Ne de olsa kışın sonu bahardır

“Yokluğu bahane etmeyin ” demiş sayın Valim halk gününe katılan kadınlara geçim sıkıntısı çeken insanlar neyi bahane edecekler ki?
Yozgatta sanatsal etkinliklerin az olduğunu mu, kültürel yaşamın çok sönük geçtiğini mi, devlet tiyatrolarının Yozgat’a gelmediğini mi,sinema salonlarının yetersiz olduğunu mu, sabah sporlarını rahat yapamadıklarını mı, aerobik hocalarının yetersizliğini mi ? neyi bahane etmeleri gerekiyor merak ediyorum.
“Evinizde çorap örseniz aile bütçesine katkıda bulursunuz” demiş sayın Valim. “İyi örelim de kime satalım bu çorapları“ diyen olmamış üzmemek için sayın Valimi. Hiç örülmüş çorap giyen gördünüz mü siz ? Çorabın çifti 50 kuruş örme çorabı kim neylesin giyende yok; nostaljik olarak alıp saklayan da.
Yoksula akıl vermek kolay, yardım etmekte kolay; bir ton kömür biraz yiyecek vermekle yoksulun sorunları çözülmüyor. Mesele o insanları üretime katmak, düzenli gelir sahibi yapmaktan geçiyor. Yani balık vermek değil balık tutmasını öğretmek gerekiyor. Tabi bunları yapmak zor. O zaman akıl verelim bari.
Şu yaşadığımız günler iyi günler. Global kriz derinleşerek geliyor. 2009 yılı ağır ve zor bir yıl olacak. Tüm uzmanlar ve ekonomistler bu düşüncedeler. Sanayileşmiş kentlerde 2008 yılının ortalarından beri kriz hissediliyor. Yüzbinlerce insan bu güne kadar işsiz kaldı. Fabrikalar üretim tesisleri hızla kapanıyor. Kapandıkca da bir çok insanımız işsiz kalıyor.
Yozgatta üretim tesislerinin azlığından dolayı krizin bu boyutunu sıcak olarak yaşamadık. Daha doğrusu Yozgat sürekli bir krizin içinde olduğu için bu global kriz bizi sayın başbakanın dediği gibi teğet geçiyor.
Bu kriz bizi teğet geçse bile kriz sonrasında sosyal yaşamımızdan , toplumsal dayanışmamızdan , geçmişten getirdiğimiz bizi biz yapan en güzel örf ve adetlerimizden epeyce uzaklaşmış olacağız. Kendisini muhafazakar kabul eden bir hükümetin muhafaza edilmesi gereken binlerce yılda oluşturulmuş yüce değer yargılarını bu kadar hoyratça yok edilmesine seyirci kalmasını anlamakta zorlanıyorum. Soruyorum “o zaman siz neyi muhafaza etmek istiyorsunuz?”
Dünya 2009 yılına giriyor. Bizler de 2009 yılına giriyor muyuz bilemiyorum. 2009 yılına tarih olarak ulaşmak 2009 yılının gerçeğine ulaşmak anlamına gelmiyor. Amazonlarda bulunan ilkel bir kabilede 2009 yılında yaşayacak.
Topraklarında üç tane büyük medeniyetin başkentini bulunduran Yozgatta 2009 yılına ,2009 yılının çok gerisinde giriyor. Bunu ben söylemiyorum Yozgatın kendi rakamları söylüyor.
750 dolar milli gelirden alınan pay son beş yılda 200 bin göç, yoksulluk ama hayatın her alanında yoksulluk. Sanatta yoksulluk, kültürde yoksulluk, sanayi de yoksulluk, endüstri de yoksulluk tüm bu yoksulluklar içinde 2009 yılına giriyoruz.
2009 yılı tüm dünyada yoksullukları artıracağının işaretini vererek geliyor. Demek ki bizim işimiz daha da zor. Yoksulluğumuz ikiye katlanıyor.
Tüm bu kötü tabloya rağmen 2009 yılında tüm hemşehrilerime sağlık ve afiyet diliyorum.
“Nede olsa kışın sonu bahardır.
Bu da gelir bu da geçer ağlama”
Sağlıcakla kalın.

Tarih : 01.01.2009