BİZ YOZGATLILAR

Bugün bir Yozgatlı olarak öz eleştiri yapacağım. Ama bu bireysel değil, toplumsal bir öz eleştiri olacak ve Yozgatlıları genel olarak değerlendireceğim. Bu öz eleştiriye katılmayan, öfkelenen, beni acımasız bulup suçlayanlar olacaktır. Ama bunu göze alarak doğru bildiklerimi yazmam gerektiği düşüncesindeyim.

Bilirsiniz, öz eleştiri de eleştiri gibi hem olumlu hem de olumsuz yanlar içerir. Gelenektir, öncelikle olumlu yanlar ele alınır. Ben de böyle başlayacağım öz eleştirime.

Yozgatlı saftır. Saf derken, “İç dünyası temizdir.” demek istiyorum. Kalbi dilindedir. En son söyleyeceğini en başta söyler. Sıcakkanlıdır. Bu nedenle çabuk dost edinir. Konukseverdir. Acıma duygusu yüksektir, yardımseverdir. Gözü toktur. Tutumludur, azla yetinmesini bilir. Sabırlıdır. Geç sinirlenir, ama bir sinirlendi mi zor durdurulur. Hani derler ya, “Yumuşak huylu atın çiftesi pek olur.” Aynen öyledir. Namus, şeref gibi kavramlara çok değer verir. Büyüklerine saygılıdır. Espri yeteneği üst düzeydedir. Vatanseverlik duygusu çok yüksektir.

Yozgatlının olumsuz olarak eleştirilecek en büyük yanı, kendi değerlerine sahip çıkmayışıdır. Yozgatlı, kendi içinden çıkan değerleri izlemez; onları tanımaya çalışmaz, yükselmelerinden de pek hoşlanmaz. Garip bir özelliktir bu. Açıklanması zordur. Neden böyle yapar Yozgatlı? Onu böyle davranmaya iten nedir? Bilinmez.

Şöyle bir yoklayın çevrenizdekileri, özellikle yeni kuşağı. Yozgat’ın yetiştirdiği değerleri tanıyorlar mı? Öğretmen, yayıncı, yazar ve siyasetçi Yusuf Ziya Bahadınlı’yı; Yozgat’ın ve ülkemizin değişik yörelerine ait pek çok türküyü gün ışığına çıkaran Türk halk müziği ses ve saz sanatçısı Nida Tüfekçi’yi; gazeteci, şair ve yazar Abbas Sayar’ı, Süleyman Sökmen’i ve daha nicelerini tanıyıp bilen kaç kişi var?...

Demem o ki Yozgatlı böyle birbirini sahiplenmez, kendi içinde bir birlik ve dayanışma göstermez. Abbas Sayar; “Yozgat Var, Yozgatlı Yok” adlı yapıtında bunu iğneleyici bir biçimde ne de güzel anlatıyor: “Bilmem hangi şehir uğradı bu garip talihsizliğe? Bir şehir ki kendi var, sanı var, adamı yok… İşte Yozgat bu garip talihsizliğin içinde. Yozgat var, Yozgatlı yok… Erzurumluyem, Kayseriliyem, Vanliyem, Şanliyem… Ama ‘Yozgatlıyım’ diyen yok. Dışarda belki, Yozgat’ın içinden ‘Yozgatlıyım’ diyen yok... Oturmuş şehrin göbeğine… Nerelisin? “Topaçlıyım, Topçuluyum, Divanlılıyım, Recepliliyim, Musabeyliliyim, Nefesliyim.’” Çok iyi… Koloniler şehri. En iyisi biz de federal şehir kuralım. Olsun bitsin bu iş: “Yozgat Federasyonu…”

Yozgatlı; kendi düşüncesine yakın bulduğu siyasetçilere toz kondurmaz. Onları var gücüyle savunur. Herhangi bir yanlışlık yapacaklarına asla inanmaz. Bu nedenle siyasilerce kolay yönlendirilir.

Yozgatlı, farklı düşüncelere karşı hoşgörüsüzdür. Kendi gibi olmayanları, düşünmeyenleri dışlayıp ötekileştirir. Bu da onu baskıcı kılar.

Yozgatlı: var olan düzeni, düşünce ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak ister. Bu nedenle yeniliklere karşı çıkar, zor ayak uydurur, geç uyum sağlar.

Yozgatlı fazlaca şükürcüdür. Hep kendinden iyi olanları değil, kötüleri ölçü alarak bulunduğu durumdan hoşnut olmaya çalışır. Dolayısıyla kendine daha iyi olanaklar hazırlamak için pek çaba göstermez.

Yozgatlı, söverek konuşmayı sever. Otobüste, dolmuşta çekinmeden küfürlü konuşur. Bu onun için öylesine doğallaşmıştır ki yaptığının farkında bile değildir. Ama bu; Yozgatlıyı tanımayan, bilmeyen için açıklanması zor bir durumdur.

Yozgatlı, eğrisiyle doğrusuyla bir yurdum insanıdır. Teraziye koyduğunuzda artıları eksilerinden fazla gelir. Taşıdığı özellikler, aslında yurdum insanının genel nitelikleridir. Kısacası o bizden biridir, bizle özdeştir.

Bir Yozgatlı olarak yapmamız gereken, eksilerimizi azaltıp artılarımızı fazlalaştırmaktır. Bunun yolu da Yozgatlı olmaktan onur duyarak öncelikle kendi değerlerimize sahip çıkmak, kendimizi dar kalıplardan kurtarıp yenilenen dünyaya ayak uydurmak, farklı görüş ve düşüncelere hoşgörüyle yaklaşmaktan geçer.

Bakmayın böyle acımasız göründüğüme. Kusur insana özgüdür. “Kusurların en büyüğü, insanın tüm kusurlarından habersiz olmasıdır.” O nedenle eksiklerimizi, yanlışlarımızı bilelim istiyorum.

Ben bir Yozgat sevdalısıyım. Eksisiyle artısıyla Yozgat’ı ve Yozgatlıları çok ama çok seviyorum. Çünkü ben de onlardan bir parçayım. Ama izin verin de kusurlarımızın üstünü kalın bir yorganla örtmeyelim. Tam tersine onları açığa çıkarıp birer birer yok edelim.

Her şey gönlünüzce olsun!..

01.06.2015