Osmanlı İmparatorluğunda Bayındırlık ve İskandan sorumlu Nafia Nazırlığı ya da Nafia Nezareti (Bakanlığı) Sultan Abdülmecid’in 1848 yılında devlet yönetiminde yaptığı yenilikler içinde sayılabilecek kurumsal yapılanmalardan biridir.1848 yılına kadar bu faaliyetleri eyaletler yürütmekte idi. Nafia Nezareti kuruluşundan hemen sonra Ticaret Nazırlığıyla birleştirilmiş, Bakanlığına da Hekim İsmail Paşa getirilmiştir. 1870 yılında ise tekrar Ticaret Nazırlığından ayrılarak Nafia Nazırlığı olarak faaliyetlerini yürütmüştür. Abdülhamit dönemine gelindiğinde Nazırlığa Hasan Fehmi Paşa getirilmiş ve beş yıl bu görevi yürütmüştür. Bu dönemde devletin Kara ve Demir Yollarıyla ilgili ilk ciddi çalışmaların hayata geçirildiği görülür. En son Osmanlı Nafia Nazırı Ali Rıza Paşadır. Cumhuriyet dönemine geldiğimizde ilk olarak Nafia Vekâleti olarak isim değişikliğiyle faaliyetlerini 1945 yılına kadar sürdürmüştür.
1945 yılında ise isim değişikliğiyle Bayındırlık Bakanlığı ismini almıştır. 2011 yılına kadar Bayındırlık Bakanlığı ismiyle faaliyetleri sürdürmüş olan Bakanlık, bu tarihten sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adını almıştır. 11 EKİM 2021 tarihinde ise Bakanlığın adı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmiş ve faaliyetleri bu isimle sürdürmeye devam etmektedir. Bu özet tarihi süreçten sonra, devletimizin çok önemli Kara, Hava ve Demir Yolu yatırımlarını yöneten, devasa bütçeli bakanlığın önümüzdeki süreçte öncelikle çözüme kavuşturması gereken konuların ana başlıklarını şu şekilde sıralayabiliriz.
Yaşanabilir şehirleşme. Küresel ısınma ve kuraklıkla mücadelede alınacak tedbirler. Ulaşımda Karayolu ağırlığının Demir Yoluna ve Deniz Yoluna kaydırılması. Orman Bakanlığı bünyesindeki Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün bakanlık bünyesine alınması ve daha etkin konumda getirilmesi. Orman Bakanlığı ve Tarım Bakanlığının birleştirilerek Orman Kadastro çalışmalarının süratle tamamlanması. *Bu husus Adli yargının iş yükünü büyük ölçüde hafifletecektir. Vatandaşın devletele olan ihtilaflarını sonlandıracaktır.
Ormanlarımızın etkin korunmasına ağırlık verilmesi. Yanan orman alanlarının yapılaşmaya kapatılması. Aynı özenin Mera alanlarında da gösterilmesi ve Hayvancılık faaliyetlerinin ülke genelinde teşvik edilmesi. Tarım alanlarımızda Tarımsal Altyapı Dönüşüm Çalışmalarına hız vererek daha ekonomik Tarımsal üretim sürecine geçilmesi. Yaşanabilir Şehirleşme başlığıyla bağlantılı olarak, kırsalda saydığımız faaliyetlerin etkisiyle köyden kente olan kontrolsüz göçün tersine çevrilmesi. İstihdamı ön plana alan üretim faaliyetlerine ağırlık vererek, ithalata dayalı tüketimden, ihraç fazlası olan ülke konumuna gelinmesi. Devlet Planlama Teşkilatının yeniden yapılandırılması ve planlı kalkınma politikalarının hayata geçirilmesi. Bu yolla da kaynak israfının önlenmesi.
Sözün özü; güzel ülkemizin var olan her türlü yer altı, yer üstü ve iyi yetişmiş insan kaynaklarını harekete geçirilerek, bölgesinde, her alanda güçlü, itibarlı ve sözü dinlenen bir Türkiye idealinin hayata geçirilmesi. Bütün bunları gerçekleştirecek liyakatli, iyi yetişmiş, organizasyon becerisi ve cesareti olan kadrolara sahip olduğumuz unutulmamalıdır.