HOŞGÖRÜNÜN YÜCELİĞİ

Hoşgörü, insanı insan yapan önemli değerlerdendir. Bir başka deyişle, insana özgü olmazsa olmaz özelliklerdendir.

Hoşgörülü kişiler, içinde yaşadıkları toplumun bireylerine sevgi ve saygı gösterirler. Kimsenin yaşam biçimine karışmazlar. Farklılıkları doğal kabul ederler. Kendileri gibi düşünmeyenlere öfke duymazlar. Herkesin düşünce ve duygularına değer verirler. Karşılaştıkları sorunları sakin bir biçimde ve tatlı dille çözmeye çalışırlar. Onların dünyasında tahammülsüzlük yoktur.

Hoşgörü, öyle sanıldığı gibi sıradan bir özellik değildir. Büyük bir ruhsal olgunluk gerektirir. Lokman Hekim, “İki şeyi unut: Yaptığın iyiliği ve gördüğün kötülüğü.” diyor. İnsanın yaptığı iyiliği unutması kolaydır, ama ya gördüğü kötülüğü unutması?.. İşte bunu becerebilen insan, ruh olgunluğuna erişmiş demektir.

Hoşgörülü insanlar duygudaşlık yapmayı bilirler. Bu nedenle kendilerindeki bir eksiğin, kusurun başkalarınca nasıl hoş görülmesini istiyorlarsa onlar da başkalarının eksiklerine, kusurlarına o gözle bakarlar. Horatius’un dediği gibi, “Kamburunu dostunun hoş görmesini isteyen, dostunun sivilcelerini affetmelidir.” Jogveville’nin dediği gibi de, “ İyi geçinme, iki kişinin kusursuz olmasıyla değil; birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur.”

Hoşgörülü insanlar bir barış elçisi gibidirler. İnsanlar arasında dostluk köprüsü oluştururlar. Çünkü böyle insanlarda ötekileştirme düşüncesi yoktur. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun tüm insanlara eşit uzaklıktadırlar.

Hoşgörülü insanlar; her zaman sevgiden, dostluktan, kardeşlikten, ağır başlılıktan, dinginlikten yanadırlar. Mevlana’nın

anlayışına uygun biçimde, “Ya oldukları gibi görünürler ya göründükleri gibi olurlar.”

Burada bir noktaya açıklık getirmek isterim. Hoşgörü, sınırsız bir tutum olarak algılanmamalıdır. Kuşkusuz çevremizde hoş görülmeyecek birçok tutum ve davranış vardır. Kim kötülükleri hoş görebilir ki?.. Böyle bir tutum insanın doğasına aykırıdır. Hoşgörü erdemden yanadır. Erdemsizlikler hoşgörüyle karşılanamaz. Macintosh’un da belirttiği gibi, “”Hoşgörü, yapılan her şeyin kolayca kabul edilip onaylanması değildir.” Hoşgörü, olması gerekenin onaylanmasıdır.

Sözün kısası hoşgörü bir deryadır. O deryayı benliğinde birleştirip bütünleştirenler olgunluk düzeyinin doruğundadırlar.

Gönlüm, tüm insanların hoşgörü erdemine sahip olması ve birbirlerine bu erdem ışığında bakabilmelerinden yana. Bunun için öyle çok kültürlü olmaya, kitaplar devirmeye gerek yok. Yeter ki insanın gönlünde sevgi çiçekleri yeşermiş olsun.

Hanaklı Halk Ozanı Tuncay Aydemir, bakın hoşgörüyü yalın bir halk diliyle ne de güzel anlatıyor:

Enginlere uzar, görünmez ucu,
Arzından arşına yoldur hoşgörü.
Kalbine giydirir merhamet tacı,
Kendini sevdiren kuldur hoşgörü.

Fitne, fesatların peşinden gitmez,
Sevgidir boyası; leke, kir tutmaz.
Yardımsever, iyiliği unutmaz,
Düşeni kaldıran eldir hoşgörü.

...
Sözün bittiği yerde değil miyiz?..



OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ