Beş yıl sonra gördüğüm Yozgat

Uzun zaman sonra bir günlüğüne Yozgat'a geldim. Sorgun'da bir cenazeye katılmak için gelmiştim. Cenazeden sonra zamanımı Yozgat'ı gezmekle geçirdim. Dostlarımla bile görüşemedim.
Bıraktığım Yozgat ile şimdiki arasındaki farklılıkları yazmak istiyorum bu yazımda.

Yozgat'a girerken Şahin Tepesindeki (sanırım Şahin Tepesinin adı değişmiş. Yozgat'ta bu tür şeyleri olağan karşılamak gerekir) aydınlatma dikkatimi çekti. Kentin en görünür yerinde çok sıradan bir aydınlatma olmuş. Çok daha iyisi yapılabilirdi.

Daha sonra Şahin Tepesi’ne çıktım. Yapılanlara gerçekten ihtiyacı vardı. Düğün salonu, kafeler, restoranlar iyi olmuş. Tepeden Yozgat gerçekten güzel görünüyor. Yapanların eline sağlık. İsim konusundaki tartışmaya da karışmak istemiyorum. Çünkü konunun neden kaynaklandığını bilmiyorum.
Lise Caddesine gelince Vali Konağının önündeki değişiklik dikkatimi çekiyor. Orada kaldırımda kısmi bir genişleme olmuş ama kesilen en az 60 yaşındaki ağaçlara yazık olmuş ki o ağaçları kesme emri verenler yaptıkları yanlışın farkında olsalar gerek ki kesim işlemini gece yapmışlar. Ya da Yozgatlıdan “tepki gelir” diye düşünmüşlerdir. O çam ağaçlarına yazık olmuş.

Sahi kentin orta yerinde Vali Konağı olur mu? Yozgat'ta olur. Neden hiç bir vali bu konağın kentin dışına taşıyıp o konağı ve bahçesini Yozgatlılara bırakmaz. Kentin merkezinde park yok. Vali konağının dışında böyle bir park yapmak için yer de yok. Bütün konuşmalarında Yozgat'a ve Yozgatlıya övgüler düzen valiler neden Yozgatlılar için bu kadar küçük bir özveride bulunmazlar anlamıyorum.

Lise caddesinden devam ediyorum. Kentpark'a doğru. Aaa o da ne karayolları kaldırılmış. Karayolları bahçesindeki tüm ağaçlar yok edilmiş. Büyük bir beton alan yapılıyor. Soruyorum burası ne diye. Vilayet binası diğer müdürlükler için devasa bir bina yapılıyor.

Bu bina kentin gelişim yönündeki Divanlı tarafında bir yere yapılabilirdi. Oradaki 250'ye yakın 60-70 yaşındaki ağaçlar kesilmemiş olurdu. Orası da Yozgatlılar ve üniversite gençliği için parklara ve sosyal tesislere dönüşebilirdi.

Devam ediyorum gölete doğru Kentpark'ın karşısında yükselen binaları görüyorum. Çok büyük bir çirkinlik iç içe geçmiş yüksek ve çirkin yapılanmış binalar. Üzülüyorum. Sonra buradan zengin olanları düşünüyorum. Tiksiniyorum.

Biraz daha ilerliyorum ve gölette su olmadığını farkediyorum. İki gölet arasında yapılmakta olan spor vadisinin inşaatını görüyorum, mutlu oluyorum. Yozgat'a değer katacağını düşünüyorum. Bu projeye emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum.

Oradan geri dönüyorum Terminalin ordan Sivas Caddesi'ne çıkınca kaldırım çalışmasını ve ağaçlandırmayı, Kız Meslek Lisesinin bahçesindeki otoparkı görüyorum. Mutlu oluyorum, iyi düşünülmüş bir çalışma.
Tabi bu arada Belediye Başkanı Kazım Aslan'la ilgili konuştuğum tüm insanlarda genel bir memnuniyet hissediyorum. Seçildiğinde arayıp tebrik etmeyi ihmal etmişim, kendisini burdan tebrik ediyorum ve başarılar diliyorum.

Çamlığa çıkıyorum sonra. biliyorum bu ağaçların hepsi tanıdık, hepsi dost. Yukarı çıktıkça piknik alanlarının kapatıldığını, ocakların sökülüp masaların kalktığını görüyorum.

Restoranların yıkıldığı yere geliyorum. Neden yıkıldığına anlam veremiyorum. En az 60 yıllık bina, 60 yılda neler gördü nelere şahit oldu. İyi ki Abbas Sayar bunu görmedi diye düşünüyorum.

Neden Yozgat'ta egemen olanlar kendileri dışında kimseye saygı göstermezler. O restoranları yıkmak benim gibi bir çok insanın anılarını yıkmakla eş değer. ne güzel anılarımız vardı o taş duvarların arasında, nice insan sünnet oldu nice insan yuva kurdu o binada... Abbas Sayar şiirler yazdı, sohbetler yaptı. Şimdi yıktınız o binayı ve benim gibi çamlığa düşkün olanlarında Yozgat'a olan gönül bağını da yıktınız.
Bütün Çamlarla vedalaşıp ayrıldım. Çamlıktan ve Yozgat'tan bir daha ne zaman yolum düşer bilinmez.
Kurban bayramınızı mübarek olsun. Aşk ile.

3.10.2014