Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

Ramazan Bayramı

Bayram: Her milletin kendi dini veya milli kimliğine uygun olarak, topluca kutladığı özel önemi haiz olan günlerdir.
Ramazan Bayramı da; senede bir defa gelen Ramazan Ayı sonunda, oruç gibi kutsal ve meşakkatli bir ibadetin neticesinde, o imtihanı başarı ile geçmenin mutluluğunu birlikte yaşamanın adıdır.
Arapçada ‘İdül fıtır’ diye adlandırılan bu bayram Hicret’in ikinci yılından itibaren Müslümanlarca kutlanmaya başlanmıştır. Zira oruç ilk defa bu yıl farz kılınmış ve akabinde de yari fievval ayının ilk üç gününü de bayram olarak kutlamışlardır.
Ramazan Bayramına, bayramdan önce fitre (mali bir ibadet) verildiği için ‘Fıtır Bayramı’ da denilmektedir. Fakat fieker Bayramı denilmesi uygun değildir. Çünkü dini terim ve kavramların değiştirilmesini Peygamberimiz (asm) hoş karşılamamıştır.
Gerek Ramazan ve gerekse Kurban Bayramının İslam toplumunun nev’i şahsına münhasır özel günler olduğunu bizzat bu dinin Peygamberinin tavsiye ve uyguladığını görüyoruz.
Hz. Peygamber (asm) Medine’ye hicretinden sonra görüyor ki, Medine halkı İran’dan alınma ‘Nevruz ve Mihrican’ adıyla iki bayramı kutluyorlardı. Bunun üzerine Hz. Muhammed: ‘Allah sizin için o iki günü daha hayırlı iki günle, Kurban ve Ramazan bayramları ile değiştirmiştir,’ buyurarak diğer dinlerin kutsalından İslam’ı arındırmış ve isimlerini de koymuştur.
Bayramlar; sevinç, sürur ve mutlulukların paylaşıldığı günlerdir. Ancak, bunları yaparken yani; yemede, içmede ve eğlencede ölçüyü kaçırmamak gerekmektedir. İslam dini her şeyde olduğu gibi ifrat ve tefritten uzak durmayı ve orta yolu (vasat), sarat-ı müstakimi tavsiye etmektedir. Bazı toplumların bayram adına yaptıkları ‘karnaval ve faşing ‘ tarzı hareketler çılgınlıktan başka bir şey değildir.
Her zaman olduğu gibi İslam’da esas olan, bütün toplumun mutluluğudur. Fitre ve zekatla fakirin yanında olan, oruçla açlığı tadan Müslüman mütevazi olur. Çılgınlık yapamaz. Hatta Anadolu’da hala devam eden güzel adetlerden biri de bayram namazından sonra topluca mezaristan ziyaretleri ve toplu yenen yemekler, Müslümanların ne kadar ölçülü olması gerektiğinin bir nişanesidir.
Evet, İslam’da yeme-içme ve eğlence vardır. Ama meşru dairede kalmak şartı ile. Zira ‘helal dairesi geniştir, keyfe kafidir. Harama girmeye lüzum yoktur. ‘
Bütün okuyucularımın bayramını kutlar, bayramın bütün insanlığın saadetine medar olmasını temenni ederim.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ