Memleket

Nereden başlayacağım ne yazacağım bilmiyorum. Bölgemizde, ülkemizde her şey karışık. Hangi bayram oturup güzel bir bayram yaşarız o da belli değil.
Ben bayramlarda siyasi yazılar yazmayı sevmiyorum ama gel gör ki; ülke gerçekleri ona zorluyor. Her gün gündem hızla değişiyor.
Şu anda yapılan adalet yürüyüşünün ülkemiz için önemli bu olayın barışçıl bir şekilde yapılmasını önemsiyorum. Ülkemizde adalet ve demokrasi talebinin artması ülkemiz adına sevindirici bir gelişme. Umarım bu konuda ülkedeki tüm siyasi partiler ortak bir yol bulur ve ülkeyi rahatlatırlar. Dileğim budur.
Bu konuda yazacak çok şey var ama bu bayram yazısında bu kadarla sınırlayacağım. İleride yaşanacak gelişmelere göre bu konuyu yazabiliriz diye düşünüyorum.
Geçen gün Ertuğrul Kapusuzoğlu Kazankaya Kanyonundan canlı yayın yapıyordu. İlgiyle izledim oraları. Ne kadar özlediğimi fark ettim. Kapusuzoğlu diyordu ki ‘’Görüntüleri gönderiyorum ama buraların kokusunu gönderemiyorum.’’ Bu sözcük beni düşünmeye sevk etti. Konuyu enine boyuna düşündüm. Memleket ve memleket kokusu.
Aslında memleket kokusu insanın burnundan hiç eksik olmaz. Oturursun bir yerde bir müzik gelir. Burnunun direği sızlar ve özlem duyarsın geçmiş yaşadığın yerlere.
Memleketten hangi şartlarda ayrılırsan ayrıl bir yarın orda kalır kopamazsın. Bizler çeşitli nedenlerle Yozgat’tan ayrılmak zorunda kalmış insanlarız. Nerde nasıl yaşarsak yaşayalım memlekete olan özlemimi, orda yaşadığımız iyi ve kötü her şey aklımızdadır. Bir türkü, bir şiir, bir zurna sesi alır bizi yaşadığımız yerlerden Yozgat’ın bozkırına götürür.
Ben memleket özlemini rahmetli dedemden bilirim. (Kendisi Selanik göçmeniydi.) O memleket dediği zaman Selanik’ten bahsederdi. O özlemle terki diyar etti bu dünyadan.
Ben memleket özlemini Nazım Hikmet’in şiirlerinden öğrendim. Herhalde memleket özlemi üzerine dünyada yazılmış en güzel şiirlerdir diye düşünüyorum.
Sinoplu düşünür Diyojen Sinop’tan İstanbul’a sürgün edilir.Sinoplu arkadaşları Diyojen’i kızdırırlar, seni sürdüler bir daha Sinop’a gelemezsin diye. Bir gün Diyojen der ki ‘’Evet beni Sinop’tan sürdünüz ama bende sizi ömür boyu Sinop’ta yaşamaya mahkum ettim.’’
Bende sizleri bir ömür Yozgat’ta yaşamaya mahkum ediyorum. Umarım her şey gönlünüzce olur. Aşk ile yaşarsınız.
Bu vesile ile tüm hemşerilerimin Ramazan Bayramını tebrik ederim nice bayramlara sağlık içinde ulaşmanızı dilerim. Aşk ile.