Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

SORGUN’DA 24 KASIM

İnsan hayatında; her günün, her haftanın, her saatin ve her anın ayrı bir özelliği ve güzelliği vardır. Zira aklı başında olan her insan kendine ikram ve ihsan edilen bu zaman dilimini en güzel şekilde kullanıp lehine çevirmesini bilmelidir.

Ülkemizde hemen her bir meslek grubunun bu manada kutladıkları bir gün veya haftaları vardır. Bu zaman dilimleri o meslek grupları için çok ehemmiyetlidir. Onlar orada bir aidiyet hissiyle kendilerini bulur, farkedilir, kaynaşır ve yaşadığı toplum için vazgeçilmez bir uzvun hücresi olduğunu idrak ederler.

İşte 24- Kasım 2014 Günü Sorgun’da Milli Eğitim Müdürlüğünün koordinesinde kutlanan bu programın bir bölümüne emekli öğretmenler olarak bizde davetle katıldık. Sorgun Öğretmen Evinde aynı günün akşamı icra edilen bu programın şekli, manası ve muhtevası bence çok büyük önem arzetmektedir. Programın şekli şuydu: “Emekli öğretmenlerle, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin tanıştırılması ve kaynaşması.”

Gerçekten de toplumun şu günde en çok ihtiyaç hissettiği; barış, kardeşlik, birlik-beraberlik şuuru içerisinde yürütülen ülke çapındaki projelerin meslekî düzeydeki güzel bir numunesini bu programda yaşadık. Çiçeği burnunda, meyve vermeye hazırlanan çiçek gibi öğretmenlerimizi tanıdık. Eski fakat asla eskimeyen emekli öğretmenlerimizin çok güzel hatıralarını dinledik. Sorgun’un ve bu ülkenin eğitim alanında kat ettiği mesafeyi memnuniyetle ve iftiharla seyretmiş olduk.

Her bir meslektaşım gibi ben de bu vesile ile, kısa bir konuşma ve bir hatıramı nakledip bu organizasyonu tertipleyenlere teşekkür ettim. Konuşma ve hatıra şudur: Osman Gazi’nin aynı zamanda öğretmeni olan Şeyh Edebali Hazretleri Osman Gazi’ye der ki: “Oğul! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” Evet insanın olmadığı veya önemsenmediği bir yerde devlet olmaz, olsa da uzun ömürlü olamaz. Hele bu insan; o toplumun temeli, harcı, maddî ve manevî kültürüne şekil veren bir meslek grubu ise, o insanların her zaman ve zeminde varlığını devam ettirip gerekli saygı ve itibarla onları baş tacı yapmak gerekmektedir. Bu grubun buna gerçekten hakları vardır. Bu meyanda bir hatıramı nakledeyim: Sene 1989, Yozgat Milli Eğitim Müdürlüğüne Vekalet ediyorum. Zamanın Valisi beni çağırdı ve dedi ki, Yetiştirme Yurdunu ara ve Lise kısmında okuyan öğrencilerin sayısını al, bunlara birer eşofman takımı hazırlayıp ziyarete gidelim. Biz de gerekeni yaptık ve ziyaret sonrasında kurumun müdürü çok önemli bir şey hatırlattı. Sayın Valim! Daha önce de böyle bir icraat yaptık. Büyüklere itibar edildi, küçükleri ayırdık ve onlar da gece sabaha kadar uyumayıp ağabeylerinin dolaplarını açarak bütün giyecekleri makaslamışlardı dedi. Sayın Vali durumun vahametini kavrayıp beni yanına çağırdı ve dedi ki derhal tüm çocukların listesini al ve tamamını giydirelim…

Evet, çocuklardaki bu itilmişlik, ötekileştirilmişlik ve yok sayılma duygusunun nasıl bir şiddete dönüştüğünün örneğini gördükten sonra anladık ki bu davranış şekli, fıtrî bir duygudur. Herkes varlığının farkında olunmasını ve unutulmaması gerektiğini canu-gönülden arzu etmektedir.

İşte biz de emekli öğretmenlerin unutulmadığını ve bu toplumda ifa ettikleri göreve karşı bir vefa hissiyle hatırlandığını göstererek şu manzarayı bizlere yaşattıkları için başta Sorgun Kaymakamı Sayın Ali Arslantaş olmak üzere Milli Eğitim Müdürü Sayın Hüseyin Ekinci ve ekibine teşekkür ediyoruz. Günümüz kutlu olsun Değerli Öğretmenlerimiz…
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ