Ece DOĞAN

GENÇ BAKIŞ

SANAL KAYGI

Bu aralar telefon elimde sosyal medyadan gündemi takip ederken çok gerildiğimi fark ettim. Kendi içime dönüp düşünmeye başlayınca yaşadığımız dönemin psikolojik açıdan ne kadar zor olduğunu daha iyi anladım. Hepimiz tek tıkla dünyanın her köşesinden haberdar olabiliyoruz. Sonra da bütün bu olayları yorumlamaya, felaket senaryoları üretmeye başlıyoruz. Gündem hakkında aklımıza gelen ilk cümleleri sıralıyor tak diye gönderiveriyoruz, gerisini okuyanlar düşünsün. İşte ben o oturup düşünen, felaket senaryolarında kaybolup giden okuyuculardan olduğumu hissettim. Her olayın bu kadar içinde olmak, bir yorum getirmek gerektiğini hissetmek bu dönemlerde bana biraz ağır gelmeye başladı.

Vicdanı olmayan, hasta ruhlu insanlar insanlığın her döneminde elbette ki vardır. Bu dönemin farkı kendimizi hepsiyle tanışıyor gibi hissetmemiz. Dünyanın neresinde bir kötülük varsa hepsine tanık oluyoruz. Yetmiyor yargıç oluyoruz kendimizce cezalandırıyoruz. İşte tamda bunlar bazen ne kadar kötü bir dünya da yaşadığımızı düşündürüyor bana. Çünkü insan beyni öyle bir programlanmış ki korku ve tehlikeyi unutmuyor. Sürekli gelecek bir tehlikeye karşı tetikte kalmaya başlıyor. ‘’Eski günler’’ hasreti tam burada başlıyor bence. Düşünün mesela 90’lı yıllar gibi bir dönemde olsaydık şu an sadece kendimizin ve sosyal çevremizde olan insanların sorunlarından etkilenir onların başlarına gelen ekstrem olaylar varsa ya da gazetede okursak en fazla onlara şaşırabilirdik. Televizyondan haberleri izlerdik vatandaşlık görevimizde biterdi, bu olayı nasıl yorumladılar acaba ya da ben nasıl yorumlasam diye düşünmezdik. Daha az kötü haber, daha az sorumluluk hissetme, daha az tehlike.. Bunları toplayınca daha çok mutluluk ve güven mi çıkıyordu acaba?

Teknolojinin bu kadar gelişmesi kötü değil tabi ki ama bence insan psikolojisi çok hassas. Kaygı ve korku duyguları tetiklenmeye hatta bizi ele geçirmeye çok müsait. Bu kadar yoğun duygu geçişlerinin olması sebebiyle arada yabancılaşmamız çok normal. Ama işin handikabı da bu yabancılaşsak bile uzaklaşmıyoruz bu sanal dünyadan. Sosyal medya hesaplarını kapatmak bir nevi o dünyada ölmek gibi. ‘’Çünkü heey bende varım!’’ demek için o kadar şeyi okuyup yazmıyor muyuz zaten? Kapatsak hesapları kim fikrimizi soracak, kim ne yaptığımızı nereden bilecek?

 Kendi içimizde akılcı bir medya okuryazarlığı filtresi oluşturmak yaşadığımız dönemin kaygı seviyesini azaltmakta fayda sağlar diye düşünüyorum. Arada bir uzaklaşıp kendimizle baş başa kalmakta gerekiyor gibi. Hepimiz için fiziksel ve psikolojik olarak iyi olma hali diliyorum. Önümüzde ki günlerde kendimize çokça dikkat etmemiz gerekecek. 

OKUR YORUMLARI
Adem KARA
22.03.2020 08:51:38

Ece hanım gündemin psiko-sosyal açıdan yorumunuz güzel olmuş.Doktor olarak yazınızı destekliyorum. Önemli olan zehiri üretirken panzehirini de üretebilmek.

Defne can
13.03.2020 07:29:36

Ne kadar doğru şeyler yazmışsınız ama kime ne anlatacaksınız ki sizi büyük gazetelerde yazarken görmek isterim

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ