KENDİNE GÜVENMEK VE KENDİNİ BEĞENMEK

“Kendine güvenen (özgüvenli)” ve “kendini beğenen (kibirli)” insanlar arasında büyük farklar vardır. Bu iki kavramı birbirinden çok iyi ayırt etmek durumundayız.

Öz güvenli insanlar, güçlü insanlar değil; kendilerini güçlü hisseden insanlardır. Bir başka deyişle, ne tür bir yoksunluk ve zorluk içinde olurlarsa olsunlar kendilerine inanan, güvenenlerdir. Seneca, “Sizin kendiniz hakkında ne düşündüğünüz, başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünden çok daha önemlidir.” diyor. Siz kendinize inanmıyorsanız, başkalarının size inanıyor olması bir anlam taşımaz. Çünkü sizi siz yapan kendinizsinizdir. Eğer öz güvenden yoksunsanız başkalarının sizi iteklemesiyle, dürtüklemesiyle, cesaretlendirmesiyle başarıya ulaşmanız olanaksızdır.

Öz güvenli insanlar cesurdurlar. Zorluklardan yılmazlar. William Churchill’in dediği gibi, “Uçurtmalar rüzgâr gücüyle değil, o güce karşı koyduğu için yükselir.” O nedenle, öz güvenli insanların geleceği parlaktır.

Öz güvenli insanlar, başkalarını peşlerinden sürüklerler. Başkalarına körü körüne itaat etmezler. Bulundukları ortama uyum sağlayıp yerinde saymazlar. “Çevrelerine uymak için kendilerini yontanlar, tükenip giderler.” diyor Raymond Hull. Ne güzel bir söz!

Öz güvenli insanlar coşkuludurlar, sınırsız bir coşku yaşarlar. Bu nedenle her şeyin üstesinden gelirler.

Öz güvenli insanlar “çaresiz” değil, “Çare sizsiniz.” anlayışındadırlar. “Yaşamdaki en büyük risk, hiçbir riske girmemektir.” anlayışına sahiptirler. “Havuzun sığ kıyısında kalmayı değil, okyanusa açılmayı yeğleyenler”dir. Umutlarını hiç yitirmezler.

Öz güvenli insanlar, bir işe girişirken onu başarıp başaramayacakları konusunda kuşku, kaygı taşımazlar. William Blake, “Güneş ve Ay, bir an bile kuşkuya düşecek olsalar hemen yok olurlardı.” diyor. İşte öz güvenli insanlar da Güneş ve Ay gibidirler. Onların yaşamında pes etmek, bir işi yarıda bırakmak, başladığı yoldan dönmek yoktur. Onları başarıya götüren de budur.

Her insanın kapasitesi kendine güveniyle özdeştir. Bu nedenle öz güvenli insanların ufku açık, geleceği parlaktır,

Peki, ya kendini beğenmişler? Onlar için ne diyeceğiz?... Bunu açıklamadan, öncelikle şunu belirteyim: Öz güvenli insanlar, kendilerini beğenen insanlar olarak algılanmamalıdır. Birbiriyle uzaktan yakından ilgisi yoktur bu iki tür insanın. Öz güvenli insanı kendini beğenen insandan ayıran en önemli özellik, kendini gerçek olarak tanımasıdır. Öteki ise kendini tanıyamadığından, abartılı bir öz beğeni duygusuna sahiptir.

Kendini beğenmişler, kendi dışındakileri her zaman küçümser, onlara dürbünün tersiyle bakarlar. Dolayısıyla gerçek anlamda her zaman yalnızdırlar. Çevrelerindeki kalabalık, bir çıkar kalabalığıdır; bir başka deyişle “iyi gün dostları”dır.

Kendini beğenmişler, başkalarınca övülmekten hoşlanırlar. Deyim yerindeyse iyi gaza gelirler. Çünkü benliklerinde taşımadıkları özellikleri, başkalarının ağzından duymaya bayılırlar. Gerçekliğine, gerçek dışılığına bakmaksızın kendilerini öven sözler ışığında hareket ederler. Bu nedenle sömürülmeye yatkındırlar.

Kendini beğenmişler, boş teneke gibi çok ses çıkarırlar. Ama içi boştur sözlerinin.

Kendini beğenmişler korkaktırlar. Her zaman kuşku ve kaygı içindedirler. Atılımcı ruhtan, öz güvenden yoksundurlar. Kısacası, kendini beğenmişler, öz güvenli insanların taşıdığı hiçbir özelliğe sahip değildirler.

Çocuklarımıza öncelikle alçak gönüllü olmayı öğretmeliyiz. Sonra da onların kendilerini gerçek yönleriyle tanımalarını sağlamalı; onları kendine güvenen, atılımcı, korkusuz bireyler olarak yetiştirmeliyiz. Böyle yapmayıp çocuklarımızı kendilerine olduklarından farklı tanıtmaya kalkarsak çok büyük bir yanlışa düşeriz.

Öz güvenli bireylerden oluşan toplumun da öz güvenli olacağını, dolayısıyla her zaman başarıya ulaşacağını unutmayalım. “Yüreğinin ve beyninin ateşine güvenenler, her zaman kalıcı başarılara imza atarlar.” Bunun en güzel örneği, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk değil midir?...

20.11.2017
OKUR YORUMLARI
Kadriye ŞAHİN
20.11.2017 22:15:00

Sayın Muhsin Köktürk Beyefendi; Sayfama lütfedip "Hoş Geldiniz" diyerek karşıladığınız için Teşekkür ediyor," Hoş Buldum" diyorum. Sizlerin arasında olmak benim için onurdur.
Aynı zamanda yazılarınızı takip edip, akıcı üslubunuzu beğenerek bilgileniyorum.

Ayrıca, geçirmiş olduğunuz rahatsızlıktan dolayı "Geçmiş Olsun" dileklerimi iletirken saygılar ve hürmetler sunuyorum.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ