başına dert getirir. O nedenle, “Etme cahille sohbet, başına gelir türlü zahmet.” der.

Yozgat insanı, elinde ve avcunda olanın satılmasına karşıdır. Elde ve avuçtakini satmak, işin kolayına kaçmaktır. Önemli olan var olanı değerlendirmektir. Bunu değerlendirmeyenler batmaya mahkûmdurlar. “Evlek evlek sattık, böyle böyle battık.” sözü bunun en güzel kanıtıdır.

Yozgat insanı, konuşurken dikkatli olmak gerektiğine inanır. Çünkü dil insanın aynasıdır. Nerede ve ne konuşacağını bilmeyenin işi rast gitmez, başı dertten kurtulmaz. Boşuna dememişler:

“Dilini tut, yahniyi yut.”
“Mecliste dilini, sofrada elini tut.”
“Lafını bil de konuş, ağzını sil de konuş.”
“Lafını bilmeyen yengeyi, hem kız evinden kovarlar hem oğlan evinden.”


Yozgat insanı çok konuşanları da boş konuşanları da sevmez. Bunu şu sözlerle dile getirir:

“Söz çoğaldıkça kıymeti azalır.”
“Boşboğazın sigarası yanmaz.”


Yozgat insanı her işe önlem alarak başlar. Önlem almadan yapılacak işlerin insanın başına türlü dertler açacağının bilincindedir. Bu nedenle der ki:

“Çürük iple kuyuya inilmez.”
“Çürük tahtaya çivi geçmez.”
“Parmağının girmediği yere başını sokma.”


Yozgat insanı, her şeyin gönülden olmasını ister. Zorla, baskıyla iş yaptırılmasına karşıdır. Bir iş gönülden gelerek yapılırsa herkes mutlu olur:

“Gönülsüz köpek kurda girmez.”
“Deh demeden yürüyen at, buyurmadan iş tutan evlat, bir de güzel oldu mu avrat; nideceksin düğünü, gir, oyna; çık, oyna.”


Yozgat insanı, sevginin her kapıyı açan sihirli bir anahtar olduğunun bilincindedir. Sevginin olmadığı yerde huzur olmayacağını bilir. Bunu şöyle dillendirir:

“Sıcak ağıldan kuzu kaçmaz.”
“Soğuk tandırdan sıcak ekmek umulmaz.”


Yozgat insanı, düşünmeden hareket etmeye karşıdır. Bilir ki düşünmeden hareket eden bundan zarar görür. “Düşünmeden çiş yapmaya oturan, çömüdü çömüdü taş arar.” sözü bunu ne güzel de anlatmaktadır.

Yozgat insanı barıştan ve kardeşlikten yanadır. “El sana taşınan varırsa sen ona aşınan var.” diyerek bu güzel düşüncesini paylaşır.

Yozgat insanı nankörlükten hoşlanmaz. Bunu şu güzel sözlerle belirtir:

“İkram ettik, eşek kestik; mındar, deyin demedik.”
“Sarımsağın yüzüne tükürmüşler, ‘Görüp göreceğiniz bu olsun.’ demiş.”


Yozgat insanı deneyime önem verir. Bu nedenle büyüklerinin düşünce ve önerilerinden yararlanmaya çalışır. Bilir ki:

“Ulu sözü tutmayan, uluya uluya dağda kalır.”
“Kalmış kağnıyı koca öküz çeker.”
“Ürümesini bilmeyen it, sürüye kurt getirir.”


Yozgat insanı, her işin yöntemine uygun yapılmasından yanadır. Tersi bir durumun insanı başarısızlığa götüreceğini bilir. Bu nedenle der ki: “Yarış atı çifte koşulmaz.”

Yozgat insanı her işin zamanında yapılmasından yanadır: “Yel eserken harmanını savur.” demesinin özünde bu düşünce yatar.

Yozgat insanı, yalanın imana ters olduğunu düşünür ve ikisini bir arada düşünmez. Bunu, “Yalanla iman bir yerde durmaz.” sözüyle vurgular.

Yozgat insanı, kötü kişilerle kurulan dostluklara karşıdır. Bu tür dostlukların insana çok büyük zararlar getireceğinin bilincindedir. Onun için der ki:

“Kara kazana yaklaşma, karası bulaşır.”
“Kedi ile harala girilmez.”


Yozgat insanı; görüldüğü gibi, kişilerle ve içinde yaşadığı toplumla ilgili düşünce ve duygularını birbirinden güzel, birbirinden anlamlı atasözleriyle dışa vurarak kültür dağarcığımıza çok büyük katkılar yapmıştır. Bize bu önemli kültürü miras bırakan atalarımızı rahmetle anıyorum.

09.03.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ