EKONOMİST VE FİNANS UZMANI SALİH HATİPOĞLU YENİDEN ARAMIZDA

Geçmiş yıllarda uzun süre YOZGAT Gazetesinde köşe yazarlığı yapan hemşehrimiz Bankacı,Ekonomist ve finans uzmanı Salih Hatipoğlu bu kez internet gazetemiz www.yozgatgazetesi.com ‘ da Ekonomi, ekonominin temelleri, ekonominin yaşamla etkileşimi ve diğer sosyal alanlarla ilişkiler konularında yazılar kaleme alacak.
İşte,Sorgun’un yetiştirdiği değerlerden biri olan hemşehrimiz Salih Hatipoğlunun önce kendisini tanıttığı, peşinden de ‘ EKONOMİ : Hayatımızın Görünmeyen Ama En etkili gücü ‘ başlığı ile kaleme aldığı makalesi:
“Yiğidin harman olduğu Bozok diyarının saygıdeğer evlatları.
Ben Salih Hatipoğlu, 1972 yılında Sorgun’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Sorgun’da tamamladım. 1989 yılımda Orta Doğu Teknik üniversitesi Petrol Mühendisliği Bölümünü kazandım, 1,5 yıl burada eğitim gördükten sonra Viyana Teknik üniversitesi’ne geçiş yaptım, 1 yıl da burada eğitim gördükten sonra Boğaziçi üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü kazandım ve 1997 yılında mezun oldum. Yüksek Lisans eğitimimi Yeditepe üniversitesi’nde tamamladım. 1998-2025 yılları arasında özel bankalarda, son 17 yılı üst düzey yönetici olmak üzere 27 yıl görev yaptım.
Lise sonrası okul ve çalışma dönemlerinde hep insan neden doğduğu yerde doyamıyor sorusuyla dertlendim. Ben bir Yozgat’lı olarak neden bu topraklarda yaşayamadım, neden gurbete sürüldüm diye sordum kendime. Bu sorularla bir taraftan yaşam mücadelesi verirken diğer yandan da akademik çalışmalar yaptım. “Yozgat kalkınma projesi” ve “Küreselleşen Dünyada Türkiye ve Yozgat” isimli kitap çalışmaları yaptım. Kendi imkanlarımla bu çalışmaları bastırıp ilgililere ulaştırdım. Tabiki kimse bu tür çalışmalarla ilgilenmedi. Sorgunlu arkadaşlarımla “Sorgun Düşünce Kulübü”nü kurduk. 18 yıl aralıksız her hafta İstanbul şartlarında biraraya geldik. Her ay akademik değeri yüksek Yozgat’a özel çalışmalar yaptık, dosyalar yayınladık. Sorgun’da akademisyenleri ve yerel yöneticileri bir araya getirdik. Her türlü duyarsızlığa karşın, çalışmalarımıza devam etmekteyiz. “www.sorgundusuncekulubu.com” adresinden bu kıymetli gurubun çalışmalarını takip etmenizi tavsiye ediyorum.
2025 yılında profesyonel yaşamıma ara verdim. Sorumluluk duygularımla geçmişte de olduğu gibi faaliyet göstermek amacıyla duayen gazeteci, saygıdeğer ağabeyim Osman Hakan Kiracı’nın izniyle bu köşeden düşüncelerimi paylaşacağım.
Ben belli bir plan dahilinde yazılarımı sizlerle paylaşacağım, ancak sizlerin yorum, eleştiri ve düşünceleri çerçevesinde yazılarımı yönlendirmeyi planlıyorum.
Bu ortamda siyasi konulara girmek istemiyorum. Ekonomi, ekonominin temelleri, ekonominin yaşamla etkileşimi ve diğer sosyal alanlarla ilişkileri çerçevesinde yazılarımı planlayacağım.
Köşemin adı “ insan doğduğu yerde doymalıdır, bu olmuyorsa da sorgulamalıdır”dır.
İlk yazım aşağıdadır.
Saygı ve sevgilerimle.
shatipoglu@gmail.com
** ** **
EKONOMİ : Hayatımızın Görünmeyen Ama En Etkili Gücü
Ekonomi denildiğinde çoğumuzun aklına döviz kurları, enflasyon oranları ya da bütçe açıkları gelir. Oysa ekonomi, yalnızca rakamlardan ve grafiklerden ibaret değildir; günlük hayatımızın tam merkezinde yer alan bir sistemdir. Sabah aldığımız ekmekten ödediğimiz kiraya, kullandığımız telefondan yaptığımız birikimlere kadar her şey ekonominin konusudur.
En basit tanımıyla ekonomi, insanların sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçlarını nasıl karşıladığını inceleyen bir bilim dalıdır. Kaynaklar sınırlıdır çünkü zaman, para, emek ve doğal kaynaklar sonsuz değildir. Ancak ihtiyaçlar ve istekler sonsuzdur ve sürekli artar. İşte ekonomi, bu dengeyi nasıl kuracağımız sorusuna cevap arar.
Ekonominin temelinde üretim, tüketim ve paylaşım yer alır. Üretim, mal ve hizmetlerin ortaya çıkarılmasıdır. Tüketim, bu üretilenlerin insanlar tarafından kullanılmasıdır. Paylaşım ise üretilen değerlerin toplum içinde nasıl bölüşüldüğünü ifade eder. Bir ülkede gelir adaletsizliği varsa, bu yalnızca ekonomik değil aynı zamanda sosyal bir sorundur.
Sıklıkla duyduğumuz enflasyon, fiyatlar genel seviyesinin sürekli artması anlamına gelir. Enflasyon yükseldiğinde, aynı parayla daha az ürün alınabilir. Bu da özellikle sabit gelirli vatandaşların alım gücünü düşürür. Diğer yandan işsizlik, çalışmak isteyen bireylerin iş bulamaması durumudur ve ekonomik büyümenin topluma yeterince yansımadığını gösterir.
Ekonomi yalnızca bireyleri değil, devletleri de ilgilendirir. Devletler bütçe yapar, vergi toplar, harcama planları oluşturur ve ekonomik istikrarı sağlamaya çalışır. Alınan her ekonomik karar, toplumun geniş kesimlerini doğrudan ya da dolaylı olarak etkiler. Bu nedenle ekonomi, aynı zamanda bir tercihler ve sorumluluklar alanıdır.
Sonuç olarak ekonomi, karmaşık gibi görünse de aslında hepimizin hayatına dokunan bir alandır. Ekonomiyi anlamak; yalnızca ülke gündemini takip etmek için değil, kendi bütçemizi yönetmek, geleceğe dair daha sağlıklı kararlar almak için de önemlidir. Çünkü ekonomi, yalnızca paranın değil, hayatın nasıl yönetildiğinin hikâyesidir.








